Güneş, 44 yaşında bir ev işçisi. Onunla görüşmek için temizlik yaptığı eve gidiyorum. Gittiğimde henüz işi bitmemişti. İşini bitirmesini bekliyorum, sonra birlikte kurduğumuz sofrada yemek yiyoruz. Bu esnada günlük yaşamı hakkında sohbet ediyoruz. Çay sohbetine geçmeden önce Güneş, “Banyo temizliği kaldı, onu yapıp geliyorum” diyerek sofradan kalkıyor. O sırada çayı demliyorum. İşini bitirince mutfağa geçiyoruz. Güneş, yorgun bedenini sandalyeye yavaşça bırakıyor. Demlenmiş sıcak çaylarımız sohbetimize eşlik ediyor.
Güneş Adıyamanlı. 5 kız, 2 de erkek toplamda 7 kardeşler. 16 yaşında henüz çocukken görücü usulü bir evlilik yapmış. “Keşke tanıyarak evlenseydim. Köy yerde öyle oldu işte. Annem iyi bakardı bize, çocuklar onun elinde hemen büyüyüp serpilirlerdi. Boya posa bakıp bunlar büyük diye istemeye gelirlerdi” diyor.
Ailesiyle birlikte tütün işiyle uğraştığını söyleyen Güneş, “Hiç sevmem tütünü. Buradan kurtulayım artık, şehre gideyim dedim Şehirli biriyle evleneceğim dedim” diyor. Sonra bir gülme tutuyor Güneş’i, onunla beraber ben de gülüyorum. “Evlenince tütün işinden kurtulacağım dedim. Oysa nereye gitsen çalışmak zorundasın ekmek için” diyor.
Güneş’e ortaokulu dışarıdan bitirmiş. “Kendimi geliştirmeyi çok seviyorum. Bilgisayar kursuna gittim, sertifikam var. Ehliyetimi tek sınavda aldım. Ama kullanamıyorum öyle cüzdanda yatıyor. Benimle mezara gidecek herhalde” diyor ve yine gülüşüyoruz.
‘TEMİZLİK İŞİ KOLAY İŞ Mİ SANKİ?’
Güneş 3 yıldır bu işi yapıyor. Düzenli olarak gittiği 3-4 ev var. Onun dışında ek olarak iş olursa gidiyor. Bir temizlik şirketine bağlı olarak değil de bireysel olarak çalışıyor. “Temizlik işi göründüğü gibi kolay değil. Kolay iş olsa zaten ev sahipleri kendileri yapar. Ağır şeyleri çekip kaldırıyorum, yüksek katlarda pencerenin dışına çıkıyorum, elini kesmeler, yaralanmalar çok oluyor. İş güvenliği yok. Hani günübirlik paramızı alıyoruz ama gelecek güvencemiz yok. Sigortamız yok. Zaten küçük çocuk büyüyene kadar bu işte çalışacağım. Devamlı olarak bu işi yapmayacağım” diyor.
Önceden tekstil işçiliği yapan Güneş, “Küçük çocuğa hamile kalınca işten çıktım, daha da gitmedim. Çocuğa bakacak kimse de yok, bir bakıcıya versen aldığın maaşı oraya vereceksin. Büyük çocuklarım çalışmıyorlar şu anda. Ben temizliğe gelince küçük çocuğa onlar alıp bakıyor. Ben çalışmasam olmuyor, destek olmam lazım eşime. Eşim asgari ücretli çalışıyor. Gelirle gider başa baş gidiyor” diye de ekliyor. Temizlik işinde saatliği 50 liraya çalışan Güneş; yarım gün olursa 4 saat, tam gün olursa 8 saat çalışıyor. Devam ediyor Güneş: “Temizlik işi kolay iş mi sanki? Bazen gece yarısına kadar kaldığım oluyor. Tabii ücret farkını veriyorlar ama çok yoruluyorum. Zaten markete gittiğimde çocuğa 2-3 abur cubur, biraz sebze, biraz meyve alınca bitiyor kazandığım para. Ailem biraz destek oluyor maddi olarak.”
