MEKTUP

Sıra bu deneyimi geliştirmekte...

ODTÜ’de polis ve rektörlüğün saldırılarına boykotla yanıt veren öğrencilerden Buse Vurdu hem süreci hem sonrasını anlatıyor...

Bize bunları yaşatanlar utanacak, biz değil!

Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde yaşanan tecavüz suçunun ardından bir öğrenci: Bu olaylar sessizlikle karanlığa gömülü kalmayacak. Bize bunları yaşatanlar utanacak, biz değil!

Bir okumanın ardından...

Tek bir okuma bile neler değiştirir? Neler yeşertir yüreklerde... Krizin faturasını ödemeyi kabul etmeyen, sesimize güç veren tüm kadınlara selam olsun…

Ayağa kalkın ve haykırın!

Mutlu olmadığınız, şiddet gördüğünüz bir evliliği devam ettirmek zorunda değilsiniz. Biz kadınız, güçlüyüz. Gücümüz, içimizde saklı. Açığa çıkaracak olan bizleriz.

Dünyayı güzelleştirmek için...

Biz kadınlar olarak, şiddet ve baskıya karşı özgürlük, demokrasi ve barışı savunmak için bir arada olmak zorundayız. Dünyayı güzelleştirmek için 1 Mayıs’ta alanlarda buluşalım.

Seçimler bitti, şimdi kadınları neler bekliyor?

Malatya’dan bir okurumuz seçim dönemine ilişkin gözlemlerini ve seçim sonrası için beklentilerini anlatıyor: ‘Bir kurtarıcı gelmeyecek. O kurtarıcı biz kendimiziz.’

Tarihi bir de kadınlardan dinleyelim...

Eski zamanların tekinsiz Maenadlarından örgütlü kadınlara, cadılardan yoldaşlara, Mitos’tan Logos’a bir kız kardeşlik kaydı...

LCW işçisiyim, kreş istiyorum!

LC Waikiki’nin mutlu reklamlarının ardı sömürü dolu. LCW işçisi bir işçi kadın hem çalışma koşullarını hem de kreş talebinin önemini mektubunda anlatıyor.

‘Fabrikalarda tacize ve  kadın işçilerin sorunlarına dair sendikalara önerilerim’

Otomotiv başta olmak üzere plastik, gıda gibi birçok iş kolunda çalışan bir kadın işçi iş yerlerinde yaşanan tacize karşı ve kadın sorunlarına ilişkin sendikalara çok değerli önerilerde bulunuyor.

‘Biz sadece sendika hakkımızı aradık’

CT Otomotiv’den sendikalaşmak istedikleri için mobbinge maruz kalan ve sonunda haksızca işten atılan işçilerden Gamze Kömür yaşadığı süreci anlattı.

Müzik alanında da hayatın her alanında da eşit olmak için...

Sesiyle, sanatıyla yaşamını idame ettiren bir kadın, müzik alanında kadınların emeklerinin erkekler tarafından sömürülmesine tepki gösteriyor.

Sağlıkçılar tükenmişlik sendromu yaşıyor

İzmir’den sağlık emekçisi Figen Kul yazdı: Az parayla çok iş mantığının hakim olduğu sistemin sağlıkçılara faturası çok ağır.

Kadınlar olarak kötü çalışma koşullarına mahkum değiliz!

İşimizi geri istiyoruz. Ekonominin zor olduğu bugünlerde iş bulmak kolay değil. Var olduğumuz fabrikalarda, kötü çalışma koşullarına kadınlar olarak mahkum değiliz. Sendika haktır engellenemez.

Yalnız olmadığımızı bilerek yürümeliyiz artık!

Ankara’daki Hayvan Hastanesinde bir kadının maruz kaldığı tecavüz sonrası Veteriner Hekim Esra Doğu’dan tepki: Bu ilk değil, son olsun diye en ağır cezayı almasını istiyoruz!

Ve hayal kurdum, sonunda kendim için...

Burada daha iyi anladım kadın dayanışmasının önemini. Kadınların bir araya geldiğinde birçok şeyi başarabileceğini ve beraber hareket edildiğinde birçok kazanım elde edilebildiğini daha iyi anladım.

İyi ki Ekmek ve Gül...

Kadınların direnişini, yaşamdaki gerçekliklerini, en önemlisi de “neler oluyor” sorusunun tarafsız cevabını görebildiğim satırlarda, tüm gücüme yeniden sarıldım.

Tiyatrodan 1 Mayıs’a bu ‘birliktelik’ bizim!

Antalya Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar yazdıkları mektuplarla Ekmek ve Gül’e güç kattı. Bir araya gelişleriyle kız kardeşliği, dayanışmayı, mücadeleyi tadan kadınlar şimdi 1 Mayıs’a hazırlanıyor.

Aşkın seçimi

Mesela şehrimize aşık olanlar tanrı değil. Ne yazık ki aşklarından dolayı şehrimiz ağaca da dönüşmedi, betonlaştı.

8 Mart etkinliğimizden bize ne kaldı?

Buradan çağrımız olsun! Derneğimize üye olmak, bize fikirlerinizi bildirmek, etkinliklerimize katılmak Albatros’u güçlendirir ve her şeyden önemlisi Türkiyeli göçmenler olarak bizleri güçlendirir.

Sarı sendika istemiyoruz

Ordu'daki bir kot fabrikasında çalışan işçi, sendikalaştıkları süreçte yaşadıkları zorlukları anlattı: Patron çağırınca koşa koşa giden sendikacı olur mu? Sendikacı işçi çağırınca koşmaz mı?