Bi salın anneleri!
‘Annelik içgüdüseldir’, ‘Anne olunca anlarsın’ sözleri kadınların her yaşta karşılaştığı cümleler. O iş aslında öyle değil!

Birkaç ay önce doğum yapmış birisi olarak altını çiziyorum kadınlar için zor olan hayat, doğum yapan kadınlar için çok daha zor hale geliyor. Annelik içgüdüsel değilmiş yaşayarak deneyimledim. Ve bir deneyimim de anneliğin öğrenilen bir şey olduğu. Aslında tüm sorunlar hamilelikte başlıyor. Bir anda tüm yaşam tarzı değişiyor kadının. Sürekli çevrende nasihat veren insanlar oluyor. Nasihat bir yere kadar iyi hoş da bir noktada hayatına karışmaya dönüyor. Zaten alt üst olan hormonların üzerine bir de daha doğurmadan kısıtlanan bir yaşam gelince daha da bocalıyor insan.

DÖNÜP KENDİMİ SORGULADIM

Doğurunca rahatlayacağımı düşünüyordum ama işler doğumdan sonra iyice değişti. Hemen hepimiz “anne olunca anlarsın” cümlesini mutlaka duymuştur.  Yok anlaşılmıyormuş. Yani ben aman aman bir farklılık yaşamadım duygularımda. Bebekler zaten sevilir yani ben severim, kendi bebişime karşı hissettiklerim de aynen diğer bebeklere karşı hissettiklerim gibiydi. Yaşadığım bir heyecan, mutluluk vardı ama çevremdekilerin söyledikleri kadar değildi. Sonra bu konu üzerinde o kadar çok yorum aldım ki “Bende bir sorun var sanırım” dedim. Hatta benim sağdığım sütle bebeğimin babası beslenmesini yaptığı sırada ben uyuyordum, bazen ağladığında da ben uyuyordum. Çünkü o sırada benim dinlenmem gerekiyordu ve o an babası ilgileniyordu. Başkalarının yaptığı sosyal medya paylaşımları ya da hayatımızı kolaylaştırsın diye okuduklarımız tüm bu sorumlulukların doğal olarak annede olması gerektiğini o kadar vurguluyordu ki ben kendimi sorgulamaya başladım. Hatta psikolojik destek almam gerektiğine inandım. Durup nefes alınca fark ettim ki ben normaldim. Başta da söylediğim gibi annelik öğrenilen bir şeymiş. İnsanın kendi bebeğini farklı kılan şey aradaki paylaşımmış, bebeği büyütürken verdiğin emek ve o emeğin büyüdüğünü görmekmiş.

AMAN ANNE ANLAR SADECE!

Zamanla bebekle geçirilen zaman artıyor. Zaman arttıkça onu daha iyi tanıyor insan. Bir de baba işe dönünce bütün gün birlikte kalıyorsun. Üst değiştirme alt değiştirmede sık pratik yapmak anneyi daha da hızlı yapıyor bu işlerde. E “bebeğin ağlaması sussun”, “aman bir an önce işimiz bitsin” derken iki kişinin olan çocuk bir anda annenin sorumluluğuna dönüşüveriyor. Sonra o noktada “al annesi ağlıyor bu çocuk” gibi cümleler başlıyor. Aman anne uzaklaşmasın kokusunu özler, aman anne ayrılmasın o dilinden anlar! Evet dilinden anlıyorum belki ama bu anneliğin içgüdüsünden değil, onunla geçirdiğim vakitten. Aynı vakti kim geçirse anlar o dilden.
Anlar diyorum ama her zaman anlaşılamayabiliyor. O zaman bir araştırayım neymiş diyorsun sonra bir bakıyorsun ki tüm bilgiler satılabiliyor ve her konuda ücretli eğitimler var. Evet her konuda: emzirmeden emeklemeye, uyku düzeninden ek gıdaya geçişe… Hatta bebeğin gaz sancısına neler iyi gelir seminerlerine kadar her şey ticarete dökülmüş. Evet bebeğin davranışları karşısında neler yapacağın konusunda bilgili olmak çok iyi olurdu ama ücretsiz ulaşılıyor olması çok daha iyi olurdu.

İş böyle olunca sosyal medyada daha çok bilgi arıyorsun. O da ne? Cinsiyet ayrımı yapmadan çocuklara eşit davranmayı gönderilerle anlatmaya çalışanlar bile bunu sadece anneye anlatıyor. Döndük yine en başa, çocuk yine annenin sorumluluğunda. O zaman fark ediyor insan annelere yeni nesil toplumsal baskının sosyal medya üzerinden nasıl pompalandığını. Çocuk yalnızca annelerin sorumluluğu değil. Önce bunu bilelim. Babalar nasıl işe gidebiliyor ya da dışarı çıkabiliyorsa aynısını anneler de yapabilir. Ben arkadaşlarımla dışarda oturduğumda “Ne kadar şanslısın eşin çocuğa bakabiliyor ya da ev temizliğinde yardımcı oluyor” cümlelerinden o kadar yoruldum ki! Ama bıkmadan her seferinde söylüyorum; bebeğim babasıyla kaldığında ya da onun bakımını yaptığında, ya da ev işlerini veya yemeği yaptığında bana yardımcı olmuyor, kendi sorumluluklarını yerine getiriyor. Bu noktada bir de “ama erkekler korkar ya bazen bebeklere bakmaktan ondan dediydim” deniyor. Eh biz de korkuyorduk ama öğrendik. Ben nasıl öğrendiysem babası da öyle öğrendi.

Ben kendime vakit ayırdığımda ya da normal sürelerde banyo yaptığımda vicdan azabı duymamalıyım. Zaten bütün gün bebeğin alt değiştirmesi, emzirmesi, kusması derken bir hayli yoruluyoruz. Bizim sorgulanmaya değil anlaşılmaya ihtiyacımız var. Sonuçta biz de insanız ve sosyal varlıklarız o yüzden bi salın artık anneleri!

Görsel: pch.vector/Freepik

İlgili haberler
Bu memlekette an’da kalmak mümkün mü?

Ölüm gelir Allah’tan, hastalık olur kaderimiz, taciz olur fıtrattan, zam gelir dış güçlerden, tren g...

Koca bir yalan var, anneye kreş yardımı yok!

‘Çalışan anneye 1.015 TL kreş yardımı’ haberleri yalandan ibaret. Kadın işçilere kreş yardımı ya da...

Güvenli yurtlar, güvenli kampüsler hepimizin ihtiy...

Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu yaptığı etkinlikte yürüttüğü tartışmalarda, güvenli...