DERGİMİZDEN
Baskının farklı yönlerini her daim konuştuğumuz bir süreci yaşıyoruz ancak bu sefer, gelecek kaygısı ve daha iyi yaşam koşulları için mücadele etmek sohbetlerimizin ana konusu olmuştu.
Regl ürünleri her kadının rahatlıkla ulaşabileceği fiyata indirgenmeli veya ücretsiz olmalı; AVM tuvaletlerinde, okullarda vb. alanlarda da ücretsiz temin edilebilmelidir.
Yeni mezun gıda mühendisi Güneş, 1 buçuk yıllık işsizliğinde hayatta kalmak için geliştirdiği ‘taktikleri’ anlatıyor ve soruyor: Kafeste düşlemek yeter mi?
19 Nisan’da Evrensel Gazetesinde işsizliğin “bedellerini” anlatmıştı Nergis. Günübirlik işler yaparak kızına bakmaya çalışan Nergis’in şimdi güvenceli bir işi var. Nergis, duygularını anlatıyor.
Pandemi patronlar tarafından düşük ücrete, ağır koşullarda işçi çalıştırmak için kullanılırken özellikle kadınlar için hem çocuğun bakımı yükü hem işsizlik hem de yoksulluğu derinleştirdi.
Gece yarısı kararlarıyla vergileri yükselten, grev yasaklayan, rektör atayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen Cumhurbaşkanı en temel ihtiyaçlarımız için tek bir olumlu karar almadı!
Tez-Koop-İş Samsun Şubesinde örgütlü kadınların gündeminde çalışma yaşamında pandeminin artırdığı yükle birlikte İstanbul Sözleşmesi de var...
‘Patronlar bile sendikalar kurup örgütlenirken işçilerin sendikalı olmaktan çekinmemesi gerekir. İşçilerin de kazanımı örgütlü olmaktan, bir arada olmaktan geçer.’
Tabii kocaman saraylarda oturanlar açın halini bilmez. Benim evim kadar yemek masaları olanlar halimizi anlamaz. Bizim soframıza üç tabak zor sığarken o kocaman masalara ne koyarlar acaba…
TİS sürecinde olan sağlık işçileri sendikalarından dertli. Ek ödemelerdeki adaletsizlik ve eksik elemanla çalışma en büyük sorunlar.
Maddi zorluklar bu denli yakamıza yapışmışken fiyatı 1800 liraya varan HPV aşısı ne yazık ki ‘lükse’ giriyor. Halbuki en temel haklarımızdan biri sağlıklı bir yaşam.
Yüzyıllardır artık içinde olmak istemediği bir durumdan kurtulmaya çalışan kadınlara ödetilen bir bedel var. Osmanlı Devleti’nde boşanmanın tarihine biraz bakalım…
Nasıl oldu da 10 yıl gibi kısa bir süre içinde ilk imzacısı olmakla övünülen bir sözleşmeden, ilk çıkan devlet oldu Türkiye?
‘Hiç aklıma gelmezdi muhtar olabileceğim. Şimdi muhtar adayıyım. Kadın derneğinde olmam, örgütlü olmam ve dayanışmanın bana verdiği güç ile her şeyi yapabiliriz.’
Aygül, Nesrin ve Şeyma’ya kocaları ‘imam nikahı’ ile başka kadınlarla evlendiklerini söyleyerek ‘kumalığı’ dayatmış. Üçü de bu muameleye baş eğmedikleri için şiddetle tehdit edilmiş.
Fizyoterapist Meltem Teker, egzersizi günlük rutinimizin bir parçası haline getirmek için önerilerde bulunuyor.
Keçiören’den liselilerle İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı kararı ile çıkmanın ne anlama geldiğini konuşmak için buluşuyoruz, konu elbette günlük hayattaki eşitsizliklere geliyor...
Muktedirlere her şey serbest bizlere her şey yasak! İşçi emekçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs yasak ama çalışırken ölmek serbest…
Bir iş görüşmesi anısı, hâlâ ‘erkek mesleği’ diye düşünülen mesleklerde kadınların ayakta kalma çabasını, önlerin konana engelleri, dayatılan düşük ücretleri ortaya seriyor.
Esenyalı’dan Fatima ‘ben yaptım, oldu’ kararlarına dair düşüncelerini Ekmek ve Gül okurlarıyla paylaşıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.