Petrol-İş Gebze Kadın Komisyonu: "Şiddetin ve sömürünün kaynağı sermaye düzenidir!"
Petrol-İş Gebze Şube Kadın Komisyonu üyesi kadınlar fabrikalarda basın açıklaması gerçekleştirdi. Fabrikalarda ortak basın metnini okuyan kadınlar, taleplerini de sıraladı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla fabrikalardan seslenen petrokimya işçisi kadınlar, "Şiddetin ve sömürünün kaynağı sermaye düzenidir" dedi.
Petrol-İş Gebze Şube Kadın Komisyonu üyesi kadınlar fabrikalarda basın açıklaması gerçekleştirdi. Fabrikalarda ortak basın metnini okuyan kadınlar, taleplerini de sıraladı.
Petrol-İş Gebze Şube üyesi fabrikalarda okunan basın açıklamasında, "Dünyanın dört bir yanında milyonlarca kadın bugün sesini yükseltiyor: 'Şiddete karşı susmuyoruz, yaşamlarımızdan vazgeçmiyoruz!' Biz de Petrol-İş’li kadınlar olarak bu sese güç veriyor, şiddete asla sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz. Şiddet sadece fiziksel saldırı değildir. Paranın insanın önüne geçirildiği bu ekonomik ve toplumsal düzende; erkeğin egemen sayıldığı, kadının ezildiği bir yapıda yaşıyoruz. Bu düzen evde, sokakta, işyerinde, okulda, kısacası yaşamın her alanında şiddeti büyütüyor. Patronların bitmeyen kâr hırsı işçilerin yoksulluğunu artırıyor; yoksulluk da ayrımcılığı ve şiddeti körüklüyor" denildi.

"Fabrika köşelerinde can vermeye devam ediyoruz"
"Geçtiğimiz haftalarda Dilovası’nda bir parfüm atölyesinde 3’ü çocuk 6 kadın işçi yanarak can verdi. Sigortasız, düşük ücretli ve hiçbir iş güvenliği olmadan çalıştırıldıkları ortaya çıktı" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, "'Aile Yılı' denilen 2025’te bir aile böcek ilacıyla zehirlenerek yok oldu. Çocuklarımız fabrika köşelerinde can vermeye devam etti. İş cinayetleri yüzünden nice yuvaya ateş düştü. Çeteler ve mafya yapıları okullara, hastanelere, hatta yenidoğan ünitelerine kadar uzandı. Evlatlarımızı nasıl koruyacağımızı düşünmek bile uykularımızı kaçırıyor. Şiddetin en koyu halini ise Gazze’de olduğu gibi emperyalist savaşlar oluşturuyor. Sermaye sahiplerinin ve egemenlerin rekabeti nedeniyle bombalar altında bebekler, çocuklar açlıktan ve soğuktan ölüyor" ifadeleri kullanıldı.
"Hak ettiğimiz eşitliği ve saygıyı talep ediyoruz"
Krizin faturasının işçilere kesildiğinin ifade edildiği açıklamada, "Kadına yönelik şiddetin artması, işçilerin yoksullaşması, baskı politikalarının çoğalması, savaşların yayılması tesadüf değildir. Bugün dünyanın dört bir yanında kadın haklarına ve işçi haklarına saldıran yönetimler işbaşındaysa, sermaye sınıfı ekonomik krizin faturasını işçilere kesiyorsa; bunun nedeni sermaye düzeninin sömürü üzerine kurulmuş olmasıdır. İşçi sınıfını bölen her adım patronların işine yarar. Kadın ile erkeği karşı karşıya getiren erkek egemen zihniyet eşitsizliği derinleştirir ve patronlara hizmet eder. Biz eşitlik istiyoruz. Aynı işi yaptığımız halde sırf kadın olduğumuz için daha düşük ücret almak istemiyoruz. Kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın, baskının normalleştirilmesini istemiyoruz. Doğum ve emzirme izinlerinin uzatılmasını istiyoruz. Ev işleri, çocuk bakımı, hasta bakımı omuzlarımızdayken taleplerimizin duyulmasını istiyoruz. Hak ettiğimiz eşitliği ve saygıyı talep ediyoruz" denildi.
"Sömürü düzenini değiştirelim"
"Kadınlara şiddet uygulayanların cezasızlıkla ödüllendirilmesini istemiyoruz" denilen açıklamada, "Kadınları koruyan yasaların hedef alınmasını kabul etmiyoruz. Kimsenin kadınların yaşam hakkına göz dikmesine izin vermeyeceğiz. Bu nedenle kadın ve erkek işçilerin omuz omuza mücadele etmesini istiyoruz. Birliğimizi bozmak isteyenlere hep birlikte karşı durmalıyız. Özgürlük ve eşitlik için kadın ve erkek işçiler olarak omuz omuza verelim. Cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, şiddete ve sömürüye karşı birleşelim. Patronların ve sermaye düzeninin karşısında kendi örgütlü gücümüzü büyütelim. 
Gerçek eşitlik, gerçek özgürlük ve şiddetsiz bir yaşam; ancak işçilerin birliği ve bu sömürü düzenini değiştirme iradesiyle mümkün olacaktır" ifadeleri kullanıldı. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül


Editörden