İran’da genç kadınlar özgürlüğün dersini veriyor: Bu protesto değil devrim
29 yaşındaki İranlı H., Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinin ardından İran’da yaşanan süreci anlattı.

İran’dan Türkiye’ye 29 yaşında gelen ve bir süredir Ankara’da yaşayan İranlı H. ile İran’da yaşanan süreç ve kadınların öne çıkan mücadelesi üzerine sohbet ettik. Ailesi halen İran’da olan H.’nin babası hasta olduğundan ve internet erişiminin kapalı olması nedeniyle ailesiyle iletişim kurmakta zorlandığı bir süreç yaşıyor.

Sohbetimizin başında bizlere İran’daki rejimin özelliğinden bahseden H., 1979’da Şah Muhammed Pehlevi’nin devrilmesi ve sonrasında yerine Humeyni’nin geçmesiyle bir otoriter monarşinin yerine bir başkasının geçtiğini ve rejimin İslam hukukçuları tarafından yönetilme ilkesine dayalı Şeriat Kanunu’nu getirdiğini söylüyor. Bu rejimin temel direklerinden birinin, kadınlar için zorunlu başörtüsü olduğunu söyleyen H. “Yönetmeliğe göre, ergenlik yaşını doldurmuş tüm kadınların kamuya açık yerlerde başörtüsü ve bol giysiler giymesi zorunlu. İran, kanunen kadınların başörtüsü takmasının zorunlu olduğu az sayıdaki Müslüman ülkeden biri” diye belirtiyor.

İRAN’DA KADINLARIN KÂBUSU: AHLAK POLİSLERİ

Bu sıralar İran’daki gelişmeleri takip ederken sıklıkla adını duyduğumuz ahlak polisi olarak bilinen Gasht-e-Ershad’in, 2005 yılında bu görevle kurulmuş ve İslami kıyafet kanunlarını halka açık yerlerde uygulamakla görevli İran polis kuvvetlerinin bir birimi olduğunu öğreniyoruz. Bu birimin genellikle kadınların başörtüsü takmalarıyla ilgili olarak İslami kıyafet kurallarını ihlal eden kişileri (özellikle kadınları) tutukladığını söyleyen H., kadınlar üzerindeki baskıyı şöyle anlatıyor: “Ahlak polisi devriyeleri genellikle kamuya açık yerlerde (örneğin alışveriş merkezleri, meydanlar ve metro istasyonları) duran ve başörtüsü takmayan veya hükümet standartlarına uygun olarak takmayan kadınları tutuklamak için çarşaflı kadınların eşlik ettiği bir erkek mürettebattan oluşuyor. İlginç olan şu ki ne tür kıyafetlerin uygunsuz olarak nitelendirildiğine dair net kurallar veya ayrıntılar yok, bu da kişisel yorum için çok fazla alan bırakıyor. İranlı kadınlar böylesine şiddet görmekte, coplarla dövülmekte ve polis araçlarına itilmektedir. Kadınlar bir cezaevine veya karakola götürülüyor, nasıl giyinecekleri konusunda kadınlara ders veriliyor, polisler kadınların fotoğraflarını çekiyor ve kişisel bilgilerini kaydediyor.”

AŞAĞILAMAKTAN ZEVK ALIYORLAR

İran’da yaşadığı süreçte yaşadığı baskıları sorduğumuzda ise şöyle anlatıyor: “29 yaşıma kadar İran’daydım ve eski erkek arkadaşımla dışarıda olduğum için üç kez ahlak polisi tarafından tutuklandım ki oldukça mesafeliydik ve el ele bile tutuşmuyorduk. Her defasında ahlak polisi olan çarşaflı iki kadın telefonumu alıp izinleri olmadan telefonumdaki her şeyi araştırdılar ve bana terörist muamelesi yaptılar. Ahlak polislerinin politik olarak durduğu nokta ise karşısındaki vatandaşı ellerinden geldiğince aşağılamak. Bundan zevk alıyorlar. En son tutuklandığımda yüksek lisans öğrencisiydim ve beni üniversiteden atılmakla tehdit ettiler.”

