Ekmek ve Gül Mart 2019 sayısı

Çok şey değil insanca yaşamak istiyoruz

Boyu aşan yoksulluk, her hakkı tehdit eden işsizlik, yurda verilen çocuklar, koca şiddetine bahane arayan kadınlar...

Ekmek ve Gül Mart 2019 sayısı

Çağrımız tüm kadınlara: Korku salıp kendi kumaşını yaratmak için canımızı isteyenlere karşı, cesur olup kendi ilmeklerimizle yeni bir hayat dokuyalım!

GERİDE KALMANIN KADIN HALİ: Küskün Yüreklerin Türküsü

Kimse kaybedilenlerin ardından ne hissettiğini anlatmıyor. Hoş, anlatılabilir mi ki zaten?

Harami deyu korku verirler, benim ipek yüklü kervanım mı var?

Kumaşları dokuyan da, kervana yükleyen de biziz. Kendisi harami olanlar; kumaşı var edip, kervana yükleyen emeğimiz sürgit değersiz kalsın diye ‘Sizi haramilerden koruyoruz’ diye korku salıyorlar.

Krizi sermayenin krizine çevirelim!

Dışarı gezmelerinden feragat edip ev ziyaretlerine giderken birbirine patates soğan alan kadınlar... Bu dayanışmayı sermaye düzenine karşı bir mücadeleye de çevirebilir pekâla.

Ege Üniversitesinden kadınlar: Krize, sömürüye karşı 8 Mart’ta varız

Ege Üniversitesinde işten atılan taşeron kadın işçiler: ‘Ev kadını değil, iş kadını olmak istiyoruz. Ben buradayım, varım, direne direne kazandım demek için 8 Mart’ta alanda olacağız.’

Gerçekleri bir bir haykıracağız

İktidar, kadının değiştirici ve dönüştürücü gücünü bildiğinden her türlü manipülasyonla haklarımızı kısıtlamaya çalışıyor. Ama biz derinden yaşadığımız tüm gerçekleri 8 Mart’ta yüzlerine haykıracağız.

‘Umut var, daha çok yan yana gelmeliyiz’

Antep’te işçi kadınlar buluştu. Gittikçe zorlaşan yaşamlarını konuşan kadınlar ‘Bu böyle gitmez’ diyor. Çözümü de birlikte tartıştılar.

İşyerinde bir işçi kadın buluşmasının ardından...

Denizli’de tekstil işçisi 40 kadın buluştu: ‘Kadınlar bir araya gelince her sıkıntıyı çözüyor...’

Kriz hayatımızın tam ortasında!

Küçükçekmece’den işçi kadınlar anlatıyor: ‘İşverenin gasplarına karşı çıkana kapı gösteriliyor. Krizin, zamların yaşamın her yanını saran işçi için tek çare bu ücrete tamah etmek oluyor...’

İşçi kadın buluşmalarının gösterdikleri

Çalıştıkları işyerleri ya da alanları farklı olsa da işçi kadınların hepsi aynı ortak sorunu yaşıyor: Örgütsüzlü, hayat pahalılığı, sözlü ve fiziksel taciz, krizle birlikte kötüleşen çalışma koşulları

Mesai uzun ve yorucu, ücretler düşük

Gıda ve tekstil işçileri: ‘Çalışma saatlerimiz çok uzun, bir de fazla mesai yaptık mı, of! Ama ücretler düşük, yetmiyor. Emeklilik için yılım doldu ama yaş yüzünden 15 yıl daha çalışmam lazım...’

Uzun mesailer, bitmeyen borçlar, taciz...

İşçi kadınlar çalıştıkları yerlerde insanların ekonomik gidişata tepkili olduklarını, ancak güvensizlik nedeniyle ve işten atılma korkusuyla sessiz kaldıklarını anlattılar.

‘Biz bütün olalım, onlar yarım kalsın’

Yenimahalle’de işçi kadın buluşmasından notlar: ‘İşyerlerinde biz suçlanırız diye korkuyoruz. Bu korku tacizin üzerini örtüyor...’

Burda ya da Özbekistan’da; özgür olmak istiyorlar

Ne kadar benzer ülkeler olduğumuzu düşünüyorum Sonya konuştukça, ne kadar benzer dertlerimiz olduğunu...

Doğu halklarının Bolşevik kadınları

59 kadın delege kadın güçlü bir dinleyici topluluğunun önünde, ş̧eriat yasasının statüsü de dahil olmak üzere, çok eşliliği, kadın haklarını ve türbanı tartışmak için bir araya gelmişti.

Nasıl bir seçime gidiyoruz?

Rantçı, rüşvetçi, yolsuzluğa batmış, taşeroncu, işletmeci, tekellerin hizmetindeki belediyecilik değil, halkçı belediyecilik talep edeceğiz.

Ne minnet ne lütuf… Hakkımız olanı istiyoruz!

Rantçı yerel yönetimlerin kadınlara sunduğu kısıtlı imkanlar sanki “lütufmuş” gibi gösteriliyor. Kadınlardan da zaten hakları olana ulaşmak için “minnet” etmesi isteniyor.

Biz Kazanacağız!

‘Akbük’e kadın eli değsin; daha iyi şartlarda, demokratik, katılımcı ve şeffaf bir yerel yönetim anlayışıyla yönetilsin’ diyerek yola çıkan muhtar adayı Saadet Noyan Köse anlatıyor...

Seçeneğimiz; birlik ve mücadele

Ev toplantılarından birisini de Derince’nin Esentepe mahallesinde gerçekleştirdik. Bağımsız aday Reyhan Başaran kadınların dertlerini dinlerken çaresiz olmadıklarını belirtti.