Bir market işçisinin günlük rutini: Korku, baskı, yoğun, çalışma
Market işçisi bir kadın; hastalığını belgelediği için kurnazlıkla suçlanmış, izin günü hakkını istediği için mobbinge uğramış ve tazminatına patron konmasın diye sürekli tetikte…

4 yıldır markette çalışan bir işçiyim. Asgari ücret alıyorum. Beni tezgâh sorumlusu ilan ettiler, maaşım da şu kadar fazla olacak dediler. Bir ay ödeme yapıldı, sonra ödeme olmadı. İki kişi bakıyoruz bir tezgaha, o da yeni gelen bir arkadaş. Anlaşma yaptığımız şirketin Cumartesi-Pazar izni yok. Tatil günlerimiz hafta içi. Ama yeni gelen arkadaş müdürün tanıdığı olduğu için ona torpil yapıyorlar. Üstelik de işe yeni başlamasına rağmen pazar günleri tatil veriyorlar. Ben onların üstüyüm sözde ama onlardan daha çok çalışıyor ve izin kullanamıyorum.

Çalışma saatimizde haftada bir ful var. Ful olunca sabah 8.30’da gidip, akşam 21.30’da iş bitiyor. Normalde sabah 8.30’da gelen, akşam 18.00’de çıkar. Ful zamanları 3 buçuk saat daha fazla çalışıyoruz. Ayda dört kere gidiyoruz ve 198 lira yatırıyorlar. Yani 3 buçuk saat daha fazla çalışıp 49 buçuk lira alıyoruz.

Belimde fıtık var, diz erimesi var. Pazar günleri fule kalınca daha da yoruluyorum. Bazen ertesi gün de sabahçı oluyorum, iki katı yoruluyorum. Normal vardiyaya alıştım artık. Müdürden pazartesi günü dinlenebilmek için izin istedim. İzin yok dediler. Tolerans yeni geline var, bana yok.

20-25 kişiye yakın çalışırken asgari ücret artışıyla şimdi 10 kişiye düştük. Sayım yapıyorum, tezgahı düzenliyorum, bazen şarküteriye kasabın yerine manavın yerine bakıyorum. Sorumlular iki hafta sabah, bir hafta gündüz geliyordu. Yeni gelen kişiden sonra bunu da kaldırdılar. Tartıştık müdürle, bana mobbing uygulamaya başladılar. Eşim ameliyat olmuştu ve ben çalışmaya devam etmek zorunda bırakıldım.

Bir hafta ful yaptıktan sonra hastalandım. Perşembe izin günümdü, gelmem için beni aradılar. Gelemeyeceğimi, hasta olduğumu söyledim, inanmazlar diye de doktora gittim. 3 günlük rapor aldım. Doktor ayakta uzun saatler kalırsam ağrılarımın daha da artacağını söyledi. Ameliyat olmaya kadar gidebilirmiş. Perşembe, cuma, cumartesi günü için izin yazdı. Beni cumartesi aradı müdür, pazar günü gelip gelmeyeceğimi sordu. Geleceğimi söyledim. Sonra da “Buraya gelme, biz seni başka bir şubeye verdik. Rapor alarak da iyi kurnazlık yapmışsın” dedi bir de. Ben onları inandırmak, yalan söylemediğimi göstermek için rapor almıştım ama onlar beni kurnazlıkla suçladı. Sonra da izin günüm Perşembe olmasına rağmen rapor aldım diye maaşımdan kesinti yaptılar.

İşyerinden çıkmak istiyorum ama tazminatımı vermeyeceklerini bildiğimden çıkamıyorum. Bana yapılan haksızlığı, baskıyı anlatsam iki şahit bulurlar, yalanlarlar. Hırsızlıkla suçlarlar. Sırf bu yüzden de her iş çıkışı çantama belki bir şey koyarlar da “hırsızlık yaptın” derler diye çantamı kontrol ediyorum. “Bize dik başlılık yapma yoksa seni uzak bir şubeye veririz” diye de tehdit ettikleri, çalışmak zorunda olduğum için hastalıklarıma ve mutsuz olmama rağmen çalışmaya devam ediyorum.

Fotoğraf: Pixabay

İlgili haberler
Gökten üç dilek hakkı düşmüş, bakın kadınlar ne di...

8 Mart yaklaşmışken birçoğu Batıkent’te oturan, işi gücü, yaşı, mesleği, politik görüşü ayırt etmede...

Düşlerinde daha iyi bir dünya var

Ankara Yenimahalle’de yaşayan kadınlara umutlarını, hayallerini sorduk. Kimi aşk diledi, kimi kadınl...

Gelecek bizimle değişecek!

Kapitalist barbarlığa, aile, devlet, tarikat iş birliğiyle hayatlarımızı karartan ittifaka karşı eme...