DERGİMİZDEN

Yeni Anayasa kimin ihtiyacı?

Emekçilerin bütün bu yaşamsal sorunlarına hiçbir çözüm üretmeyen AKP’nin yeni bir anayasa hazırlığını gündeme getirdiğini görüyoruz. Cevriye Aydın yeni Anayasa tartışmalarına dair yazdı.

Kadıköy Belediyesi grevinin ardından: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

Kadıköy Belediyesi işçileri insanca yaşanacak bir ücret için greve çıktı ancak sendika genel merkezinin işçinin taleplerini karşılamayan sözleşmeyi imzalaması grev sonlandırıldı. Peki şimdi ne olacak?

‘Maaşım, çalıştığım marketten alışveriş yapmaya yetmiyor’

H.T. Ankara’nın zincir marketlerinden birinde çalışıyor. Pandemiyle birlikte çalışma koşulları ağırlaşan ancak ücrette bir değişiklik yaşamayan H.T. ‘Taleplerimizin dinlenmesi için sendika şart’ diyor

Eşi Maltepe Belediyesi’nde işçi olan Fidan: Sefaletten bıktık, hakkımızı verin!

Fidan’ın eşi, hakları için grevde olan Maltepe Belediyesi işçilerinden. 3300 lira ile geçinme derdi, Fidan’ı genç yaşta yormuş, geçinmek için bulduğu çareler tükenmiş. ‘İşçilere haklarını verin’ diyor

8 Mart: Her ‘tarih’in bir tarihi vardır!

8 Mart’ı 8 Mart yapan tarihi, emekçi kadınların mücadelesinin tüm dünya kadınlarına mirasını, bu köklü geçmişin arkasındaki sınıf mücadelesi dinamiklerini Olcay Geridönmez yazdı.

Sınırların Ötesinde: Devletlerin küçük önlemleri, kadınların büyük alevleri

Sınırların Ötesinde İngiltere’de ve Meksika'da kadınların yeni kazanımlarına ve tehlike altında olan haklarına dair haberlerimiz var.

Üniversite toplulukları buluştu: ‘Güvenli kampüsler için mücadeleyi büyütelim!’

Yedi üniversiteden sekiz topluluk olarak ortak planladığımız forumda buluştuk, deneyimlerimizi paylaştık ve yan yana mücadele etmenin adımlarını attık.

Tacizciyle aynı apartmanda yaşamak!

Kayınbabasının tacizine uğrayan Semiha, ne ailesinden ne eşinden destek görmüş, tacizciyle aynı apartmanda yaşamak zorunda bırakılmış. Şimdi hayatını kendi ellerine almak için kadınlarla güçleniyor.

Genç kadınlar: Güvende hissetmiyoruz, birbirimize güveniyoruz

8 Mart yaklaşırken İzmir’de yaşayan genç kadınların sokakta, evlerinde, okullarında, iş yerlerinde kendilerini güvende hissedip hissetmediklerini ve bunun nedenlerini konuştuk.

Şiddete karşı mücadelenin esası ‘özsavunma’ olabilir mi?

Şiddetin yalnızca suretine karşı değil esasına karşı da mücadeleyi odağa koymazsak, kadınların ölmemek için öldürmek zorunda kalacağı “orman kanunlarının” en büyük zararını yine kadınlar yaşayacaktır.

Sağlık emekçileri tükendi, sesimizi duyun!

Yöneticiler tarafından belirsizlik içine sürükleniyoruz. Hepimiz hem psikolojik hem fiziksel hem de maddi çöküntü içindeyiz, tükendik, sesimizi duyun.

PMS Nedir?

Premenstrüel sendrom; kanamanın başlamasından hemen önce gelişen, adetin başlamasıyla azalan rahatsızlık veren fiziksel, davranışsal ve psikolojik semptomlarla kendini gösteren durumdur.

Borcu borçla kapattık, tükenen psikolojimizi ne yapacağız?

Dört kadın, birçok ortak noktayla dört farklı hikaye: İşsiz kalma korkusu, çocukların bakım sorunu, eğitime ve sağlığa erişememe…

Örnek alınacak bir yaşam, hâlâ güncel bir anlatı: Bir Kadın İşçinin Gençliği

Sosyalist bir kadının kaleme aldığı bu kitap, bugün de kadın işçilerin özgür bir yaşam hayalinin yollarını aydınlatıyor.

Bilinen ilk mısraların sahibi: ‘Ben Enhedunna. Vardım. Buradaydım.’

Enhedunna, dünyada bilinen ve bulunan ilk mısraları kaleme alan kadının hikayesi… “Ben Enhedunna. Vardım. Buradaydım” diyor ve sesini kazıyor tarihe…

Kadının soyadı yok!

‘Sadece yaşamak değil; insanca, adımızla, varlığımızla, her alanda eşit haklarımızla yaşamak hakkımız. Var olanı korumanın yanında; daha da fazlasını talep etmek söke söke almak da görevimiz.’

‘Çocuklarım ayakta kalma çabamı örnek alsın istiyorum’

‘Güçlü bir kadının kızıyım, mücadeleye onunla başladım’ diyen Nihal, yıllar sonra liseyi bitirdi, şimdi üniversitede uçak bakım ve onarım okumaya hazırlanıyor. Azim ve umut dolu bir hikaye…

Sorunlarımızı çözmek için ‘bir’ değil, ‘birlik’ olmalıyız

‘Pandemiyle birlikte her şey zamlandı ama maaşlar aynı kaldı. Pandemiyi biz yaratmadık, bu zamların da yaşadıklarımızın da sorumlusu biz değiliz. Önce hükümet, sonra da patron sorumlu!’

Herkes kendisine benzeyenin gemisinde...

‘Ayrım yapmadan birbirimize kenetlenmemiz lazım. Çünkü biz işçiler olarak hepimiz aynı gemideyiz, bizim yaşadıklarımızın sorumlusu hükümetle patronlar da kendi gemilerindeler.’

Kafamızı biraz kaldırınca ‘İstifa edin’ diyorlar

Esenyurt’tan gıda işçisi bir kadın yazdı:Bu yaşadıklarımızın sorumlusu biz miyiz? İki tane sorumlu var, biri devlet diğeri de patron. Bunların üstesinden gelecek tek şey ise biziz, birliğimiz.