Güvenli yurtlar, güvenli kampüsler hepimizin ihtiyacı
Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu yaptığı etkinlikte yürüttüğü tartışmalarda, güvenli kampüs ihtiyacının acilliğini ortaya koydu.

Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak geçtiğimiz günlerde “Üniversiteli kadınlar sorunlarını tartışıyor, çözüm yollarını birlikte arıyor” etkinliğini gerçekleştirdik. Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ’ler için tartışma ve birlikte mücadele etme yollarını aramak, yaratma iddiasında olan topluluğumuz bu etkinlikle gündelik diyaloglara, sitemlere dönüşen sorunlarımızı birlikte aşabileceğimize olan inancımızı tazeledi.

Üniversitelilerin yaşadığı bölge olan Görükle kadınlar ve LGBTİ’ler için tacizin ve güvensiz alanların hüküm sürdüğü bir yer. Özellikle kadın öğrenciler için Görükle’de çalışmak, yaşamak bir yana sokaklarında yürümek bile oldukça kaygı verici. Her an sözlü ya da fiziksel tacize uğrama korkusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Fakat etkinliğimizde de tartışıldığı gibi, durum kampüs içinde daha da kötü bir halde. Uludağ Üniversitesi kampüsü kampüs içerisine dileyen herkesin elini kolunu sallayarak girebildiği bir durumda. Kadın öğrenciler ve akademisyenlerin kampüs içerisinde oldukça fazla taciz anıları var.

KYK yurdunda kalan arkadaşlarımız durumu şu şekilde anlatıyor: “Yurdumuza gitmek için 4 buçuk lira olan ulaşımı tercih etmektense yürümeyi seçiyoruz. Fakat bu, taciz edilme riskini de göze almamız anlamına geliyor. Çünkü KYK yurduna giden yol karanlık bir patika. Halihazırda kampüs içine rahatça girebilen yabancılar dolayısıyla yurt bölgesine de gelebiliyorlar. Ve o karanlık patikada yürürken bütün adımlarımızı korkarak atıyoruz.”

Bu, öğrencilerin fakültelerinde de değişmiyor. Birçok fakültenin etrafını bırakalım binalarında dahi ışıklandırma yok. Genellikle ikinci öğretim olan kadın öğrenciler akşam derslerinde binalarda yalnızca ders işlenen sınıfların ışıklarının açık olmasından şikayetçi. Bir arkadaşımız bu durumu dersten çıkar çıkmaz dahi bir öğrenci ya da akademisyen tarafından tacize uğrayabilirim diyerek anlatıyor.

Işıklandırma üniversiteli kadınlar açısından kampüs içerisindeki tacizi önleyen bir durum değil elbette. Fakat öğrenciler kampüs içerisinde “daha az” korkarak yürüyebileceklerini düşünüyorlar.

KADIN TOPLULUKLARI GÜÇ VERİYOR

Üniversitelerde taciz önleme birimlerinin olduğuna dair ya da bu birimlerin işlevlerine dair bilgisi olan öğrenci sayısı oldukça az. Bir arkadaşımız bu konuda şöyle diyor: “Ben kampüste başıma bir şey geldiğinde ne yapacağımı, kiminle iletişime geçeceğimi bilmiyorum. Bu konuda üniversitenin beni bilgilendirmesi gerekir. Taciz önleme birimini iki yıllık üniversite hayatımda ilk kez duyuyorum. Böyle bir birim varsa neden üniversite bu konuda bana bilgi vermiyor? Yoksa neden yok? Neden faal değil? Kadınlar olarak her zaman kendi imkanlarımızı kendimiz yaratmamız gerekiyor. Bu da yetmezmiş gibi imkanlarımızın neler olduğunu öğrenmek için bile kendi kendimize çabalıyoruz.”

KYK yurdunun içerisinde defalarca görevliler tarafından tacize uğradığını ya da arkadaşlarının tacize uğradıklarını anlatan birçok kadın var. Kadın yurdundaki bir bloğunun senelerdir misafirhane olarak kullanıldığını söyleyen bir arkadaşımız şöyle anlatıyor: “O bloğa sürekli olarak farklı gruplar gelip kalıyorlar. Bunlar genelde karma gruplar oluyor. Hiçbir şekilde ortak bahçeyi paylaştığımız gruplar hakkında bilgi verilmiyor. Kaldığımız yurtları güvende olduğumuz alanlar olarak görmek istiyoruz ama neredeyse her hafta birçok tanımadığımız insanlarla karşılaşıyoruz. Üstelik kaldığımız KYK’da kör bir alan var, ormanlık alandan o bölgeye geçiş oldukça kolay. Kaldığımız yurtlarda dahi dilediğimiz saatte bahçeye inemiyoruz korkumuzdan.”

Kadın öğrenciler yaşadıkları kaygıları, korkuları dahi anlatacak bir alanlarının olmadıklarını söylüyorlar. Kadınlar olarak sürekli yaşamlarımızla ilgili endişelerimiz, bu endişelere karşı duruşlarımız var ama bunları tek başına üstlenmek oldukça yorucu. Halihazırda bunca şeyi yaşamanın kendisi yorarken bir de bunlara karşı durmak tek başına üstlenilecek bir ağırlık değil. Kadın topluluğu bugün yüklerimizi ortaklaştırmaya, birlikte sırtlanmaya ve savaşmaya dair bir zemin sunuyor, güç veriyor. Topluluğumuzda tanıştığımız her arkadaşımız böyle alanların her kadın öğrenci için bir ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Arel Üniversitesi yönetiminin eşitlik anlayışı: Ka...

İşte üniversite yönetiminin ‘eşitlik’ anlayışı: Kadına şiddete uzlaştırma, kadın öğrencinin üzerine...

Gelecek kaygısı, geçim derdi, artan sorunlar: Üniv...

Geçim derdi üniversiteli genç kadınları okurken çalışmak zorunda bırakırken, başkaca sorunları berab...

Eskişehir’den üniversiteli kadınlar: Kampüslerde v...

Yunus Emre KYK Kız Öğrenci Yurduna giren bir erkeğin kadın öğrencileri taciz etmesi büyük tepkiye yo...