İÇİMİZDEN BİRİ

Narin depremin de yaşamın da yaralarını kadınlarla birlikte sarıyor

Narin depremin ağır hasarlar bıraktığı Adıyaman’da 3 çocuğuyla hayata tutunmaya çalışıyor. Öyle bir kadın ki o, hangi kadın başını sokacak bir yer arasa kendini onun yanında buluyor.

Hamile kadınlar için fabrikayı örgütleyen Arife

Yoğun çalışma sırasında bebeğini düşüren Arife, başka bir kadın aynı şeyi yaşamasın diye kolları sıvıyor ve diğer işçilerle fabrikaya sendika sokuyorlar.

‘Artık kimseye muhtaç olmayacağım’

Zeynep 42 yaşında. Urfalı 8 çocuklu bir ailenin 6 erkek 2 kız çocuğundan en küçüğü. Zeynep’in hikayesi dayanışmayla, kendi ayakları üzerinde durmaya başlayan bir kadının hikayesi.

Hayat boyu mücadeleden vazgeçmemiş bir kadın: Müstesna*

Müstesna 36 yaşında, 3 çocuk annesi. Geçimini gündüzleri atölyede çalışıp akşamları ise evde toka yaparak sağlıyor. Başka kadınların da gelir elde etmesi için toka işini onlara öğretiyor.

Depremzede Mediha’nın 8 Mart talebi: Huzurla başımıza çatılar yıkılmadan yaşamak istiyoruz

‘Bizi ihmal öldürdü. Hem önlemediler hem kurtarmadılar. Şimdi bir yılda evleri yapacağım diyorlar ama hâlâ su yok. Sürer mi böyle, sürmez. Bir sonu olacak elbet.... Onların da sonu gelecek.’

Bol sohbetli, güzel sofralara hasret ama dayanışmayla güçlü: Serap

Çadırkentte kendine yeni bir yaşam kurma mücadelesi veriyor Serap. Küslüklerin bittiği, dayanışmanın yeni bir hayat yeşerttiği çadırkentte, bir solukta anlatıyor zorluklarla dolu yaşamını...

Gönül neden ahtapot olmak istiyor?

‘Ben tanıdım, tanıdıkça güvendim. Birbirimize ihtiyacımız var, kapıdan da kovsanız, bacadan girer yine de anlatırız, dinleriz, yan yana geliriz…’

Sendikal bürokrasiye çomak sokan Nagihan’ın inadı

Federal Mogul fabrikasında işten çıkarılan, sendika genel kurul delegeliği için seçilen Nagihan şimdi de şube başkanlığına aday! İşte Nagihan’ın hikayesi…

Nazlı: Göçle değişen yaşam, direnişle güçlenen direnç

Bir taraftan işçi direnişi içinde gelişen bilinci, diğer taraftan hayatın getirdiği çeşitli yükleri omuzlamanın olgunluğu ile daha güçlü bir kadın haline gelmiş Nazlı.

Hakları için direnen ETF tekstil işçisi Ayşe: Patronun yaptığı yanına kâr mı kalsın?

Ayşe bir işçi disipliniyle gelip gidiyor alana. “Hakkımızı alana kadar bitmeyecek nöbetimiz” sözünü pelesenk etmiş diline.

Şiddet mağduru Sevgi: Kabuğumu kırdım, siz de yapabilirsiniz!

Yaşamını baştan yazan Sevgi: Ben yaşamak istiyorum. Özgür olmak istiyorum. Bu zamana kadar hem baba evinde hem koca evinde hep dayak yedim artık böyle bir hayatı istemiyorum.

Bir ev işçisinin hikayesi: Hepimizin hikayesi

Şiddetten kaçmaya çalışırken güvencesiz çalışmaya tutulan Gül’ün hikayesi, kadınların mahkum edilmeye çalışıldıkları yaşamın sistematikliğini ortaya koyuyor.

Sivas’ın tek kadın kıraathane işletmecisi Şahset: Önyargılara inat, devam!

Sivas’ta yaşayan 47 yaşındaki Şahset Kurugöl 8 ay önce devraldığı kıraathaneyi işletiyor, ama ne zorluklarla! Önyargıların yanı sıra bir de ekonomik zorluklara göğüs germeye çalışıyor.

Oto lastiği tamircisi Mümine Gökçe: Kadınlar istediği işi rahatlıkla yapabilir

15 yıldır otomobil lastiği tamir eden Mümine Gökçe ‘Keşke daha önce başlasaydım bu işe’ diyor. ‘Kadınsın, nasıl yapacaksın’ sözlerine karşılık da ‘Kadınlar her işi rahatlıkla yapar’ karşılığı veriyor.

Yeni asgari ücret bizi askıda ekmekten kurtaramadı

‘Ben et yemeği çıkınca ya da sütlaç çıkınca paketleyip ya da ekmeğin içine koyarak eve götürüp kardeşlerime yediriyorum. Bu bana çok dokunuyor.’

Türkan: Bana hayatta kimse yazık diyemez

Küçük yaştan itibaren yoksulluğa ve şiddete maruz kalan Türkan bugün hayata bağlı, güçlü, ayakları üzerinde duran bir kadın olarak çıkıyor karşımıza.

25 yıldır işçi olan Gülsel’in inadı: Ben haklarını alan bir işçi olacağım

25 yıllık işçi Gülsel her sektörde çalışmış. Sendikalaşma deneyimi de yaşamış, baskının en ağırını da. Onu en çok verdiği emeğin değer görmemesi öfkelendiriyor. Tek amacı var; haklarıyla çalışmak!

Ahh! Gülizar içimizi yaktın!

25 Kasım bildirisi dağıtırken, bildiri alan Hatice abla anlatıyor Gülizar’ın neresinden tutsan şiddete dokunduğun hikayesini. Gülizar’ın hikayesi içimizi yakıyor ama en çok da öfkemizi biliyor.

Kadınlar: Almanya‘ya geliş ve kalış…

Çoğumuz özellikle göç sürecindeki kadınları, 'gurbet'le 'vatan' arasında gidiş gelişleri, Almanya'ya alışamamaları, dil bilmezlikleri, acıları, hasretleriyle tanırız. Ama bu iki kadın öyle değil...

Koca ‘çalışma’, patron ‘sendikalaşma’ dedi son sözü Gülay söyledi!

Kötü çalışma koşullarına, baskıya karşı sendikalaşma mücadelesi veren Gülay çok engelle karşılaşmış. Bir gün bile ‘of’ demeden verdiği mücadelesi sayesinde şimdi sendikalı bir işçi o.