Sevgili Ekmek ve Gül,
Öncelikle hepinize grev süresince vermiş olduğunuz destek için tüm arkadaşlarım adına teşekkür ederim. Biz bu yola, birliğimize ve bu birliktelikten doğan güce inanarak çıktık. “Direne direne kazanacaktık” ve haklı taleplerimizi alana kadar buradan ayrılmayacaktık. Son bir haftaya kadar öyle idi. Çok güzel bir birlik vardı, mücadele vardı. Yağmur, çamur, kar, kış demeden tüm baskılara ve olumsuzluklara rağmen mücadele ettik. Özellikle biz kadınlar takdiri hak eden bir mücadele verdik. Sonuna kadar kendime ve haklı davama inandım ve asla vazgeçmedim. Bir yola çıkılmışsa birlikte; bu, azim, istikrar ve kararlılık gerektirir, öyle yarı yolda bırakıp dönmek olmaz.
Kırmızı çizgilerimiz vardı:
* 2019 yılından bu yana yapılamayan bir sözleşmemiz vardı. Geriye dönük haklarımızı almak ve enflasyon oranında zam,
* Tiyatro kadrosunda bireysel sözleşme ile çalıştırılan arkadaşlara (ben dahil) iş güvencesi,
* İşten atılan 2 arkadaşımızın işe geri alınması. Bu daha sonra 3 kişi oldu çünkü çalışan arkadaşlarımızdan biri sırf bize grev alanında destek verdi diye işten atıldı.
En son Kemal Kılıçdaroğlu Beylikdüzü’nde bir açılışa katıldı. Sendikamız kendisiyle görüşerek durumu anlattı. Kendisi de isteklerimizin makul olduğunu kabul ederek, Bülent Kerimoğlu ile görüşüp bu işi çözeceğine söz verdi. Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu duruma dahil oldu ve İBB’de bir heyet görevlendirerek işin çözümü noktasında çalışmalar başladı ama oradan olumlu bir sonuç alınmadı. Orada neler oldu? Bizlere sadece olumsuz sonuç geldiğini söylediler ve ne olduysa ondan sonra oldu.
Belediye Başkanı ile yapılan görüşmede, 2020 yılı için yüzde 6, 2021 yılı için yüzde 8, 2022 yılı için yüzde 11 zam teklifi geldi. Enflasyon oranındaki zam ne oldu? Bilen yok. Tiyatro personelinin iş güvencesi muamma. Atılan işçilerin geri alınması muamma. Sizce biz kazandık mı? Kaybettik mi? “Sonuna kadar arkanızdayız” diyen bir sendikamız vardı. “İsteklerimiz makul ve kabul görmeden imza atmayacağız” diyorlardı. Ne oldu da bu tekliflere evet dediler?
Bana göre kazanan direnen işçiler, kadınlar oldu. Dostluk ve arkadaşlık kazandı. Bizler birbirimizi ve güvendiğimiz insanları daha iyi tanıma fırsatı bulduk. Bana göre her kaybediş bir kazanımdır. Yılmadan, yıkılmadan mücadeleye devam etmek gerekir. Şunu çok iyi biliyorum onurlu bir kaybedişi, onursuz bir kazanca değişmem. Yaşasın onurlu mücadelemiz!
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
14 saat çalışmaya 20 lira, korku içinde yaşamaya…
Suriyeli Rabiya evi geçindirmek için sayacılık yapıyor, elleri paramparça, aklı hep çocuklarının gel...
Genişleyen öfkeyi dayanak almak, örgütlenmesine da...
Boşuna değil son günlerin tüm direnişlerinde iki sloganın öne çıkması… 'Birleşe birleşe kazanacağız'...
Asgari ücretle 3 boğazı besliyorsam memleketi de y...
Belediye işçisi kadınlarla artan zamlar, derinleşen yoksulluk karşısında çıkış yolunu konuştuk: ‘Biz...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.