Uzun mesailer, bitmeyen borçlar, taciz...
İşçi kadınlar çalıştıkları yerlerde insanların ekonomik gidişata tepkili olduklarını, ancak güvensizlik nedeniyle ve işten atılma korkusuyla sessiz kaldıklarını anlattılar.

Krizin, işsizliğin, yoksulluğun gölgesinde 8 Mart’a giderken Emek Partili kadınların çağrısıyla Mamak’ta kadınlar bir araya geldi. Buluşmaya hastane işçileri, öğretmenler, özel şirkette çalışan temizlik işçileri, çocuk bakıcılığı ve ev temizliği yapan kadınlar katıldı.

Buluşmada ilk sözü alan bir ilkokul öğretmeni aldı. Okulun yarım gün olması nedeniyle öğretmenliğin iş yükünün hafif göründüğüne; kadınlara uygun ve rahat bir meslek olarak düşünüldüğüne değindi. Projeler, ödevlerle aslında mesaisinin tüm güne yayıldığını, bir de üzerine ev işinin yüklendiğini anlattı. Krizin eğitimci kadınlara etkilerini ise şu sözlerle ifade etti: “Okulda 42 öğretmeniz. Hepimizin çeşitli kredi borçları var, bir sosyal yaşantımız yok. Öğretmen maaşıyla da ancak iki 2 ayda bir sinemaya ya da tiyatroya gidebiliyoruz.”

‘HER ŞEY GÜZEL OLACAKTI GÜYA’
Taşeron işçisi kadınlar ise çalıştıkları yerin merkezde kalan sayılı hastanelerden olması sebebiyle iş yüklerinin arttığını, cumartesi tatillerinin ellerinden alındığını, haftada 6 saat fazla çalışma dayatıldığını anlattılar. “Benim çalıştığım katta 8 saatte 30 ameliyat oluyor. Steril bir ortam sağlamak mümkün değil. Kadroya alındığımızda her şey daha güzel olacaktı güya. Şu an taşeron durumundaki halimizi arar haldeyiz” diyen bir işçi, işyerinde örgütlü Hizmet-İş Sendikası’nın işçiden yana tavır sergilemediğini, zaten sendika çalışmasını şeflerin yürüttüğünü belirtiyor. İşçiler, ayda 2 bin 300 lira ücret alıyor. Eve giren para hem çocuk okutup hem evi çekip çevirmeye yetmediği için, izin günlerinde bazen evlere temizliğe gitmek zorunda kalıyorlar.

BİTMEYEN KREDİ BORCU
Okulda temizlik personeli olarak çalışan bir kadının anlattıkları ise şöyle: “Çok işte çalıştım. Eşim de çalışıyor. 10 yıldır ev kredisi ödüyoruz, bitmesine 3 yıl var. Bu kadar çalışmamıza rağmen bize kalan bir tek ev olacak. Eşim üç vardiya çalışıyor, ben işe 19.00’da gidiyorum, temizlik ne zaman biterse o zaman dönüyorum. Bu çoğu zaman gece üçü buluyor, tüm okulu iki kişi temizliyoruz çünkü. Bitiremediğim için eşim bazen vardiya çıkışı yardıma geliyor.” Çok yoruluyor ve emeğinin karşılığını alamıyor olmaktan şikayetçi ama bununla sınırlı değil, çalıştığı işlerde sözlü ve fiziksel tacize uğradığını da ekliyor.

‘İŞSİZ KALMAMAK İÇİN TACİZE DAYANDIM’
Şiddete maruz kaldığı için boşanan, iki çocuk annesi bir kadın emekçi de işyerinde tacizle yoksulluk ve işsizlik korkusu arasına nasıl sıkışıp kaldığını anlattı: “Ayrılmış bir kadın olduğum için girdiğim işyerlerinde bazen erkek çalışanlar tarafından rahatsız edildim. Çoğu zaman işe ağlayarak gidip gelmeme rağmen işsiz kalmamam gerektiği için dayandım.” Asgari ücretle evi geçindiremediği için ailesinin yanına taşınmak zorunda kaldığını, anne ve babası emekli maaşı almasına rağmen geçinmekte zorlandıklarını söylüyor bir de.
Buluşmaya katılanlar içinde 9 yıl çalıştığı işyerinden çocuğuna bakacak kimse olmadığı için ayrılan bir kadın da var. Şimdi evinde çocuk bakıyor. “Sosyalleşmek için ne zamanım ne de ekonomik durumum var” diyerek, tek sosyal alanının mahalledeki kadın derneği olduğunu ifade ediyor.

ORTAK TALEPLERLE 8 MART’A
Krizle baş etme yollarını konuşurken kadınlar, toptan alışveriş yapmaya çalıştıklarını, en ucuz ürünün hangi markette olduğunu araştırdıklarını, kendilerine hiçbir harcama yapamadıklarını dile getirdi. Çalıştıkları yerlerde insanların ekonomik gidişata tepkili olduklarını, ancak güvensizlik nedeniyle ve işten atılma korkusuyla sessiz kaldıklarını anlattılar.
Mahalledeki 8 Mart etkinliğine katılım çağrısı yapılan buluşmada, ortak talepler iş saatlerinin kısaltılması, hafta ve yıllık izinlerinin düzenli kullandırılması, kreş, güvenceli iş ve her türlü şiddetin, tacizin son bulması olarak belirlendi.

İlgili haberler
Nasıl bir seçime gidiyoruz?

Rantçı, rüşvetçi, yolsuzluğa batmış, taşeroncu, işletmeci, tekellerin hizmetindeki belediyecilik değ...

İşçi kadın buluşmalarının gösterdikleri

Çalıştıkları işyerleri ya da alanları farklı olsa da işçi kadınların hepsi aynı ortak sorunu yaşıyor...

Krizi sermayenin krizine çevirelim!

Dışarı gezmelerinden feragat edip ev ziyaretlerine giderken birbirine patates soğan alan kadınlar......