DERGİMİZDEN
İran korona salgınının en çok can aldığı ülkelerden biri. İşsizliğin çığ gibi büyüdüğü ülkede kadın emekçiler açlıkla burun buruna. İranlı E. Ava, İranlı kadınların yaşama mücadelesini anlatıyor.
Kara veba gibi çağın öne çıkan krizlerini oluşturan salgın hastalıkların cadılardan kaynaklandığı öne sürülüyordu… Peki kimdir bu cadılar?
Korona sonrası dükkanını kapatan ve tekrar dükkanını açmayı bekleyen Nesrin’in sonrası için pek çok sorusu da var: ‘Dükkanları açtıktan sonra hangi koşullarda, hangi kurallara göre çalışacağız?’
Ailelerinden uzakta okuyan, koronavirüsü sonrası ailelerinin evine dönmek zorunda kalan kadın öğrenciler neler yaşıyor? Fırat Üniversitesinde okuyan kadın öğrencilerden dinleyelim cevabı...
Eşim bir tekne içerisinde 50-60 kişi burun buruna çalışıyor. Hiçbir önlem yok. Biz evde sabahtan akşama kadar ellerimizi yıkasak ne fayda?
Balkon sohbetlerinden görülüyor ki kadınların gündemi; yüksek tutarlı faturalar, çalışma yaşamının sıkıntılar, maskesizlik, yardımlar, çocukların eğitimine yetememe…
Sosyal mesafeler, evde kalmalar bu ay tazecik basılan bir kitabı yazmama engel olamadı. Bu ayki kitabımız Ayşen Şahin’den ‘Olay Şöyle Oldu’…
Vajinismus her ne kadar çiftler arası bir sorun olsa da bu durum kadının kendini özellikle eşine karşı yetersiz, beceriksiz, başarısız ve suçlu hissetmesine neden olur.
Uzaktan eğitim ile sürdürülmeye çalışılan eğitim sistemi velileri çileden çıkarmış durumda, kısıtlı imkanlarla çocuklara yetmeye çalışan veliler ‘Yeter artık!’ diyor.
‘Çocuklar dışarıda virüs var sakın çıkmayın’ dediğimde ‘Sen neden çıkıyorsun. Çocuk virüsü mü bu?’ sorularına yanıt bulamadım henüz. İşçilerin hayatı eve sığmıyor. Keşke sığsaydı.
Edremit’te yaşayan kadınların çoğunluğu üreten kadınlar. Özellikle yaklaşan yaz sezonunda salgınının açığa çıkması bu kadınların yaşamını gölgeledi. Şimdi kadınlar kara kara düşünüyor...
Eğer hayatım bir film olsaydı her mendilin yanına bir de not bırakırdım ‘Çocuklarınızın kalbinde yara olmayın ve hiçbir çığlığa seyirci kalmayın…’
Ödenecek faturalar, kiralar ve borçlar var, eve ekmek götürmek lazım. Belli yaşın üstünde bir kadınsanız iş bulmak da çok zor…
Tam da bu dönemde, ödediğimiz vergilerin karşılığını almamız gerekirken, aldığımız tek şey devletin IBAN numarası oldu.
Dersim’de intihar ettiği iddia edilen 28 yaşındaki Esma Kılıçarslan’ı onu yıllardır tanıyan arkadaşları yazdı...
Gelinciklerdi. Üflesen uçardı narin. Koparma. Sevmez tutsaklığı. Gelinciklerdi, kızların saçlarında, boynunda al al. Yüzlerine vurur rengi. Kına türküleri gibi coşkun bir ezgi....’
Kadınların yazdığı, var ettiği Ekmek ve Gül dergimiz yine kadınların emeğiyle ördüğümüz mücadeleyi hatırlatmaya devam ediyor, çünkü kapalı kapılar ardında dahi yapabileceğimiz çok şey var!
Kadınların yazdığı, var ettiği Ekmek ve Gül dergimiz yine kadınların emeğiyle ördüğümüz mücadeleyi hatırlatmaya devam ediyor
Hastalanmadıysa da işini kaybetmiş, aç kalma, borca batma ve evsiz kalma riskiyle karşı karşıya, ruh ve beden sağlığı bozulmuş milyonlar umutsuz bir bekleyiş içinde.
‘Üniversiteden mezun olup işsizlik yığınına katılan biri olarak gelecek kaygısını sonuna kadar yaşarken, bu dönemde bir sağlık çalışanının çocuğu olarak endişe ve korkularım çok daha arttı.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.