Cinsiyet eşitsizliği biz kadınların nerdeyse bulundukları tüm alanlarda uğradıkları bir mesele. Bu eşitsizliğin temelini tartıştığımız noktalarda bu eşitsizliğin hayatımızın tüm noktalarına sızdığını fark ediyoruz.
Birçok alanda özellikle okullarımızda, kampüslerimizde bu eşitsizliğe maruz kalıyoruz, daha da ötesi sözlü ve fiziksel tacizlere maruz kalıyoruz. Günlerimizin önemli kısmını kampüslerde geçirdiğimiz için o alanların bizler için en güvenli alanlar olması gereken yerde şiddetin farklı türlerine maruz kaldığımız ve susmaya mecbur bırakıldığımız alanlara dönüşüyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü tam da bu nedenle bir birleşme zemini olarak ortaya çıktı. Birkaç kadın arkadaşın bir araya gelerek Ekmek ve Gül dergisini okuduğu, sorunları hakkında tartıştığı ve dayanışmayı büyütmeyi hedeflediği ve gitgide etrafında biriken kadınlarla topluluk haline gelmeyi hedefliyordu. Ancak mimarlık fakültesinde okuyan bir arkadaşımızın bölüm hocası tarafından fiziksel tacize uğraması sonucu susmayıp bunu bizimle paylaşması birleşme noktalarımızı kuvvetlendirdi. Birçok kadın arkadaşımızın başına gelen aynı olaylar paylaşılmaya başlandı. Kadınlar korktukları ve tek başlarına kalacaklarını, yargılanacaklarını düşündükleri için sustuklarını ifade ediyorlardı. Benzeri mesele yine iletişim fakültesinde yaşanınca kadınların bir şiarda birleşmesi, öfkelerini ve taleplerini dile getirmek için kulüpleşme şart olmuştu.
Bu süreçte çeşitli konular etrafında sohbet eden, tartışan , fikir alışverişi yapan bir zemine dönüştü ve yaklaşıl 2 ay direnmenin sonu kulübümüz kabul gördü. Sonrasında da üniversitemizde ders veren bir akademisyenin katıldığı canlı yayında çocuk istismarını meşrulaştıran sözleri karşısında hızlıca birleşip akademisyene yaptırım uygulatmayı başardık, o akademisyenin işine son verildi.
Öte yandan genç kadınların her gün benzeri sorunlara karşı karşıya kalmaları tacizi önleme biriminin kurulmasını en acil talep olarak gösteriyordu. Bunun için taciz önleme biriminin nasıl bir birim olduğu ve nasıl işlevi olduğunu her arkadaş bulunduğu sınıfta anlatıyordu. Birimin kurulma dilekçesi hazırlandıktan sonra 20 kulübün imzacısı olduğu dilekçe okul tarafından kabul edildi böylece tacizi önleme biriminin kurulması için ilk adım başarıyla sonuçlandı.
GERÇEKLERİ AÇIĞA VURMANIN KORKUSUNU TAŞIYORLAR...
#MeToo (ben de) eyleminin Türkiye’de ve dünyada yaygın bir başlık haline gelmesini de kadınların tacizlere karşı bir arada durma isteklerine bağlayabiliriz. Tacizlere ve tecavüzlere karşı susmama ve birliklerin kurulma isteği bir yandan da benzeri meseleleri tartıştıklarını da görebiliyoruz. Mesala mimarlık fakültesindeki akademisyeni teşhir etmesi ve susmaması akademisyenin işine son verilmesine neden olmuştu. Bölümden hocalar ise “Ne gerek vardı şimdi bir hocamızı rezil etmek ve küstürmek sen kesin yanlış anlamışsın” ifadeleri kullanıyorlardı üstelik hocanın tacizi kamera görüntüsüyle ispatlanmasına rağmen. Bu tür söylemleri “ben de” eylemlerinin karşısında duranların ifadelerinde de bulabilirsiniz. Kadınları tacizi ifşa ettikleri için ahlaksız bulanlar veya kadınların en ufak meseleleri bile taciz olarak gördüklerini ifade edenler aslında kadınların sesinin, sözünün, konuşmasının, gerçekleri açığa vurmasının korkusunu taşıyorlar. Kadınlar paylaştıkça, susmadıkça birleşiyorlar ve bu, mücadelenin nüvelerinin atılması için önemli bir adım oluyor.
İlgili haberler
İAÜ Kadın Araştırmaları Kulübü üniversitede taciz...
İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü yaptığı açıklama ile üniversitede taciz önlem...
Üniversiteli kadınlar kazandı: İAÜ Kadın Araştırma...
İstanbul Aydın Üniversitesinde kadın öğrencilerin birlikte yürüttükleri mücadeleyle daha önce üniver...
Değiştirmek için dayanışmayı büyütüyoruz
İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübünden kadınlar şiddete karşı bir araya gelmenin...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.