Kadınların kendi vücutlarını tanımaması, keşfetmemesi, vücutlarına bakmaması çok kötü bir şey. Bakmak derken, sağlığını korumak anlamında demiyorum. Gören gözle bakmak, incelemek, bilmek anlamında söylüyorum. Çünkü bedene gören gözle bakmayınca sağlığına bakmak da mümkün olmuyor.
Beni kadın hastalıkları şikayetiyle ziyarete gelen bütün kadın hastalarıma soruyorum; “Kendine en son ne zaman baktın?” diye. Çok büyük kısmı ne demek istediğimi anlamıyor. Sorumu açıklayınca aynı büyük çoğunluktaki kadın bedenlerine hiç bakmadıklarını söylüyor. Banyoda bile!
Kendinden utandırılmak, uzuvlarından utandırılmak, bedenin her parçasının “ayıp” görülmesinin yalnızca sosyolojik değil, nasıl tıbbi sorunlar da yarattığını bilseniz şaşırır kalırsınız.
Mesela, vajinanız. Kadınlığınızın sembolü. Ne olduğunu, nasıl olduğunu, nasıl bir yapıya sahip olduğunu bileniniz çok az değil mi
Bu “bilmeme”nin sebep olduğu çokça sorun var. Gelin ben size bu sayıda vajinal akıntıları anlatayım.
ŞEFFAF, KAYGAN, KOKUSUZSA SORUN YOK
Normalde üreme çağındaki her kadında bir miktar şeffaf, kaygan ve kokusuz nitelikte vajinal akıntı olur. Biz buna fizyolojik vajinal akıntı diyoruz. Vücuda faydaları çoktur. Kadınlık hormonlarının etkisiyle rahim ağzındaki servikal bezlerden ve vajen bölgesindeki bezlerden salgılanan bu sıvının faydalarından birisi de kayganlığı sağlayarak cinsel ilişkinin konforlu olmasını sağlamaktır. Aynı zamanda fizyolojik vajinal akıntılar yürürken vajinanın dudak kısımlarının birbirine sürtünmesiyle oluşabilecek tahrişi önler. Menopoza giren kadınlarda ostrojen hormonu azaldığı için vajinal sıvı salgılanması da azalır, bu da vajinal kuruluk şikayetini doğurur.Bu fizyolojik vajinal akıntı, yumurtlama dönemi yaklaştıkça iç çamaşırlarını ıslatacak kadar artabilir. Yumurtlama gününde yumurta akı kıvamında, çekince uzayan, sümüksü ve şeffaf bir görünüm alır. Her ne kadar aşırı miktarda olabilse de, fizyolojik akıntı renksiz, kokusuzdur; kaşıntı ve tahriş yapmaz.
Bu akıntının miktarı kadından kadına değişebilir; çünkü bu salgılar rahim ağzında bulunan salgı hücrelerinin sayısına, rahim içi araç kullanımı, kadındaki östrojen (kadınlık hormonu) miktarı ile doğru orantılıdır. Yani her kadın özeldir :)
Cinsel organımızın en önemli özelliklerinden biri de zararlı bakterilere karşı vücudu savunan, “laktobasil” denilen yararlı bakterileri kendi florasında içermesidir. Bu laktobasiller azalırsa vajinal enfeksiyonlar görülebilir. Mesela antibiyotik kullandığınızda bu laktobasiller de etkilendiği için vajinal mantar oluşabilir.
KÖTÜ KOKUYA, BEL VE KASIKTA AĞRIYA DİKKAT
Vajinanın iltihabına “vajinit” denir. Rahim ağzının (tıbbi adı servikstir) iltihabına da “servisit” denir. Vajinit ve servisitlerin en önemli bulguları da normalden farklı yapıda olan yani fizyolojik olmayan “patolojik vajinal akıntı”lardır. Patolojik vajinal akıntılar bir hastalık olduğunu gösterir.Hastalık göstergesi olan akıntılar fizyolojik akıntılardan daha bol miktardadır, kötü, rahatsız edici kokusu olabilir ve koyu kıvamlıdır. Bazen süt kesiği kıvamında olabildiği gibi bazen de köpüklü ve bol sarı-yeşil renktedir. Vajina içinden gelen koku özellikle cinsel ilişki sırasında ve adet günlerinde daha da belirginleşmektedir.
