DERGİMİZDEN
Ankara Yenimahalle’nin yoksul semtlerinden Demetevler Lalegül Mahallesi Muhtarı Ebru Mert kadınların muhtarlığın kapısını özellikle taciz, şiddet ve iş bulma talebiyle çaldığını anlatıyor.
Yoksulluk, savaş, göç, istismar, sömürü ve daha pek çok Ortadoğu gerçeğini anlatan Kefernahum filmi, bir yanıyla koca bir dünyanın gerçekliğine dayanıyor.
Kan için 5 lira bulmak savaşı ile milyoner düğününde yaşanan şatafat; karşıtların çatışmalı bir sarmalı... Ne var ki bu çelişkinin çözülmediği her gün, yoksullar için sonraki karanlık geceye gebedir.
Grip bile yapmayan rhinovirüs ailesinin günümüz fertleri, sadece isim benzerliği sebebiyle rhino=gergedan diye tercüme edilerek sağlık sistemimize servis edilmiştir.
Galiba mesele poşetin paralı hale getirilmesine verdiğimiz tepkiyi, poşetin içini dolduramayacak duruma düşmemize vermemizde.
Patronlar çok sıkışınca konkordato ilan ediyor. O kadar çok doluyum ve yorulmuşum ki biz nereye ne ilan edelim siz söyleyin?
Belediyelerden kadınların ürettiklerini paylaşabilmesi için uygun yerler yapmasını bekliyoruz.
İkitelli’de bir fabrika işçisi Güler, asgari ücrete gelen zamla iş yerlerinden işçi çıkartmaların arttığını söylüyor.
Gebze’de bir araya gelen kadınlar ilçelerinde gerçekleşen Flormar direnişini ve Türkiye’nin gündemine dair konuştu...
Erken yaşta evliliğe af yasa tasarısı yine gündeme sürülüp tartışmaya açılıyor ve toplumun nabız ölçümü yapılıyor.
Çocukları istismar edip “rızası vardı” deyip ceza almadan kurtulanları gördük, istismarcılara af çıkartmak isteyenleri de... Ama biz bunların hiçbirine izin vermeyeceğiz.
İkinci çocuğuma kasık fıtığı teşhisi kondu ve bir an önce de ameliyat olması gerektiği söylendi. Göç İdaresi kimlik vermediği için hastaneler çocuğumu ameliyat edemiyor.
8 Martımızı gücümüzü, birliğimizi güçlendirmiş, umudumuzu direncimizi büyütmüş olarak seninle birlikte kutlamak dileğiyle...
Krizle çalkalanacağı belli olan, karamsarlıkla başlanan 2019 yılında dergimizin ilk sayısının işçi kadınların öfkesi ile dolu olması tesadüf değil tabii.
Bütün cevaplar, kendilerinden önce edilmiş sözlerin izini taşır... Bundandır “Ne Yapmalı?” sorusuna hep aynı cevabı verme cüretimiz: Bir araya geleceğiz, birlikte mücadele edeceğiz.
Görünen o ki 2019 bize daha fazla oranda iktidarın yarattığı o toz ve gaz bulutunu dağıtma, gerçekleri gösterme sorumluluğu yüklüyor...
Metal işçisi kadınlar: Zamlar eridi, enflasyon, vergi dilimi batırdı bizi. Umarım 2019’da zamlar geri alınır, ama umudum yok... Sağlık çöktü, eğitim zaten yok. Böyle sürmez, daha fazla dayanamayız...
Ben diyorum ki, komşunu da kap gel. Gel bizimle sen de slogan at. Neden korkacağız ki? İşimizden olacağız diye mi? Alanda olmazsak zaten işimizden olacağız. Bari bir anlamı olsun...
Patron onu dişlinin yarıçapını hesaplayan teknik ressam olarak değil, firma broşürlerinde boy gösteren amatör manken, kurumsal gözükebilmek için, erkek kabalığından arındırılmış bir ses olarak görüyor
İşçi kadınlar krizin kendilerini nasıl etkilediğini anlatıyor; ‘Patronların lüksü değişmedi ama ben işten atıldım, evdeki 3 peteği kapattım, ekmeği evde yapıyorum, kış başından beri ayakkabım delik...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN