Yeni bir yıl yeni umutlar da demek. Ancak yaşadığımız zor koşullar bugünlerde hayallerimizi bile bir kıskaca almış durumda. 2023’ten beklentilerimiz, dileklerimiz de ülkenin ekonomik-politik gidişatıyla eş orantılı aslında, ütopik hayaller kurmak bizi sadece hayaller ve hayatlar dediğimiz kıskacın ortasında bırakıyor çünkü. Asgari bir yaşam süren bizleri, yalılar, katlar, saraylar, ejderha içecekleri gibi lüks hayallerden uzak tutuyor. Asgari yaşamda “et, süt, peynir” bile almak zorken hayallerimiz yine dört duvar arasını nasıl iyileştirebiliriz ile sınırlı. Yıllar üzerine bir de yaş alıp, gençliğimizi de yaşayamadan geçip gidiyor. Ama insan daha güzel günleri düşlemeden de vazgeçmiyor elbet.
Özellikle kış ayına giriş yaptığımızdan beri hastalık bir türlü yakamı bırakmış değil. Pandemi döneminden beri iki kez kovid bir kez de yakın zamanda domuz gribi oldum. Domuz gribini oldukça ağır geçirdim. Yaşım daha ileri ya da kronik rahatsızlığım olsa herhalde ölmüş bile olabilirdim. Hastanede kontrol edilerek tedavi olmam gerekiyorken evde sürüne sürüne çektim bu hastalığı. Bu kadar ağır geçirmemin sebebi de “bağışıklık sistemimin çökmüş” olmasından kaynaklıymış. 2020’de dünyaya getirdiğim oğlumu beslemeye yetecek kadar bütçemizin olması, aman çocuk vitamin alsın ben idare ederim diye diye verdiğim mücadele sonucu vücut sistemim çökmüş. Tek maaşlı bir yaşamda çocuğu-çocukları olan insanlar eminim ki benim yaşadığım durumu yaşıyorlardır. Her şeyin ücretinin korkunç arttığı ve hiçbir şeyin yetmediğini düşününce, “Acaba öyle midir?” diye düşünmeye gerek kalmadığını tahmin edebiliyor insan. Ekmek ve Gül’ün başlattığı “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek hakkı” kampanyası aslında açlığın faturasının bizlere çıktığını, çocukların da ailelerin de yetersiz beslendiğini gösteriyor. Okullarda ücretsiz yemeğin sadece okul öncesinde değil, ortaokul, lise ve üniversitelerde de verilmesinin güçlü bir yankı bulmasını isterim.
O yüzden de 2023’te önce sağlıklı, sonra bu dümeni çevirenlerden kurtulduğumuz, eşit bir yaşam sürdüğümüz, toplumun huzuru için çalıştığımız, korkuyla, kaygı dolu yaşamadığımız bir düzen içinde olmayı temenni ediyorum. Buna ek olarak İranlı kadınların dinci faşizme karşı verdiği mücadelenin Türkiyeli kadınlar olarak bizde de yankı bulmasını, örgütlü bir şekilde mücadele meşalesini yakalım isterim. Yakarsa dünyayı kadınlar yakacak. Özgürlüğümüz için, sağlıksız, parasız, mutsuz, geleceksiz bu yaşamda kaybedecek daha başka neyimiz kaldı?
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Gülsuyu’ndan kadınların yeni yıl beklentileri: Rah...
Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneğinin düzenlediği yılbaşı gecesinde bir araya gelen kadınla...
Yeni yıl, yeni umut, yeni bir gelecek…
Yeni yıla ramak kala Kayseri'den kadınlar yeni yıldan beklentilerin, dileklerini anlatıyor...
'Yeni yıla hediyelerle gitmek isterdik ama belimiz...
İstanbul Şişli Mahmut Şevket Paşa Mahalleli kadınlar Mahmut Şevket Paşa parkındaki ağaçları fatura v...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.