Rahim ağzı iltihapları (servisitler) anormal vajinal akıntılar yanında, kendilerini kasık ve bel ağrıları ile belli eder.
Vajinit ve servisit dışında da birçok kadın hastalığı vajinal akıntı yapabilir. Genital bölgede kullanılan parfümler, pedler, vajinal tamponlar veya prezervatif gibi yabancı maddeler vaginada tahriş yaparak akıntıya neden olabilir.
Tüm bu nedenler dışında nadiren de olsa üreme organları ile ilgili kanseröz tümörler de akıntı şikayeti yapabilir. Ama bu jinekolojik muayene ile ortaya çıkarılır.
NE YAPABİLİRSİNİZ?
* Vajina içini hiç bir zaman yıkamayın. Vajen içini yıkamak asit PH'ı değiştirecek ve oradaki doğal ortamı bozarak zararlı mikroplara bir üreme ortamı sağlayacaktır.
* Banyodan sonra dış genital bölgenizi havluyla kurulayın.
* Genital sprey, parfüm katkılı ped ve tampon, parfüm katkılı prezervatifleri kullanmayın.
* İç çamaşırınızı günlük değiştirin ve sentetik değil, pamuklu olanları tercih edin.
* Aşırı kilo ve şeker hastalığı mantar enfeksiyonuna zemin hazırlar. Bu tür bir sorununuz varsa önlemini almaya çalışın.
* Dar pantolon veya dar iç çamaşırı giymekten kaçının.
* Genel tuvalet temizliğinize dikkat edin.
* Cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmaya özen gösterin.
NANE-LİMON İLE GEÇMEZ!
Eskiye göre normalden fazla akıntı, akıntıya eşlik eden yanma veya kaşıntı, akıntıda-adet dönemlerinde veya ilişki sırasında kötü kokuların hissedilmesi, akıntının renkli (sarı, yeşil, gri) veya köpüklü olması ve cinsel ilişki sırasında yanma veya ağrının olması vajinal enfeksiyon bulgularıdır; acilen jinekolog muayene ve tedavisi gereklidir. Bekleyerek ya da evde nane-limon kaynatarak geçmez!Yine, bazı vajinal enfeksiyonlar sessiz ilerler, zaman içinde farkında olmadan kadınlarda ciddi hastalıklara sebep olur.
Yapmanız gereken çok önemli bir şey var: Kendinize gören gözlerle bakın, vücudunuzu tanıyın, bedeninizin ihtiyaçlarını tanıyın ve ona zaman ayırın.
Mesela her kadın gibi siz de 6 ayda bir jinekolog muayenesine gitmeli ve jinekolojik muayene olmalısınız. Yılda bir kere de smear testi ve jinekolojik ultrason yaptırın. Görün bakın, o zaman nasıl da bedeninizle de, bedeninizin salgıladığı sıvılarla da barışacaksınız...
İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Adı tatlı kendi acı çikolata kisti
Çikolata kisti nedir, zararları nelerdir, nasıl ve neden ortaya çıkar, tedavisi nasıl olur, tedavi e...
GÜNÜN BİLGİSİ: Sağlıklı vajina için 4 öneri
Bedenimizi, cildimizi, aklımızı sağlıklı tutmak çok önemli. Ama vajina sağlığını da atlamayalım. İşt...
GÜNÜN GİZLİSİ: Regl oldum diyememek
Yabancı olmadığımız bir durum “regl oldum” diyememek. Bunun yerine bir sürü ‘şifreli’ anlatım buluyo...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.