DERGİMİZDEN

2021’den 2022’ye umut ve sorumluluk taşıyan bir 25 Kasım’ın ardından

Kadın mücadelesinin çeperini genişletmek zorunda bırakan ağır koşulların, aynı zamanda daha çok kadını bu mücadelenin etkin bir parçası, öznesi olmaya da meylettiren koşullar olduğunu unutmayalım.

Bugün değişerek eve gidiyorum

Kemalpaşa Belediyesinde kısa bir süre önce örgütlenen Genel İş İzmir 7 Nolu Şube, 25 Kasım vesilesiyle İşçi Kadın Buluşması yaptı. Bir kadın işçi etkinlikten kendine kalanları Ekmek ve Gül’e yazdı.

Şiddete ‘Dur’ demek için dayanışmaya daha çok ihtiyacımız var

Bizler sürekli şiddete mahkûm ediliyoruz, öldürülüyoruz. Hükümetin kadın düşmanı politikaları devam ettiği sürece ne fabrikada ne de ülkede koşullar düzelecek ne de biz kendimizi güvende hissedeceğiz.

İlknur’un ardından…

5 Kasım günü işten eve dönerken Selçuk G. tarafından katledilen Lüleburgaz Belediyesi çalışanı İlknur Gökay Tuncel’in arkadaşı Şenay Ünlü, İlknur için yazdı.

‘Bu erkekleri de kadınlar yetiştiriyor. Kadın da suçlu…’ mu? Bir daha düşün!

Yaygın şiddet sorununu konuşurken karşımıza en çok çıkan argümanlardan biri bu. Şimdi bunun üstüne hep birlikte düşünelim, bu argüman neden yanlış cevap verelim.

‘Evde eşimden sokakta herhangi birinden korkar oldum’

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 25 Kasım vesilesiyle serbest kürsü etkinliği yaptı, şiddeti konuştu. Kadınların ağızlarından dökülen ortak şey ise güvenli yaşamak istedikleri oldu.

Mahalledeki eylemde fısıltım sese dönüştü, ben dönüştüm!

Emine Bulut’un katledilişini protesto etmek için bir araya geldiğimiz mahalle eylemi dernek ile tanışmamda vesile oldu. Yürüyüşüm bütün kadınların yürüyüşü oldu. Kısacası dernek gücüme güç kattı.

‘Bir sonrakinde herkes bir arkadaşını getirsin’ diye biten buluşma

Korkuya, baskıya, yok sayılmaya karşı ancak yan yana gelirsek ‘iyi oluyoruz’. Bir kez daha hissettik ki ne çok ulaşacak sesimiz ne çok birbirimizden alacak gücümüz var.

Birbirimiz için, iyi ki varız, var olacağız!

Bu sene yine öfkemiz çok kez yükseldi, çok kez üzüldük, çok kez moralimiz bozuldu ancak hep umudu birbirimizde bulduk. Mücadelenin bir parçası olarak ilerlemenin kazanımlar getireceğine inanıyoruz.

Bildirideki ‘dayanışma’ kelimesi, Nurcan’ın buluşma vesilesi

Şiddet dolu evlilik, zorlu boşanma süreci, üç çocukla hayata tutunma çabası. Geçinemeyince lisedeki oğlu okulu bırakıp çalışmaya başlayan Nurcan’ın tüm bu zor içinde tek dayanağı ise kadın dayanışması

Zifiri karanlık ormanlar

Bazı yavrular, masaldaki gibi bisküviden yapılmış bir evde semirtilmiyor da bir çalının dibinde cansız bulunuyor. Sesleri ovada yankılanıp duruyor: Tın tın kabacığım, beni dağlarda bırakan babacığım…

Kadınların ısrarı ve direnişi varsa umut da var

Unutmayalım, farkına varıp da gücümüzün neleri değiştirdiğini, neler yarattığını hatırlayalım diye bu yılın mücadele deneyimlerinden öne çıkanları hatırlatıyoruz.

İzmir’den Fransa’ya, Mısır’dan Sovyetlere… Kadınların ekmek isyanları

Ekmek zammı önemli! Bir devri kapatan başka bir devir açan olaylara neden olan ekmek ayaklanmalarıyla dolu insanlık tarihi. Çoğuna kadınların öncülük ettiği…

Mutfak işçisi kadınlar: Korkuyoruz ama böyle gitmez, biliyoruz!

Bir kantinde işçi olarak çalışan üç kadın birlikte kaleme aldı bu mektubu. İş kaygısı, çocukların gelecek kaygısı, geçim kaygısı, şiddet kaygısı… Soruyorlar: Nereye kadar korkuyla gidecek!

Süpürgeci kadın işçiler: Genel grev en doğru karar!

Geçinemiyoruz diyen süpürgeci kadın işçiler maaşlarının yüzde 50’sinin vergiye gittiğini, kaygıyla yaşayıp kaygıyla çalıştıklarını dile getirerek, genel grevin en doğru karar olduğunu söylüyor.

Milyonlarla oynayanlar milyonların geçimini belirleyemez

“Fabrikada kadınların çoğu ek iş yapıyor, çünkü geçinemiyoruz. Gündeme atılan 3500 gibi bir para hiç kimsenin karnını doyurmaz. Bizim nasıl geçineceğimizi milyon dolarlarla oynayanlar belirliyor.

Fabrikada bu kez de kılık kıyafetimiz dert oldu!

'Sendikalaştıktan sonra direkt kadınlara yönelik çeşitli kısıtlamalar gelmeye başladı. Bunlar aslında yüzde 80’i kadın işçilerden oluşan bir fabrikada direkt kadınları hedef alan yasaklar.'

25 yıldır işçi olan Gülsel’in inadı: Ben haklarını alan bir işçi olacağım

25 yıllık işçi Gülsel her sektörde çalışmış. Sendikalaşma deneyimi de yaşamış, baskının en ağırını da. Onu en çok verdiği emeğin değer görmemesi öfkelendiriyor. Tek amacı var; haklarıyla çalışmak!

Ayşe’nin iyi bir tamirci bulması lazım!

Adana’dan Ayşe’nin güldüren maceraları devam ediyor. Ayşe’nin çok mühim bir görev için acil güvenilir tamirciye ihtiyacı var! Neden mi? Buyurun buradan yakalım…

Badem unundan ekmek yapın diyen saraylılar sussun

Yaşlı annesiyle bir başlarına geçinemiyorlar. Sözün ucundan tutan AKP’li eniştesi de veryansın ediyor geçim derdine. Hepsinin dilinde ‘böyle gitmez’ sözü, asıl soru hala duruyor, peki ne yapacağız?