Ölümde de mi statü varmış?
‘Kadrolara göre maluliyet’ belirlemek nedir? Kovid-19 ve tüm salgın hastalıklar sağlık emekçileri için meslek hastalığı ya da iş kazası olarak tanımlanmalıdır.

Salgında sağlık çalışanlarına yönelik vazife malullüğü/meslek hastalığı statüsü açıklamaları sağlık emekçilerinin bir kez daha değersizleştirilmesi ve hak gasbıdır.  

Öyle ki ‘Salgın döneminde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın kadrolarına göre vazife malulü/meslek hastalığı statülerinin hızla sonuçlandırılması sağlanacak… Vazife malulü sağlık çalışanlarımızın aileleri, maaştan ek ödemeye, faizsiz konut kredisinden çocuklarına eğitim öğretim yardımına, istihdam hakkından fatura indirimlerine kadar pek çok imkana kavuşacaklardır’ açıklaması sonrasında sağlık emekçileri arasında ‘Bu kadar da olmaz’ içerikli paylaşımlar başladı.

“Ölümün de mi statüsü varmış” diyen sağlık emekçileri, “Herkes hak ettiğini yaşar diyorlar, yok öyle bir şey biz bunu hak etmiyoruz” diyorlar… Yaşarken sahip olamadığımız haklar bizim ve ailemizin yaşam koşullarını bu kadar kayba uğrattıktan sonra ölümümüz ardından yapılacakları da çok umursamıyorlar.

Bizler çalışmak zorunda bırakılırken çocuklarımıza kimin bakacağını düşünmeyenler, biz öldükten sonra çocuğumuza maaş mı bağlayacak?

Biz şimdi 7/24 ücretsiz kreş istiyoruz. Bu derece korunmasız bir şekilde çalışırken, tükenirken haklarımızı vermeyenler öldükten sonra ailemize maaş mı bağlayacak?

Biz şimdi yıpranma payımızı, en az 3600 ek göstergemizi istiyoruz… Maaşımız günbegün erirken, enflasyonun altında zamlar alırken ve de vergi dilimleri ile maaşlarımız erimekteyken, ek ödemelerimiz emekliliğimize yansımazken bizleri giderek yoksullaştıranlar öldükten sonra ailemize maaş mı bağlayacak?

Biz temel ücretlerimizde artış istiyoruz, emekliliğe yansımayan ve her an kesilecek tehdidiyle beklediğimiz döner sermaye vb. ek ödeme istemiyoruz… Yine sus payı verilmek isteniyor bizlere ama artık kanmıyoruz. Bir hemşire diyor ki; “Vazife malulü olmak ile meslek hastalığı aynı şey değildir. Kaldı ki zaten en son yine aynı Meclis meslek hastalığı kabul önergesini reddedeli saatler oldu. Bence bu konuşma halka ‘Bakın siz merak etmeyin, bu sağlık çalışanları ağlıyor her gece Twitter eylemi düzenliyor, hatta bakanı istifaya çağırıyor ama ‘Herkese istediğini veriyoruz, hatta konut kredisi, bedava eğitim vs. biz çok iyiyiz,’ algısı yaratmak; bizi de halk gözünde ‘Arsız sürekli isteyen bireyler’ konumuna yine güzel düşürdüler…”

Ve sağlık emekçileri soruyorlar, “Diğer bakanlıklar bile bizim üstümüze yorum yaparken bizden sorumlu bakan neden sadece bakar” …

‘Kadrolara göre maluliyet’ belirlemek nedir? Biz sadece bugünden geçerli olarak değil, geçmiş hak kayıplarımızın da karşılanacağı güvenli koşullarda, insanca çalışmak ve güvenceli bir gelecek istiyoruz…

‘Vazife malullüğü’ değil önemli olan sağlıkçıların meslek hastalığına yakalanmasını önlemektir. Kovid-19 ve tüm salgın hastalıklar sağlık emekçileri için meslek hastalığı ya da iş kazası olarak tanımlanmalı ve pandemi sürecinde çalışmak zorunda bırakılan diğer tüm emekçiler için de meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. Uygulanabilme koşullarının oluşturulması için iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuatında gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bütçe ayrılmalıdır.

* Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi/ Hemşire


İlgili haberler
İş mi çocuk mu ikilemine çözüm: Ücretsiz, nitelik...

Biz, ‘İş mi çocuk mu’ ikileminden kurtulup işe gitmek, çocuklarımızı da ücretsiz, nitelikli, güvenli...

İzmir depremi sonrası sağlık çalışanlarının kreş t...

SES İşyeri Temsilcisi Başak Edge Gürkan, İzmir'de depremin ardından Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastan...

Sağlık bakanı ve müdürleri mi bakacak çocuklarımız...

İzmir’den bir hemşire kreş talebine ilişkin yazdı: Tüm bu koşullarda bir de kalkmış kreşleri kapatıy...