MAHSA KADINLARI BİRLEŞTİRDİ
Protestoların İran’daki kadın mücadelesi açısından önemini konuşuyoruz H. ile. Bu direnişin Mahsa’nın ölümüyle başlamadığını, hep var olduğunu söyleyen H., bu cinayetin insanlardaki hüsranın ateşini tutuşturduğunu şöyle anlatıyor: “O kendi şehrinden farklı bir şehirde bulunan masum bir kızdı. Ölmek istemedi, ölmesini istemedik. Herkesin özgürce yaşamasını istiyoruz. Mahsa, farklı etnik kökenlerden, inançlardan, görüşlerden tüm İranlıları birleştirdi. Mezar taşına ‘Asla ölmeyeceksin, ismin mücadelemizin şifresi olacak’ yazdılar ve bu gerçeğe dönüştü. Artık insanlar sessiz kalmanın İran rejimini güçlendireceğini ve her yıl daha zalim ve daha baskıcı hale geleceğini biliyorlar.”
300’e yakın kişinin hayatını kaybettiği mücadelede İran’daki kadın hareketinin önemini ve başarısını konuşuyoruz. H., “İranlı kadınların bunca yıldır sessiz kaldığını söyleyemem. Hayır, bu hareket tamamen benzersiz olsa da sadece İran’daki kadınlar için değil, dünyanın her yerindeki kadınlar için bir devrimdir. İran’ın genç nesli bize korkunun diğer tarafında özgürlük olduğu konusunda büyük bir ders verdi. Biz artık korkmuyoruz” diye vurguluyor.
BU REJİM YIKILSIN VE GEÇMİŞTE KALSIN

İran’daki kadınların direnişi dünyanın her yerinde kadınları heyecanlandırdı. İran’daki kadınların mücadelesini ve bu mücadeleyi bugüne getiren süreci konuştuğumuzda İranlı kadınların her zaman dirençli olduğunu söylüyor. H.’nin sözleri şöyle: “Bilirsiniz, kendi zihnimizden başlayarak ailelere, okullara ve toplumlara doğru yolumuzu başlattık. Ama bu sefer cesur genç kızlar bizleri, yani bir önceki nesli şaşırttı.” İran’daki İslam ve şeriat cezalarının daha ılımlı hale gelmesi, mesela idam cezasının kalkmasının kadınlar için yeterli olup olmayacağını, İran’daki kadınların taleplerini sorduğumuzda ise H., “Artık biz bu çürümüş rejimden bir şey istemiyoruz. Yıkılmalarını ve sadece karanlık ve şiddet dolu günler olarak tarihin parçası olmalarını istiyoruz.” oluyor sözleri.

DÜNYA KADINLARININ DESTEĞİ

H., dünyanın birçok ülkesinde kadınların İranlı kadınlarla desteğinin İranlı kadınları daha kararlı hale getirdiğini söylüyor. “Hükümetlerin yetkililerinden daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Bizi desteklediklerini iddia ediyorlar ve rejimi kınıyorlar ama biz bu destekleri lafta değil eylemde görmek istiyoruz.”

Sohbetimizde H. İran’daki mücadelenin dünyanın her yerindeki kadınları ataerkiye karşı çıkmak için bilinçlendirmesinin umudunu paylaşıyor. H., “Sesimiz olun, gelmek üzere olan özgürlüğü izleyin ve tadını çıkarın” diyerek sözlerini bitiriyor.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İran’da Mahsa Amini isyanının 40.günü: ‘Kadın,yaşa...

İran'da kadınların öncülüğünde başlayan halk mücadelesi sokaklarda, okullarda, fabrikalarda ve farkl...

İranlı kadınlardan mektup var: Bu büyük mücadele i...

İran'da mücadele devam ederken İranlı Sinemacı Somayeh Mirşamsi, İran'dan öğretmen ve öğrenci kadınl...

İranlı kadınlar anlatıyor: ‘Bu umut ve mücadele he...

Bursa’da Ekmek ve Gül grubuyla yan yana gelen İranlı kadınlar. Yaşadıklarını anlatıyor, ‘Umut var u...