Sekreter deskinde kadın olmak- 2 | Sorunların da taleplerin de dahası var
Geçen ay ‘Sekreter Deskinde Kadın Olmak’ yazısını okuyan tıbbi sekreter kadınlar yazılanlara hak vermekle kalmadı, “Dahası var” diyerek aldılar kalemi ellerine... İşte “dahası...”

Dergimizin ekim sayısında “Sekreter deskinde kadın olmak” başlıklı bir mektup yayımlamıştık. Tıbbi sekreter olarak çalışan bir kadın arkadaşımız, çalışma koşulları ve kadın çalışanlara yönelik ayrımcılık, şiddet ve taciz olaylarından bahsetmiş, hastane çalışanları ve hastalar açısından sorunun kaynağının performansa dayalı sağlık sistemi olduğuna dikkat çekmiş ve mücadele çağrısı yapmıştı.

Mektubu okuyan kadın tıbbi sekreterler “Dahası var” dediler. İş güvenliği ciddi bir sorun olduğu için ne kadınların ismini ne de çalıştıkları hastaneyi belirtebiliyoruz. Bu bile sorunun boyutunu gösteriyor aslında.

İşte tıbbi sekreter olarak çalışan kadınların “daha”sı:

GÜNAH KEÇİSİ BİZ MİYİZ?

Ekip ilişkisi çok önemli; benzer sorunlar yaşasak da yer aldığımız ekibe göre farklı yoğunlukta hissediyoruz. Sorumlu hemşirenin ya da bölüm hocalarının bizlere yaklaşımı çok farklı olabiliyor; bazı birimlerde iş birliği ve dayanışma ile zorluklarımız azalırken, bazılarında her sorunun günah keçisi biz oluveriyoruz. Çalışma koşulları ile ilgili standartlar olmalı; ekip içi ilişkiler eşitlikçi olmalı.
Farklı kadrolarda olmamız birlik olmamızın önündeki engellerden birisi. 657/4-A kadrosu olan da var, 4-B olan da, taşerondan kadroya geçen 4-D de... Aynı işi yapıyoruz ama aynı haklara sahip değiliz, maaşlarımız farklı. Bu da can sıkıcı bir durum. Herkes aynı kadroda güvenceli çalışmalı.

YÖNETİM DEĞİŞTİKÇE YERİMİZ DE DEĞİŞİYOR
Rektörlük değişince başhekimlik değişiyor, müdürler, amirler ve dolayısıyla birimlerimiz ve uygulamalarımız da... İş planımız ve iş yükümüz sürekli değişiyor; yerimiz değiştikçe yeniden öğrenme ve uyum zor oluyor, ki yer değişiklikleri ve görevde yükselmelerde torpilin rol oynaması da cabası. Yönetim değişimi uzun periyodlarda olmalı, görev tanımlarımız olmalı, görev yerlerinin belirlenmesinde adil olunmalı.
SANKİ SATIŞ TEMSİLCİSİYİZ

Hocaya ücret ödeyen hasta her şeyi kendine hak görüyor. Ve en fazla da bizlere yükleniyorlar. Hastanede parayla iş yapılması çok kötü, sanki ticaret yapıyoruz da biz de satış temsilcisiyiz gibi... Bir şeyler aksadığında da hasta ve yakınları için muhatap biziz tabi. Sağlık hizmetleri tamamen parasız olmalı.

HER AN ŞİDDETLE BURUN BURUNA
Hasta veya hasta yakınlarının şiddetine uğramaktan korkuyoruz, “Kliniklerdeki sekreter desklerine cam yapılsın” derken polikliniklerdeki camlar da kaldırıldı. Sorun çıktığında güvenlik görevlileri karışmak istemiyorlar, çünkü idare arkalarında durmuyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için kalıcı çözümler uygulanmalı.
DİNLENME ODASI YOK

Üniversite hastanesi kapasitesinin üzerinde hasta başvurusu alıyor. Eleman sayısı da yetersizleştikçe iş yükü artıyor. Sevk zinciri işlemeli; üniversite hastanesine üçüncü basamak sağlık hizmeti alması gereken hastalar gelmeli. Bu hem sağlık hizmetinin kalitesi hem de çalışanların insani koşullarda çalışabilmesi için zorunludur.
Dinlenme odalarımız yok, tuvaletler yetersiz. Hasta ve hasta yakınlarının kullandığı alanlarda rahatça sohbet edemiyoruz. Çalışan memnuniyetine yönelik iyileştirmeler yapılmalı.

İlgili haberler
Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri geli...

Kanımca en önemli sorunumuz hemşireliğin kimlik problemi. Halen bir ara eleman işi yapıyor olmamız....

Her işe koşturulan kadın sağlık çalışanları: Sağlı...

Sağlık işkolunun farklı alanlarında çalışan kadınlar anlatıyor: ‘Başkalarına can vermeye çalışıyoruz...

Sekreter deskinde kadın olmak

Aslında aynı taraftayız yani, deskin önü ya da arkası: sistem mağdurlarıyız; ne hizmet veren mutlu n...