Sağlıkçılar haklarına yan yana gelerek sahip çıkabilir
Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi ve SES İzmir Şube Yöneticisi Hülya Ulaşoğlu, sağlık emekçilerinin grev ve eylem süreçlerine dair gözlemlerini yazdı.

Bir işyeri temsilcisi ya da şube yöneticisi olarak, kimi zaman, günlerce bir eylemi örgütlemeye çalışıp ancak bir avuç insanla ses çıkartabildiğimize şahit oldum. Son süreçte ise emekçilerin, sendikalar ve meslek odalarının önüne geçtiğine şahitlik ediyoruz. Birçok işyeri temsilcisinden “Hiç bu kadar kolay eylem yapmadık” sözleri yükseliyor. Sosyal medyada duyuruların kolay yayılmasının, eylem görüntülerinin elden ele dolanmasının motivasyon artırıcı etkisi de var ama bu eylemler nasıl güçlü geçti? Nereler, neden daha kapsamlıydı?

1 Aralık’ta ek ödemelerin maaşa yansıtılacağı onun da bazı doktorları kapsadığı duyurusu hastanelerde bardağı taşıran son damla oldu. Ertesi gün için SES İzmir Şube olarak her işyerinde bahçeye inme, basın açıklaması yapma kararı aldık. Bizim hastanede tüm mesleklere ve sendikalara çağrı yaptık. Basın açıklamasında sadece SES üyeleri değil gönlü, gözü mücadeleden yana olan tüm çalışanlar vardı. Yıllardır ortak mücadele çağrısı ve tüm emekçilere seslenen bir çalışmanın meyvelerini topladık diyebilirim. Basın açıklamasından çıkan herkes kliniklerine, kendi sendikalarına çağrı yaptı ve biz ertesi gün işyerindeki işçi ve memur sendikaları olarak çalışanlarla zemin katta işe başlamadık. İki saat boyunca neler yaşıyoruz, nasıl birleşmeliyiz, sendikalar ne işe yarar, Sağlık Sen neden yok, bunları tartıştık.

Çalışanların öfkesi artadursun genel merkezler ayrı ayrı kararlar aldı. 6 Aralık Pazartesi eylemi cuma gününden örgütlendi ve işyerinde birleştirildiği için güçlü geçti. 15 Aralık’ta ise TTB tek başına iş bırakma kararı açıkladı. Bir sürü kafa karışıklığı… “Yok bu sadece hekim grevi, yok onlar 6’sındaki grevde yoktu, 15’inde ne değişti?” gibi. İşyeri çalışması olan yerler biraz daha süreci toparladı.

Sağlık Sen iki günlük iş bırakma kararını “Sendikaya üye olanlar işe gelmesin” şeklinde örgütledi, yani işyeri eylemi yapılmadı. “Konak’ta basın açıklaması yapıyoruz. Üye olmayanlar katılırsa büyük sorun olur” haberleri yayıldı ortalığa. Artık üyeyi tutamadıkları için aldıkları bir karardı bu.

Mücadelenin iş yerinde yükseleceği, açıklamaların iş yerinden yapılması gerektiğini tartıştığımız, iş yerinde yapılacak her eyleme amasız fakatsız destek vereceğimizin sözünü tüm çalışanlardan aldığımız hastane bahçesinde, Sağlık Sen üyeleriyle el ele tutuştuğumuz bir anda, iktidar yanlısı sendika görevini yaptı, üyelerini ve eylemi resmen kaçırdılar.

Sendika genel merkezlerini biz üyeler zorlayacağız. İlle de ortak eylem örgütlememiz gerekli, kurtuluş yok tek başına. Örgütlenmeye, üye yapmaya çalışıyoruz ama üye olmayanlara da sesleniyoruz: hakkımızı aramamızın önünde hiçbir şey engel olamaz.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Sabrımız yüzde hiç, artık serde mücadele var

İkilem basit: Sürünerek hayatta kalmak mı, insanca yaşamak mı? İlk seçenek her gün daha fazla yoksul...

İMES’te kadın işçi olmak: Taciz, fazla mesai, düşü...

İMES’te çalışan kadın işçiler kötü çalışma koşullarının yanı sıra tacizden de bıkmış durumda. Tüm zo...

İşçi Semra’nın sorgulamaları: Yarı aç yarı tok, ne...

Metal işçisi Semra’nın evinde soba tütmüyor, evi de iş yeri de ısınmıyor… İzin yapmak, dinlenebilmek...