Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri gelir teknisyen
Kanımca en önemli sorunumuz hemşireliğin kimlik problemi. Halen bir ara eleman işi yapıyor olmamız. Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri gelir teknisyen....

Dergi için bir yazı gündeme geldiğinde ilk görev yıllarına gittim ister istemez. 80’li yıllar ve UNICEF’in de katkılarıyla bölgemizde aşı yapılmayan çocuk bırakmayacağız... Günlerce aracımızla köylerde, mezralarda, çocuk avına çıktık resmen. Bir yandan da aile planlaması eğitimi vermeye çalışırdık. Yanımızda ayrıca taşıdığımız, bütün köylüleri tanıyan sıtma savaş memuru abimizi de unutmayalım...

Nereden nereye... Koruyucu sağlık hizmetlerinin öneminin ısrarla üzerinde durulduğu, aile planlamasının tekrar tekrar anlatıldığı, bulaşıcı hastalıklardan korunma ve toplum sağlığının konuşulduğu yıllardan en az üç çocuk polemiğine, hastalarımızın ve hizmet verdiğimiz halkın birden müşteriye dönüşüverdiği yıllara...

Mesleki sorunlarımıza buradan yaklaşılmasının doğru olacağına inanıyorum.

MUTSUZ, TÜKENMİŞ, MEKANİKLEŞMİŞ...
Anadolu’nun küçük illerinden başlayıp büyükşehirde büyük bir araştırma hastanesinde sonlanmak üzere olan meslek hayatım boyunca en büyük kılavuzum sevgili annemin insana, yardımseverliğe ve hayata ilişkin küçük yaklaşımları oldu. Bu da hasta ve insan üzerinde empati yapmamı kolaylaştıran bir hizmet aşkını doğurdu.

Tam da bu noktada sağlıkta vardığımız aşama, bizdeki bu -vicdan da diyebileceğimiz- hizmet ruhunun yok olmasıdır. Çünkü sağlık, deyim yerindeyse satın alınmıştır, yaptığın hizmetin insanda karşılığı yoktur. O, yani halk son yılların yanlış sağlık politikalarıyla bilenmiş bir şekilde üzerimize gelmekte, tabiri caizse vergileriyle maaşımızı vermektedir. Sağlık çalışanlarını öldürmeye kadar varan bir şiddetten bahsediyoruz.

Bir tutam oy uğruna mutsuz, tükenmiş, mekanikleşmiş artık hastalarını dinlemek, onlara dokunmak yerine bir an önce işini bitirip oradan ayrılmak isteyen bir sağlıkçı ordusu var.

İŞİN NİTELİĞİ UMURLARINDA DEĞİL
Böyle değildik biz, dokunuyorduk onlara...
Geçenlerde sağlık bakanlığından teftişe gelen müfettişleri birimimizde ben karşılamak durumunda kaldım. Kardiyoloji polikliniği, Eko birimi...

İlk soru: Randevuları ne zaman veriyorsunuz?

İkinci soru: Kaç hasta bakıyorsunuz?

Soruların hepsi de hasta memnuniyeti ve yapılan işin niceliği hakkındaydı. Bırakın çalışanların herhangi bir sorunu olup olmadığını, işin niteliği bile umurlarında değildi.

NÖBETLER VE FAZLA MESAİLER
Kanımca en önemli sorunumuz hemşireliğin kimlik problemi. Halen bir ara eleman işi yapıyor olmamız. Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri gelir teknisyen.... Hemşirelik dışında uzmanlık ve mesleki eğitim gerektiren işlerin biraz eğitim, biraz usta çırak ilişkisiyle hemşirelere yaptırılması bizi yüceltmiyor aksine itibarsızlaştırıyor.

Yine istihdam sorunu da sorunlarımızdan birisi, eksik elemanla çalışıyoruz. Yeni kadrolar açmaktan ısrarla kaçınan Sağlık Bakanlığı hastanelerde aynı işin daha az elemanla yapılmasına neden oluyor. Bu da hemşire için daha fazla nöbet, daha fazla mesai, daha fazla yorgunluk demek.

Hemşireliğin kadına yönelik bir meslek olması hatasından nihayet dönülüyor. Erkek hemşireler de artık meslekte yerini alıyor. Erkek hemşireler sayıca artırıp eşit hale getirebilirsek mesleğimiz “melek” görüntüsünden kurtulup daha sağlam bir zemine oturur diye düşünüyorum.

ORTAKLAŞMALIYIZ
Gün geçtikçe katlanarak artan işyerindeki sorunlarımıza karşı da tüm çalışanlarla birlikte hareket etmekten başkaca çaremiz yok. Dönem dönem sorunlara karşı çalışanlarla ortaklaşarak işyerindeki adaletsizlikleri çözüyoruz. Büyük sorunlar için tüm sendikaları ortak hareket ettirmek gerekiyor. Maalesef tüm sendika genel merkezlerinde bir körlük görüyorum. Ortaklaşmayı tabanda sağlamamız gerekiyor.


İlgili haberler
Sağlık emekçisi kadınlar 1 Mayıs’ta alanlarda olac...

1 Mayıs yaklaşırken sağlık emekçisi kadınlar sorunlarını, taleplerini ve çözüm önerilerini Ekmek Gül...

‘Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git. Uzağa gitmek...

Biz, bizi, bize benzerlerle aynı alana taşıyan dertleri geride bıraktığımız, bu dertlerden uzağa, in...

Köleliğe isyan... Başka bir dünyaya özlem...

Yan yana gelmenin, birlikte hareket etmenin kazanımlar doğurduğunu gördüğümüz bir yerel seçim sonras...