İÇİMİZDEN BİRİ

Çağla, zorlu hayat koşullarından sonra ayakları üzerinde durmaya, kızıyla ilgilenmeye ve yaşamaya çalışan bir kadın. Onun hikayesi, Türkiye’deki tüm işçi, emekçi kadınların hikayesi.

TKIS Blinds işçilerinden Ayşe’nin neşesi, mücadeleye ve arkadaşlarına olan inancı, yaşamında da fabrikasında da zorluklara karşı dik duruşu direniş boyunca hepimize yol gösteriyor.

Ayşe hem mevsimlik işçi hem depremzede. Konteyner kentte yaşam mücadelesi veriyor. Yoksulluğun en ağır sonuçlarını, çocuklarıyla hayatta kalmaya çalışarak göğüslemek zorunda kalıyor.

Akcanlar direnişinde işçi eşlerinin desteği kritik bir noktadaydı. Şükran da bu direnişi güçlendiren kadınlardan biri…

‘Bana hakkım olan 300 lira fazla parayı vermeye çekinenler, bir haftalık tatilde sadece yeme-içmeye 100 bin lira ödüyorlar. Bir de bunları dönüp bana anlatıyorlar. Bu nasıl göze soka soka hak yemektir
BELLEK

Bilimden sanata, birçok alanda kadınların katkıları görmezden gelindi. Geçmişin hatalarından ders almak, geleceği daha adil inşa etmenin anahtarıdır.

1973'te Pilma Tudor Pil Fabrikası'nda gerçekleşen ve 155 gün süren grev, kadınların yoğunluklu katıldığı ve örgütlediği bir grev olarak işçi kadın mücadelesi tarihindeki yerini koruyor.

8 Mart işçi ve emekçi kadınların 200 yıllık tarihlerinde çıktıkları ekonomik ve politik hak mücadelelerinden doğmuştur ve üzerinden kazınması mümkün olmayan “sınıf mücadelesi” damgası taşır.

Bugün sendikal hak ve özgürlükler için direnişlere yönelik sendikalar parçalı bir duruş sergiliyor. Bu nedenle grevli toplu iş sözleşmesi hakkının ilk sınandığı Berec grevini hatırlamakta fayda var.

Bir coğrafya düşünün, kadın sesinin haram ve yasaklı olduğu bir coğrafya. İşte bu coğrafyada bir kadın dengbêj olmak, cesaret isteyen bir işti. Ayşe Şan bu cesareti gösterip ateşe dokunmuştu.
MEKTUP

'Devlet, kadına doğur diyor. Sonra kreş açmıyor. Annelik kutsaldır diyor, doğum iznini kısmakla övünüyor. Normal doğur diyor, doğumhanelerdeki şiddeti görmezden geliyor.'

Kayseri'den kamu işçisi kadınlar sözleşme sürecine ve taleplerine dair mektup yazdılar.

‘Bugün yine sendikaları zorlasak, birleşik mücadeleyi sağlasak, genel grevi örgütlesek… Deneyimlediklerimizin Türkiye genelinde yankı bulduğunu göreceğiz.’

'Özgürlük' en çok bize dair: İstanbul Üniversitesi’nden genç kadınlar, arkadaşları Selinay için de mücadeleyi sürdürüyor.

'Sıra arkadaşları olarak Rojin için ses olmaya devam ediyoruz; unutmak da unutturmak da yok, mücadelemiz sürüyor.'
DERGİMİZDEN

Bir yandan “Peki bundan sonra ne yapacağız?” sorusunun yanıtını hep birlikte ararken, dergimizde kadınların verdiği yanıtlar, ilerisi için aydınlık bir rota oluşturuyor.

İşte dergimizin nisan sayısı 1 Mayıs’a giderken birçok mahalleden, üniversiteden, fabrikadan, iş yerinden kadınların 'Buradayım, mücadeleden vazgeçmiyorum' çağrıları de deneyimleriyle dolu.

Şimdi milyonlardan aldığımız ve güçle 1 Mayıs’ı örgütleme zamanı, taleplerimizle alanlardan dolup taşmak, insanca, şiddetsiz ve özgürce bir yaşamı birlikte kurma zamanı.

İktidarın karşısında kadınlar artık kendini özne ve değiştirici güç olarak görecektir. Önümüzdeki 1 Mayıs bu nedenle işçilerin birliği ve mücadelesi için dönüm noktası olacağı çok açıktır.

Mevsimler geçse de biz hakkımızı aramaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de. Sonbahar geçti, kış geçti, şimdi ilkbahardayız. Mücadelemize devam ediyoruz…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.