DERGİMİZDEN
Kampanyamız sadece stant başında imza toplamakla kalmayacak. Asıl çözümün ne olması gerektiği ve neler yapabileceğimizi kapı kapı gezerek kadınlara anlatacağız; kadınlarla birlikte konuşacağız.
2 çocuk annesi Levin yetkililere sesleniyor: ‘İstismar eden kişiye artık gereken yapılmalı. Ben bir anne olarak çocuklarımın evde, okulda, parkta, sokakta güvende olmasını her şeyden çok istiyorum.’
Çocuk istismarına karşı kampanya yürüten, imza stantları açan, vatandaşlarla sohbet etme şansı bulan kadınlar, bütün vatandaşların istismara karşı kalıcı çözüm beklediğini anlatıyor...
‘Bir ülkede hadım, idam gibi uygulamalardan söz etmek caydırıcılıktan öte insanları aptal yerine koymaktan başka bir şey değil. Caydırıcı yasalar, çocukları koruyacak önlemler hayata geçirilmeli.’
Çocukların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, her türden istismarın önlenmesi için devletin seferber olduğu bir sistem mümkün! Bu; sadece hayalimiz değil, geleceğe taşımak istediğimiz deneyimimiz...
Nisan ayı deyince, ister istemez yüreğimize serpilen ‘bahar coşkusu’ndan nasibini almayanımız yoktur umarım. Hele de içimizden birinin, Gülperi Teyzemizin o eşsiz yaşama sevincine tanık oldukça...
Ulaşım sorunu cebindeki paranın hesabını daha çok yapmak zorunda olan kadınları daha çok etkiler. Pahalı ulaşım kadınların dışarı çıkmasını engeller. İZBAN kadınları eve kapatan bir uygulama başlattı.
Dizilerde kadın ve erkek rolleri tam da toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirecek şekilde verilmiyor mu? Peki ‘bir dizi nasılsa’ denecek kadar masum mu izlediklerimiz?
‘Dar Alanda Uzun Hikayeler’ adlı kadın oyununu sahneleyen, yazan, yöneten kadınlar: Aslında kendi hikayemizi anlatıyoruz...
‘Alternatif tıp’, ‘tarihi iki bin yıla dayanıyor’ dedikleri ‘hacamat’ hastanelerde bir tedavi yöntemi haline getiriliyor. Peki gösterilenle gerçekler aynı mı? Uzman Eczacı Ayşegül Cennet Bektaş yazdı.
Kadınlarda erkeklerden 9 kat daha fazla görülüyor Lupus. Lupus’un belirtileri neler, nasıl ortaya çıkar, yaşamımızı nasıl etkiler, tedavisi nasıl? Uz. Dr. Senem ASLAN Lupus’u anlatıyor
Sevgili kız kardeşlerim hayatın mutfağında biz varız! Bu sınavı KHK’lerle yönetilen memlekette sesimizi çoğaltığımız, dayanıştığımız, sokakları cesaretimizle donattığımız an kazanacağız.
Kadın hakları dendiğinde sadece, ‘Kadına vurulmaz, kadınları korumalıyız’ demek yetmiyor. Kadınların gerçekte çok daha derin olan kimlik ve eşitlik sorunu var. Peki nasıl kazanacağız?
‘Başörtüsü ile yaptığı haksızlıkları örtmeye çalışan, bunu simge olarak kullanan, bir dönemin mağduru şimdi haksızlık yapmaktan çekinmeyen kadınlar da kız kardeşim mi?’
‘Ben engelli değil engellenenim. Bunu en çok iş hayatında görüyorum. Yaşıtım kadınlardan tek farkım akülü arabam ve yorgun düşen bedenim. Ama bunlar çalışma gibi doğal haklardan beni mahrum etmemeli.’
Daha çocukken tacize uğramış bir kadın yaşadıklarını anlatıyor: ‘45 yaşıma kadar kimseye anlatamadım yaşadıklarımı, beni suçlarlar diye. Şimdi kızlarımın da aynı şeyi yaşamasından çok korkuyorum.’
Yıllar evvel Saraybosna’da yaşananlar bugün burnumuzun dibinde, Suriye’de yaşanıyor. Kadınlar ‘insani’ yardım karşılığında sekse zorlanıyor. Hem de kendilerine yardım için giden görevliler tarafından!
‘Kim, neyi, neden ve ne için istiyor?’ sorularına yanıt aradık bu ayki sayımızda, çünkü biliyoruz soruları etraflıca düşünmemiz gereken bir 8 Mart, bu 8 Mart!
Bu 8 Mart başka... Emekçi Kadınlar Günü değil de “Emekçi Kadınların Fedakarlık Günü”ne dönüştürülmek isteniyor bu 8 Mart. Evet, aklımızın ayarlarıyla hiç bu kadar oynanmamıştı.
8 Mart içi boş laflarla ‘vitrin’ yapılacak bir ‘Kadınlar Günü’ değildir. 8 Mart hem evde hem işyerinde yaşamı her gün yeniden üreten, emeğiyle var olan ve var eden kadınlara adanmış bir gündür.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.