DERGİMİZDEN

Sağlık ocağı tamam, sıra yerel seçimlerde

Yerel seçim tartışmaları sürerken kadınlar için bir deneyim: Kadın muhtar adayını destekleyen kadınlar, sokak lambalarını yaktırdı, sağlık ocağı açtırdı. Şimdi sıra kreşte.

Yerel yönetimler sağlığımızı bozuyor

Yerel yönetim seçimleri neden kadınların yaşamını etkiler? İşte yanıtı: Aydınlatmasız sokaklar, kalabalık otobüsler, toplanmayan çöplerin, çocukları götüremediğimiz parklar...

Alerji mevsimi geldi, kendisi gelmesin!

Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterir.

Kadın kadına çıktık bu yaz tatile

Bu yaz kırdık zincilerimizi, fabrikadan kızlarla tatile gittik. Çocukları da aldık ama kocaları bıraktık. Her zaman erkenden uyuyoruz diye gece gezmeleri yaptık. İlk defa birlikte kafa çektik.

Bir kadının güncesi

Sabahtan akşama bir maraton, sürekli bir koşturmaca, bekleyen çok, kendime vakitse neredeyse yok... İşte benim güncem...

Annelik güzel... mi?

Sağlıklı bireyler yetiştirmemiz gerektiğinin farkındayım, ancak bizler sağlıklı ülke ortamında yaşayamadığımız ve gerek iş gerek eğitim anlamında yeterli bilince ulaşmadığımız sürece bu nasıl olacak?

Eğitim iyileşmeli, bunu bize borçlular

Bir yandan yaşamımız gittikçe zorlaşırken bir yandan da eğitimin kalitesi düşüyor.

Hem öğreten hem hatırlatan dergi

‘Bir buçuk yıldır dergiyi takip ediyorum ve içeriğinden de oldukça faydalanıyorum hele kapak resimlerine bayılıyorum’

Dayanışma ile yeniden başladım

Küçük yaşlarda istismara uğrayan, çocukları için ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın o. Tanıştığı insanlar ve yolunun kesiştiği kadın derneği sayesinde güçlenmiş. Şimdi o güç veriyor başka kadınlara

Herkesin tatile geldiği yerde biz daha denize giremedik

Adile Doğan, tatil için gittiği Altınoluk’ta köylü kadınların yaşamlarını yazdı: ‘Herkesin tatil diye geldiği yerde yaz bitecek, daha doğru dürüst denize girmedik.’

İşitin ayrıkotları

Sevgi ve özlemle anıyoruz...

Bir masanın etrafında...

Sabahın erken saatlerinde başlayan aşure telaşı... Aslında aşure biraz işin bahanesi, en doğrusunu kadınlar söylüyor: “Herkes kendisi için yaşar hale geldi ama hayat zorlaşıyor yan yana olmak lazım.”

Umudumuzu kaybetmiyoruz, kazanacağız!

Sendikaya üye olduk diye kapı önüne konduk. Bize bu hakkı veren devlet 138 gündür nerede? Maalesef devlet de işverenden yana, hatta kolluk güçlerini üzerimize salacak kadar.

Ekmek ve Gül Eylül 2018 sayısı

Yeni başlangıçlar için capcanlı hissedeceğimiz bir Eylül olsun diye dergimiz rengarenk...

Solanla doğana aynı daldan yürür su

Gelin bu Eylül’ü yükü yalnızca bizim sırtımıza bindirip, “aynı gemideyiz” cümleleriyle kaderlerini kaderlerimizin üstüne çiziktirenlerin, karşısına dikildiğimiz bir başlangıca çevirelim...

Gemi aynıysa herkes dikkatli olsun!

Elin baltasıyla ağacınızı keserseniz, hem baltadan olursunuz hem ormanınızdan. İşte ‘döviz terörü’ dedikleri bu! ‘Biz batırdık, siz boğulun!’ diyorlar, ‘milli’ seferberliğe çağırıyorlar.

Krizin faturasını işçilere kesmeye çalışanlara cevap: İsyan çıkar!

Bu zor zamanların faturasını işçilere ödetmek isteyen sermaye ve onun sözcülerinin işi bu defa zor görünüyor. Görünen o ki, emekçiler güç biriktiriyor ve birbirilerini daha iyi anlamaya başlıyor.

Fiyatlar pahalı ama sor bakalım neden!

Pazarda herkes fiyatları yüksek buluyor ama pahalılığın nedenleri konusunda fikirler farklı. Ekonomi politikalarıyla ilgisi olduğunu düşünen ise çok az. İşte Kocaeli’den pazarın nabzı...

Kışa kim bilir ne olacak!

Mamak’ta kadınlar anlatıyor: ‘Sadece pazar değil, her şey pahalandığı. Ekonomi giderek kötüleşiyor. Düzeleceğinden de umudumuz yok...’

Ev kadınlarının ‘hayat pahalı’ ayaklanmaları

1911 ağustosunda başlayan ev kadınlarının huzursuzluğu eylemlere dönüştü. Tepesi atan kadınlar her şeyi kırıp döküyor, fiyatları düşürmeyen satıcıları pataklıyorlardı.