Gençleri Kutu Park karanlığına bırakamayız!
Mekanizmalar el ele vermiş ve bu gençliği yok etmek istiyor. Aile içinde başlayan şiddet sokağa yansırken şiddetin toplumsallaşıyor, giderek mahallede bir gerilime neden oluyor.

İstanbul’un bir ucunda, çevresi fabrika ve atölyelerle çevrili yoksul emekçilerin yaşadığı bir mahalle Esenyalı. Mahalle son yıllarda birçok bölgeden çok fazla göç de alıyor. Bu mahallede yaşayan çocuklar ağırlıklı olarak liseden, ortaokuldan sonra okulu bırakmış, çalışmak zorunda olan çocuklar. İşçiliğe mecbur bırakılmış bu çocuklar, çalışmanın dışındaki zamanlarını mahallede adına “kutu” dedikleri parkta geçiriyorlar.

Kutu park, adı üstüne kutu şeklinde bir sahası olan, dört salıncağı, iki kaydırağı ve bir de tahterevallinin olduğu bir park. Böyle anlatınca nasıl da masum görünüyor. Ama gerçekten öyle mi?

Çözülmemiş sorunların daha da derinleştiği bir dönemde Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği 2021 raporunu Şubat ayında yayınladı. Raporda öne çıkan gençlerin birbirine uyguladığı şiddet biçimleriydi: flört şiddeti, akran baskısı, uyuşturucu... Bu emekçi semtteki yaşları 13 ila 15 arası gençlerin gelecekleri kayıp olmayla karşı karşıya. Derinleşen yoksullukla birlikte aile içi şiddetin arttığı bu dönemde ailelerin en çok çocuklarına yüklendiğini biliyoruz. Sistemin ebeveynlere dayattığı yaşama biçimini, ebeveynler de çocuklarına dayatmaya çalışıyor. Sorunlar bir sarmal olup büyüyor.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

Ne güzel anlatmıştım size kutu parkı. Kutu park çocukların eğlenebileceği bir yer olmalıyken maalesef, çocukların madde kullandığı, birbirleri ile ciddi kavgalar ettiği bir yer olmuş vaziyette. Akran baskısının da rekabetin de yoğun olduğu bu dönemde gençler özgüveni, kendini geliştirmeyi şiddette buluyorlar. Çünkü hem yanlış yönlendiriliyorlar hem de kendilerini herhangi bir aktivite bulacak yerleri yok. Ne bir spor salonu ne bir müzik atölyesi ne bir resim atölyesi ne de vakit geçirecekleri düzgün bir kafe.

Mekanizmalar el ele vermiş ve bu gençliği yok etmek istiyor. Aile içinde başlayan şiddet sokağa yansırken şiddetin toplumsallaşıyor, giderek mahallede genişleyen bir gerilime neden oluyor. Birbirlerine uyguladıkları şiddeti “birini döversen kendini ispatlayabilirsin” gibi görmelerine neden olan akran baskısı şiddetten besleniyor ve şiddet olarak gençlerin hayatına geri dönüyor.

Gelecek gençlerin elinde. Bizlerin bu mekanizmanın, bu sistemin gençleri yanlış şekilde yönlendirmesine “dur” dememiz gerekiyor. Hep birlikte dayanışma ile içi karanlık olan kutu parktan gençleri kurtarmak için çaba göstermemiz gerekiyor. Gençleri oraya bırakamayız. Onları o göz boyayan aslında büyük bir karanlıkta baş başa bırakamayız.

KİTAP ÖNERİSİ: KULELERDE BAYRAKLAR
"Kulelerde Bayraklar", yalnız dünün değil, bugünün de büyük öyküsüdür. Potansiyel suçlu olarak görülen, sokak çocuklarının yeteneklerinin açığa çıkartılarak özgüvenli insanlar haline getirilmesi ve Sovyet toplumuna kazandırılmasının öyküsü. Bugün bütün dünyada, sokağın vahşetine itilmiş ve ne zaman ne olacağı, ne zaman ne yapacağı belli olmayan "korkunç" bir çocuk ve gençlik yığınından söz ediliyor. Kimileri bu tehlikeden korkuyor, kimileri belli belirsiz acıyarak bakıyor. Ya çözüm!.. Bir iddiadan, bir öneriden çok fazlasını içeriyor Makarenko'nun kitabı.
İlgili haberler
Bu ülkenin gençlerine bir gelecek borçlular

Bu ülkede her gün KYK borcunu ödeyemediği için intihar eden işsiz üniversite mezunları var. KYK borc...

Gençlerin en büyük endişelerinin ikinci sırasında...

Deloitte'un araştırmasına göre Türkiye’deki Z kuşağının en büyük endişelerinin ikinci sırasında yüzd...

Kız meslek lisesinden izlenimlerle gençlerin umudu...

Kız meslek lisesi öğretmeni Songül, öğrencilerinin kaygılarını ve her türlü zorluğa rağmen eğitim al...