İÇİMİZDEN BİRİ
‘Meral’in bu çektikleri biter mi? Sanmam çünkü bu düzende Meral sadece yaşadıklarını anlatabilmiş biri.’
Divriği’de 12 kadın esnaf tarafından işletilen dükkanlarıyla bir ilki başardıklarını belirten kadınlar, ahilik geleneğini de yaşatıyor: ‘Biz açtıktan sonra bütün çay ocakları kadın oldu.’
Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece işe gidecek olmanın getirdiği tatlı uykusuzlukla buluştuk petro kimya işçisi kadınlarla. İlk grevlerini anlatırken örgütlü işçiler olmanın gururunu taşıyorlar.
'Şiddetin her türlüsünü mübah ama bundan kurtulmayı ahlaksızlık olarak nitelendiren bir memleket düzeni içinde Figenlerin hayat hikayelerine sıkça tanık oluyoruz.'
Nilüfer derneğimize gelen, sokakta gördüğümüz binlerce kadından biri. Bir şekilde kurtulmuş, derneğimizle tanışmış ve şimdi dayanışmayla değişimin ve değiştirmenin bir parçası oluyor.
BELLEK
1913’te New York’ta 200 bin kadın ve çocuk işçi, sefalet ücretlerine ve sağlıksız koşullara karşı greve çıktı. Dönemin haber analizlerinden kesitlerle…
Ekmek ve Gül'de, 1944’te Tanin gazetesinde yayımlanan Neriman Hikmet’in Cibali Tütün Fabrikası çocuk yuvasına dair yazısını yeniden gün yüzüne çıkarıyoruz.
122 yıl önce, 7 Ağustos 1903'te Crimmitschau tekstil işçilerinin grevi başladı.
Ravensbrück Nazi kampı, sıradan kadınların nasıl işkencecilere dönüştüğünü gösteren korkunç bir örnek olduğu kadar kampta tutsak edilen kadınların hayatta kalmak için yürüttüğü mücadelenin de örneği.
1933’te Los Angeles’ta Rose Pesotta ile kadın terziler adil ücret ve çalışma koşulları için grev yaptı; bu direniş, kadın işçilerin sesini duyurduğu tarihi bir an oldu.
MEKTUP
'Meliha Keskin’i hayattan koparan bu eylemin failinin, hiçbir indirim uygulanmaksızın hak ettiği en ağır cezayı alması için davanın takipçisiyiz!'
'Biz kadınlar toplumun her alanında var olacağız. Kendimizi, varoluşumuzu, kadın olmayı çok seviyoruz!'
‘Biz kadın öğrenciler, bu süreçte iç içe geçmiş iki hisle mücadele ediyoruz: Derin bir korku ve büyük bir öfke.’
‘Bu, onurlu bir yaşam mücadelesi. İnsanca çalışmanın, insanca yaşamanın, kadın olarak saygı görmenin mücadelesi.’
‘Bunca zaman yaşadığımız şiddet ve mobbinge karşı hiçbir önlem almayan eski sendikamızın bir şey yapmayacağını anladım.’
DERGİMİZDEN
Bu sayımızda şiddeti hem kullanan hem de sürekli yeniden yaratan sermayenin şiddetine mercek tutuyoruz...
Gücümüzü, parçası olduğumuz sınıfın tarihsel dönüştürücü gücünde bulacağız. Korkusuz, güvenceli bir hayatın da yolunun bunun adımlarını atmaktan geçtiğini bileceğiz...
Düşmanlarımızın dost olup safları sıkılaştırdığı dönemde 25 Kasım, emeğimiz, yaşamımız ve özgürlüğümüz için mücadelemizi ortaya koyacağımız günlerden biri olmalı.
25 Kasım’a giderken bugün şiddetin temelindeki unsurları incelemek ve önümüze mücadele rotamızı güçlendirmek amacıyla bu dosyayı hazırladık.
Bugün kadınlara yönelik baskıların, eşitsizliklerin ve sömürünün kaynağı üretimin ve yaşamın nasıl örgütlendiğiyle ilgili. Kapitalizmde kadının yükü bir “rol” değil, bir zorunluluk.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN




































