DERGİMİZDEN

Üniversitelerde yüz yüze eğitim başladı. Pandemi döneminde uzaktan birbirine ses vermeyi başaran kadınlar, şimdi içlerindeki öfkeyi akıtıp yerini çiçeklerle doldurmak için bir arada.

Her buluşmanın sonunda “Oh be, ne iyi geldi” duygusunu büyütüyor, kimi kadınlarda “en umutsuz olduğu anda dünyaya inancının artması” şeklinde karşılık bulabiliyor.

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 25 Kasım’a giderken yürüttükleri tartışmaları, yaptıkları planları aktarıyor.

Atölyede buluşan kadınlar sadece dertlerini, karşılaştıkları baskıları konuşmadı, aynı zamanda yan yana gelmenin ve her seferinde daha çok kadın olarak buluşmanın önemini fark etti.

Hopa’da ve Kemalpaşa’da yaşayan kadınların kurdukları kooperatifle Hopa Laz böreğinin seri üretimine başladı. Kadınlar insanlarla iletişime geçmenin öz güvenlerinin daha çok artırdığını söylüyor.

Aldığı sosyal yardımlarla iki oğlunu büyütmeye çalışan Narin, kadınları sosyal yardımlara mecbur eden iktidara da tepkili: Üye oldum da yardımları alabildim ama onlara oy yok.

Velev ki dolar 10 lira oldu, sıfır mıfır atar onu 1 liraya kitlerdik. Bir de şey var, teğete iman. Karşıdan top da gelse, taş da virüs de kriz de hepsi bizi teğet geçer, kalbimizle iman ettik.

Kötü çalışma koşullarına, baskıya karşı sendikalaşma mücadelesi veren Gülay çok engelle karşılaşmış. Bir gün bile ‘of’ demeden verdiği mücadelesi sayesinde şimdi sendikalı bir işçi o.

Alex aslında bizden biri: Hep susturulan, bir şekilde gitme cesareti bulamayan. Zaman zaman düşen, geri adım atan ama sonunda yalnız olmadığını gördüğünde başı dik duran kadınlardan biri.

Bizden kat kat fazla maaşı olanlar bizim kaç para alacağımızı belirleyecek. Yoksulluk sınırını 10 bin diye açıkladılar, bence asgari ücret de 10 bin lira olmalı. Yoksulluk sınırının altında kalmamalı.

Üç vardiya sistemiyle, günde 4-5 saat uyku ile, günde ortalama 12 saat aralıksız çalıştırılıyorlar. Yorgunluktan harap olmuş vaziyette, üstüne koca dayağı, ustabaşı küfrü ve hakaretleri ile.

25 Kasım’a kadar yapacağımız her iş, kadınlarla yaptığımız her buluşma, konuşacağımız her konu bu uzun soluklu sorumluluğumuzun gereklerini yerine getirme noktasında bir adım.

Ford’da da, Xiaomi’de de kendi birliğimiz, birbirimize olan güvenimiz, kendi taleplerimiz ve görünürlüğümüz olmalı.

Sağlık emekçileri 2022 yılı bütçe planı ve emekçiyi bekleyen yeni vergi yüklerini, imzalanan TİS’i tartışırken, sendikaların ücret zammı kadar maaşlardan kesilen vergileri de gündem etmesini söylüyor.

‘Sendikamız var oh rahatladık, zam da alır otururuz dememeliyiz. Biz sadece kendi fabrikamızdan değil, tüm metal işçisi kadınlara karşı da sorumluyuz.’

Ankara Çubuk’tan Ayla çocuklarını bir başına büyüten bir işçi kadın. Geçim derdi yüzünden sürekli ‘evlen’ diye baskı gören Ayla’nın bir çift sözü var.

‘Misafir gelecek diye korkar olduk. Önceden misafire çeşit çeşit yapar önüne koyardık şimdi bir misafir 250-300 lira. İnsanlar gözüme masraf olarak görünüyor.’

İşyerinde herkesin dilinde bir zamlar bir de coinler var. Fabrikada mühendisinden, işçisine herkes bitcoin oynuyor. Fabrikanın içinde bir uçtan bir uca yatırım tavsiyeleri dönüyor.

Canımız Ayşe bu sefer kahkaya değil, hüzne boğuyor bizi. Ağlama Ayşe, döktüğün göz yaşının her biri sana o gerzek lafları edenlerden kıymetli…

Karamsarlığın etrafımızı sardığı bugünlerde başka türlü ‘aydınlık’ bir geleceği hayal etmek ve aydınlığı nasıl inşa edeceğimizi geçmişten gelip geleceğe ışık tutan bir deneyim üzerinden tartışalım…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.