Bir ara telefonu çalıyor Güneş’in. Oğlu arıyor. Oğlu onu alıp eve bırakacak, kendisi de temizlik işinin üzerine koştur koştur yemek yapıp kendi evinin işlerini yapacak. Yorgunluğuna bir yorgunluk daha eklenecek yani. Konuşması bitince yeniden bana dönüyor ve “Evin bütün sorumluluğu benim üzerimde. Eşim sadece çalışıp eve para getiriyor. Evle ilgilendiği yok. Her şeyi ben takip ediyorum. Kirayı, faturaları, taksitleri ben takip ediyorum. Pandemi dönemi herkese kredi veriyorlardı, ben onun için kredi çektim, hâlâ onun kredisini ödüyorum” diyor.
TEMİZLİK İŞÇİLİĞİNE EK İŞLER PEŞİNDE
Kirada oturan Güneş yaşam koşullarını anlatmaya devam ediyor: “2300 lira kira veriyorum. TOKİ’ye yazıldım o da çıkmadı. Faturalar yüksek geliyor. Doğal gazı ödeyemediğim için soba kurdum. Sosyal yardıma başvurdum, ihtiyacım var ama ‘sosyal kapsamda değilsiniz’ diyerek ret geldi. Neyim var ki? Evim yok, arabam yok. Tekrar dilekçe verdim ama bakalım. Eş sigortalı olunca kesiyorlar yardımı. Sigortalıysa tamam, ihtiyacın yok yani. Önceden sosyal destek az da olsa alıyordum. Ekmek kartım vardı onu da iptal ettiler. Eşim sigortalı olduğu için, ‘Hiçbir geliri olmayana veriyoruz’ dediler. Ama bildiğim bir sürü insan var, evleri var, iki evi olan var, alıyorlar. Bu nasıl bir adalet? Ben buna adalet demiyorum gerçekten.”
Güneş liseyi de açıktan okumak istediğini ancak küçük çocuğu doğunca fırsat bulamadığını söylüyor: “Küçük doğunca eve bağlandım. Evdeyken de boş durmuyordum, el işi yapıp satıyordum. Network ürünlerinden alıp satış yapıyordum, hâlâ yapıyorum. Evden ek işler yapıyordum. Sigara dolduruyordum. Mecburum yani.”
‘KİMSEYE MUHTAÇ OLMADAN GEÇİNEBİLMEYİ İSTİYORUM’
Her şeyi idareli kullanmak zorunda kaldıklarını söyleyen Güneş devam ediyor: “Çocukların her istediğini almam mümkün değil. Bu pahalılıkta en fazla küçük çocuğuma kıyafet alabilirim. Çocuğum okula gidiyor, her gün düzenli harçlık veremiyorum. Evden bir şeyler koyuyorum. O da başka çocuklardan görüyor ‘Anne başka çocuklar şu kadar para getiriyor’ diyor. Söylüyorum yani, bilsin durumumuzun iyi olmadığını. Biliyor artık alıştı.”
Konuşmamızın sonlarına geliyoruz. Çayımız da bitiyor. Son olarak Güneş, “Eşim de pek azimli biri değil, tembel. Öyle olsa şimdiye kadar belki bir evim, arabam olurdu. Düzenli çalışmıyordu. Son 2-3 yıldır düzenli çalışıyor. Umursamazdı. ‘Karnım doydu’ demek yetiyordu ona. Bir amacı, bir hedefi yoktu. Benimse amacım kimseye muhtaç olmadan geçinebilmek. Devamlı sigortalı bir işte çalışmak istiyorum ama küçük çocuktan dolayı çalışamıyorum. Düzenli bir işe gidemiyorum ona bakmak zorunda olduğum için. Öncelikli isteğim tabii ki çocuklarım rahat etsin ama ondan sonra kiradan kurtulup bir ev sahibi olmayı çok istiyorum” diyor.
Güneş’in oğlu onu almaya geliyor. Güneş’le birlikte ben de çıkıyorum evden. Güneş, yine dinlenemeyeceği günün işlerini tamamlamaya gidiyor, ben ise onunla konuştuklarımızı kelimelere dökmeye…
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
Grev alanında kadınlar da olur çocuklar da
Çocuğunuz 'İşe mi gidiyorsun baba?' yerine 'Yine greve mi baba?' diye sordu mu? Siz hiç yılbaşını fa...
Overloğa takılan mecburiyet
Okumak ve müzik öğretmeni olmak isteyen 17 yaşındaki genç kadının hayalleri elinden alınmış. Şimdi i...
Tekstil işi: Zorluğu 1995’te neyse 2022’de de o!
‘Hiç durmadan çalış, iş yetişmiyor, kolunu bile kaşıma, tuvalet paydostan sonra!’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.