DERGİMİZDEN

İş güvencesi, eşit ücret, kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmak... İşte bunlar; hangi seçim bizi ne olarak bölerse bölsün, asla bizi bölmeyecek talepler...

Her nerede ve nasıl girdiysek Mayıs ayına, işsizliğin kol gezdiği, işsiz kalma korkusunun yakamıza yapıştığı bir dünyada insanca bir yaşam özleminin nasıl da büyüdüğünü daha derinden hissettik.

Kadınların öne çıkan ve acil çözüm istedikleri sorunların başında; gece vardiyası, esnek çalışma, düşük ücretler ve artarak devam eden kadına yönelik şiddetin son bulması geliyor.

Bir taşeron firmada temizlik işçisi olan Hadise çalışma koşullarını anlatıyor: O kadar yoruluyoruz ki, çalışma saatleri dışında kendime zaman ayıramıyorum.

“Kimin sigortası var, kimin yok, kim ne maaş alıyor kimse bilmiyordu. Kimse aldığı maaşı, sigortası yatıyor mu yatmıyor mu söylemezdi, patron yasaklamıştı”

1 Mayıs'ta “Maketini bile 3-4 kişi taşıyabiliyorken yurtlarda bunları tek başımıza taşımak zorunda bırakılıyoruz” diye döviz taşıyan kadın işçilerle konuştuk.

Ege Serbest Bölge’de kurulu, savaş uçakları için kablo üretimi yapan Fokker ELMO fabrikasında çalışan Ayşegül ile fabrikada örgütlü Türk Metal sendikasını konuştuk.

Kökü 1950’lere dayanan bir dava yıllarını huzurevinde hastabakıcılık yaparak geçiren Kristine Bartlett, iş arkadaşları gibi saati 14.46 dolara çalışarak geçinmek için mücadele ediyordu...

Anne olmayınca anlarsın: Kapitalist toplumda anne olmak çok kutsal, çok özel, çok önemli... Çünkü anne ve çocuk sınırsız kuralsız tüketim deposu ama anne olmayan kadına ne satacaksın?

Azize, eski ve yeni kocanın uğrunda birbiriyle kıyasıya mücadele ettiği ödül durumuna girdi adeta. Ama bütün bu olanlardan ötürü zihinsel ve duygusal bir sarsıntı geçiriyor olsa da mağdur değil

Çalışmak zorunda olduğu için çocuğunu bırakacak kimsesi olmayan kadınların çocuklarına gönüllü baktı hep. Kadınların can yoldaşı, çocukların ‘Çiçek ablası’...

Amerika’daki seçimlerde şişirilmiş Hilary Clinton feminizmi’nden sonra medya İngiltere ve Fransa seçimlerinde de aynı hamuru kullanmaya çalışıyor ancak kadınlar bu oyuna pek gelmeyecek gibi...

Kadın işçilerin çoğunluğu küçük işyerlerinde çalışıyor ve çoğunun tek güvencesi kıdem tazminatı. İşten çıkarmalar söz konusu olduğunda ilk önce topun ağzında olanlar da kadın işçiler.

Geçtiğimiz günlerde ODTÜ yakınlarında bir kadın kaçırılmış ve daha sonra bulunmuştu. Olayı yakından takip eden ODTÜ’lü kadınlar anlatıyor...

Yaşadığımız taciz ve tecavüz olayları ne ilk ne sondu. Bunu biliyorduk. Yetkililerin ise bunun karşısına koydukları herhangi bir çözüm yoktu. Bunu da biliyorduk. Ama dur demek lazım!

16 yıldır iktidarda olan hükümet kadınların hayatını nasıl etkiledi? Gencecik iki genç kadının yaşadıklarını Adile Doğan anlatıyor...

Nuretin'i hatırladınız mı? ‘Kızı tecavüze uğrayan, tüm baskılar rağmen kızının yanında olan bir annenin çağrısı’ diye çağrısını da yapmıştık...Nurten davayı ve sonrasını anlatıyor bu mektubunda...

Evlilik programlarında karşılaştığımız hep aynı manzara: Adam dediğin net olur, erkek güçlü olmalı, erkek kadını mutlu etmeli, erkek çalışır ve birikim yapar. Kadınsa tam tersi...

“Biz kızlar azimli olmalıyız ama fazla değil, başarılı olmalıyız fakat çok değil, yoksa bu erkeği tehdit ve rahatsız eder!”

Türkiye'de kumalık ne zamandan beri var, neden var, kim kuma gidiyor, kim kuma alıyor, kumaların yasal hakkı var mı, bu coğrafyada kumalık ne zamandan beri var? Sosyolog Tuba Demirci Yılmaz yazdı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.