Neredeyse bütün ilişkilerde farklı şekillerde ortaya çıkabilen bir durum flört şiddeti. İlişkinin iki tarafı da bu şiddetin uygulayıcısı olabiliyor ve ne yazık ki toplumsal cinsiyet rolleriyle kuşatma altına alınmış bizler için görmesi ve aşması oldukça zor. Özellikle üniversiteli genç kadınlar açısından. Sevgilisi onu aşağıladığında kadının açıkça fark ettiği, ama yine sevgilisi dediğinin olması için onu zorladığında ve hatta tehdit ettiğinde maalesef kadın bunu şiddetten ayrı tutabiliyor. Bu yazıyı yazmamızdaki en büyük etkenlerden biri de şu an açısından çevremizdeki arkadaşlarımızın flört şiddetine dair ne kadar bilgili olduğunu gözlemleyebilmek ve 8 Mart’a giderken ulaşabildiğimiz ölçüde büyük bir kitleyle buluşup onları da bu sorunun çözümünde yanımızda görebilmek.
Bakırköy’de üç kız öğrenci yurdunda yaptığımız ankete göre, daha önce ilişkisi olmuş arkadaşlarımızdan;
- Her üç kadından birisi sevgilisinin kıyafet engellemesiyle karşılaşıyor.
- Her iki kadından birisinin sevgilisi arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermiyor ve bu kısıtlama özellikle erkek arkadaşlara yönelik oluyor.
- Her altı kadından biri sevgilisi tarafından aşağılanıyor.
- Herhangi bir olumsuz davranış sonrasında özür dilenilse de aynı sorunlar büyük çoğunlukla yaşanmaya devam ediyor.
- El şakalarına izin verildiği ve şiddet yönlü fiziksel temas karşılıklı olduğu ölçüde bunun şiddete dönüşmesi çok daha kolay gerçekleşiyor.
- Her iki kadından birisi karşı tarafın dediği olmadığı takdirde ilişkinin bitme tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
ŞİMDİ MESELEYE DAHA FARKLI BAKABİLİYORUZ
Anket sonuçlarını dönüp tekrar tartıştığımızdaysa şu sonucu çıkarıyoruz birlikte, “Tek tek birbirinden bağımsız isteklermiş gibi duran bu cümleler flört şiddetini işaret ediyor.” Anketten önce sevgilisiyle bu tarz diyaloglarının oluşunu normal karşılayan arkadaşlarımızla şimdi meseleye daha farklı bakabiliyoruz. Sonrasında tartışmalarımız bizi kadınların diğer sorunlarını da konuşmaya yöneltiyor. Neyse ki bugün yaşadığımız bu sorunlar yarın azalmaz ya da aşılmaz değil. Ancak yapmamız gerekenin yarına bırakılacak ya da ertelenecek cinsten olmadığını da biliyoruz. Kadın ve erkeğin emek gücünün değerinin eşit olmadığı, kadınların okuma oranlarının erkeklere göre daha düşük olduğu, kadın cinayetlerinin giderek arttığı ülkemizde yaşamın her alanında eşit ve özgür bir gelecek için daha çok kol kola mücadele vermeliyiz. 8 Mart’ın bize gökten inmiş bir kutlama günü olduğunu düşünenlere karşı sokakta, okulda kadınlara, dair her meseleyi tartışabilmeli ve bu tartışmaları olabildiğince daha çok kişiye ulaştırmalıyız. Böyle zor dönemlerde bile yan yana gelmeyi bırakmayan genç-yaşlı, öğrenci-işçi bütün kadınların 8 Mart’ı kutlu olsun!Bakırköy Kız Öğrenci Misafirhanesi
Türkan Saylan Kız Öğrenci Misafirhanesi
Özel Turkuaz Kız Öğrenci Yurdu
YTÜ Öğrencileri
İlgili haberler
Flört şiddeti nedir?
Kadınlar için korkutucu bir deneyim! Korkmayın... Ama flört şiddetinin şiddete açılan kapılarından b...
Krizi sermayenin krizine çevirelim!
Dışarı gezmelerinden feragat edip ev ziyaretlerine giderken birbirine patates soğan alan kadınlar......
Şiddeti ve tacizi üniversiteli genç kadınlardan di...
İzmir Ekonomi Üniversitesi’ndeki kadın öğrenciler ile üniversitede, sokakta karşılaştıkları sorunlar...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.