Merhaba Ekmek ve Gül okurları, uzun bir süredir işçiler olarak ek zam talebimiz var ve bunu dile getiriyoruz. Tabii ki ek zam olsun ama ek zam da derdimize derman değil. Bu enflasyon, bu zamlar olduğu sürece verilecek zamlar bizim hayat şartlarımızı düzeltmeye yetmeyecek. Aldığımız ek zam; yükselen faturalar, yapılan gıda zamlarının karşısında eriyip gittiği için fark eden hiçbir şey olmayacak. Bazen işyerinde arkadaşlarımızla ek zammı tartışıyoruz. Onlar da benimle aynı düşünceleri paylaşıyorlar. Asgari ücretle çalışan bir işçiyim. Evime en son ne zaman kırmızı et aldığımı hatırlamıyorum. Çocuğum benden bir şey istediği zaman “Tamam çocuğum, aylık aldığım zaman alırım” diyor, çocuğumu öyle avutuyorum. Ay sonu gelse bile çocuğumun isteklerini yerine getiremiyorum. Maaşım ancak faturalara, kiraya, borçlara gittiği için kendimize hiçbir şey yapamıyoruz. Sonra kendi kendime teselli veriyorum “Olsun bu maaşla bir şey yapamadık ama diğer maaşta yaparım” hayaline kapılıp diğer maaşın gelmesini beklemeye başlıyorum. Ama yine aldığım maaş kendimize hiçbir şey yapamadan eriyip gidiyor. Bu hayat şartlarına rağmen ayakta durmaya ve güçlü olmaya çalışıyorum. Mektubumu sonlandırırken kullanmayı özlediğim birkaç cümleyi de ekleyeyim: “Arkadaşım gel sana kahve ısmarlayayım”, “Arkadaşım yemek parasını ben ödeyeyim.” Bunları demeyi çok özledim. Çünkü bırakın kendi arkadaşlarımıza bir şeyler ısmarlamayı kendimize bir şey alamıyoruz…
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
İş güvenliği için ‘nazar duası’
Tekstil fabrikasında makineci işçiler birbiriyle ve saatle yarıştırılıyor, kaza geçirmemek için naza...
Kadına yönelik şiddet dilde başlıyor…
Son zamanlarda toplumumuzda artan fiziksel şiddetin temelinde dilde yatan şiddetin boyutunu da rahat...
Daha güzel günleri hayal etmekten yine de vazgeçme...
2023’te önce sağlıklı sonra da bu dümeni çevirenlerden kurtulduğumuz, eşit bir yaşam sürdüğümüz, kor...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.