Haydi fırtınanın en önüne
Bu ay ülkenin dört bir yanında ve her alanda haklarımızı savunmak ve daha fazlasını talep etmek için yan yana gelmeye, fırtınanın önüne geçmeye çağırıyoruz hepinizi.

“Fabrika patronu bizi ayırmıyor. Aynı ücrete aynı koşullara bizi mecbur ediyor. O korku duvarı yıkılmaya yakındır. Fırtınanın ayak sesleri geliyor. Biz o fırtınada kadın işçiler olarak en önde olacağız.”

Dudullu OSB’de bir tekstil firmasında çalışan işçi Selin’in sözleri bunlar. Kendi Kürt bir kadın işçi, her memleketten ve her milliyetten işçinin çalıştığı bir fabrikada çalışıyor ve aldığı asgari ücret asgari geçimine dahi yetmiyor. Aynı işi yaptığı ancak kayıt dışı çalıştığı için asgari ücretin çok daha azına çalışan mülteci, göçmen işçilere de sesleniyor Selin. İçin için biriken öfkeyi mücadeleye dönüştürme çağrısı yapıyor.

İşsizlik, çalışma hayatındaki ayrımcılık, eşitsizlik, baskı, mobbing, bakım yükü, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması gibi artan hak ihlalleri, kadına yönelik şiddet, istismar, yoksulluk, cinsiyetçi nefret söylemleri ile geçti geçen yılımız. İktidarın bizlere yeni yıl sürprizi, ardı ardına gelen zamlar oldu. Adeta canımızla sınanıyoruz. Şimdi sırada bir de nafaka hakkımıza saldırılar var. 2021’e girmeden 6. Yargı Paketi ile kadınların nafaka hakkının “mağdur babalar” dayanak gösterilerek gasbedileceğinin işaretleri verilmişti. Kadınların boşanmasının gün geçtikçe zorlaştırıldığı, kadınların şiddet dolu evliliklere mahkum edileceği, boşanmadan zaten on kere düşünürken yüz kere düşünmek zorunda kalacağı koşullar devlet eliyle iyice kural haline getiriliyor. Kadınların ekonomik özgürlüklerini sağlayabilecekleri, yaşamlarını yeniden kurabilecekleri ücretsiz kreşler, güvenceli istihdam olanakları, sığınma evleri devlet tarafından sunulmazken kadınların nafaka hakkı iktidar tarafından saldırıya uğruyor. 2021 boyunca kurulan meclis komisyonlarında altı çizilen, üretilen politikalarla, kürsülerdeki söylemlerle ortaya koyduğu açık bir planı var iktidarın: Önemli olan var olan sistemin bekası! Bunun için kadınlara ne olduğunun hiçbir önemi yok! Ekonomik darboğaz, yetmeyen ücretler, üstüne hayat pahalılığı, işsizlik taş taş üstünde bırakmasa da kendi iktidarı ve sistemin bekası ayakta kalsın istiyor. Bizi bir fırtınaya atıp, biz fırtına bizi ne yöne götürürse oraya savrulurken “sabır göstermemizi, şükretmemizi” söylüyor. Hayır! Fırtına bizi nereye götürürse değil, biz nereye gitmek istiyorsak oraya gideceğiz! Varmak istediğimiz yer insanca bir hayat...

İnsanca hayat hayalimizi her vesileyle elimizden almak isteyenlerin ajandasındaki en yakın tehdit olan nafaka hakkına saldırı sadece nafaka hakkına saldırı değil. Aynı zamanda kadınların tüm medeni haklarına toptan yapılan bir saldırı. Bu ay ülkenin dört bir yanında ve her alanda haklarımızı savunmak ve daha fazlasını talep etmek için yan yana gelmeye, fırtınanın önüne geçmeye çağırıyoruz hepinizi.

***

2022’nin ilk sayısında da dergimizin sayfalarında pek çok farklı ilden, çok sayıda iş kolundan, iş yeri ve fabrikadan kadın işçiler “birlik ve mücadele” çağrısı yapıyor. Dur durak bilmeyen zamlar, kârları büyüyen sermaye karşısında daha çok çalışmamıza rağmen çok daha yoksullaşmamız, kuruşları hesaplayışımız, en önemlisi de tüm bunları nasıl değiştireceğimizin tartışmalarını görüyoruz dergi sayfalarımızda. Kadın işçiler içinde bulundukları ağır koşulları, işsizlik korkusunu, ayrımcılığı anlatırken birlik olmaz, örgütlenmezsek hiçbirinin değişmeyeceğini ortaya koyuyor. Özellikle kadın işçilerin iş yerlerinde maruz kaldığı tacize karşı ses çıkarmasındaki engeller bizzat kadınların anlatımlarıyla dile getiriliyor.

“İnsanca yaşamak” ne demek? Nasıl ve neyle mümkün?” sorularına aradığımız cevabın değiştirme gücümüzü görmemizden geçtiğine dair tespitler yapıyor Fulya Alikoç anayazımızda.

Ve dergimizin kapağındaki iç ısıtan kadın dayanışması... Dergimizin kapağına çok yakışan “Kol kola kız kardeşlik” çalışması için Berivan Doğan’a çok teşekkür ediyoruz.

Kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine, erkek egemen yargı kararlarına, kazanımlarımızın geriye götürülmesine karşı haklarımız ve hayatlarımız için 2022’de biz kadınları çok daha çetin bir mücadele bekliyor. Bu çetin mücadele daha umutlu olmamızın, daha çok dayanışma görmemiz ve göstermemizin en büyük dayanağı Ekmek ve Gül. Bu dayanağı güçlendirmek için sizleri hemen şimdi tüm sosyal medya hesaplarımızı ve sitemizi en yakınınızdaki kadınlarla paylaşmaya, sadece takipçi değil aynı zamanda yazar, muhabir, üye ve en önemlisi ayrılmaz bir parça olmaya davet ediyoruz.

2022 bizim yılımız olsun!

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Sabrımız yüzde hiç, artık serde mücadele var

İkilem basit: Sürünerek hayatta kalmak mı, insanca yaşamak mı? İlk seçenek her gün daha fazla yoksul...

İşçi Semra’nın sorgulamaları: Yarı aç yarı tok, ne...

Metal işçisi Semra’nın evinde soba tütmüyor, evi de iş yeri de ısınmıyor… İzin yapmak, dinlenebilmek...

İMES’te kadın işçi olmak: Taciz, fazla mesai, düşü...

İMES’te çalışan kadın işçiler kötü çalışma koşullarının yanı sıra tacizden de bıkmış durumda. Tüm zo...