DERGİMİZDEN
Kadınlar mücadeleyle güçlendikçe, öğrendikçe, omuz omuza verdikçe yaşama tutunuyor, şiddete karşı durma cesareti gösteriyor. Dayanışmanın bir parçası oldukça da değişiyor ve etrafını değiştiriyor.
‘Şimdi çok mutluyum, yarım kalan eğitimimi dışarıdan tamamlamaya çalışıyorum. Kadınlar gerçekten çok güçlü; sadece bu gücü ortaya çıkaracak bir şeylere ihtiyacımız var.’
Daha önce birkaç kez Ekmek ve Gül’e yazdı Nazlı kendini bulma hikayesini. Ailesinin tüm baskılara inat, yaşamını kurmak için hâlâ direniyor.
Cesaretli olmakta ve yargıya başvurmakta cesur davranmalıyız. Yargı erkekleri her ne kadar iyi hal indirimleri, haksız tahrik indirimleriyle korusa da biz mücadele etmekten vazgeçmemeliyiz.
Viola’nın İtalya’da köhne namus anlayışına attığı ilk tokat bugün kadın haklarını en ileri boyuta taşımak için gerici yasalara karşı bilinçli politik bir mücadele vermemiz gerektiğini gösteriyor
Sığınmaevinde yaşayan 5 kadının yaşanmış hikayelerinin anlatıldığı ‘Mor’, kadına yönelik şiddeti tiyatro sahnesine taşıyor.
Herkesin sığınmaevinden haberdar olduğu sığınamayan kadınların hikayesi Kadın Sığınağı.
Sendikaya üye olmayan kadın emekçilerin tamamına yakınının kadınların sendikalara üye olmaları gerektiği yönünde olumlu görüş bildirmesi dikkat çekici ve umut veren bir sonuç olarak ortaya çıktı.
Krizi gerekçeli dayatmalara tepkisini dile getiriyor metal işçisi bir kadın: ‘Yarış atı gibi bizi akşama kadar koşturuyorlar. Biz bu durumdan şikayetçiyiz.’
Bu yaşıma kadar birkaç kez kriz gördüm. Ama böylesini ilk defa görüyorum. Şu an ülkemizde ne tarım ne hayvancılık yapılabiliyor. Bir de ülkede kriz yok deyip yalancılıkla suçluyorlar.
Kartal Belediyesi’nde sendikalaşma haklarını kazanan ve ‘gerçek bir kadro’ mücadelesi sürdüren taşeron işçilerin eşleri: Bu kölelik düzenine herkes karşı çıkmalı!
Hayatımızı, bizi mutlu kılan şeyleri de elimizden alıyorlar. Ailelerle, arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle geçirebileceğimiz güzel zamanları elimizden alıyorlar.
Bu sistem, bu çark nasıl dönüyor biz işçiler gerçekten yetişemiyoruz. Her geçen gün daha çok çöküyorlar gırtlağımıza.
“Markamın ismini Parzun koydum. Ana dilim olan Zazaca’da süt süzmek için kullanılan torbaya deniyor. Bendeki karşılığı ise arınmak.”
Hangi kadın üç kuruş nafaka için mahkemelerde sürünmek, kendi ayakları üzerinde yaşamak dururken başkasından, hele de hayatından çıkardığı bir adamdan gelecek üç kuruş paraya tamah etmek ister?
Sincan’da kadınlara yerel seçimler için fikirlerini sorduk, hemen hepsi ekonomik krizin etkilerini anlatıyor ve ‘krizi çıkaranlara, cebimizi yakanlara oy yok’ diyorlar.
Kartal Cumhuriyet Mahallesi muhtarlığına adaylığını koyan Gülcan Aydın, kadınlara sesleniyor: ‘Ortak dertlerimizi birlikte çözelim, birlikte mücadele edelim.’
Ekim ayı sayımızda dünya kadınlarının kriz karşısında yaşadıkları sorunları ele almıştık. Bu sayımızda ise kadınların kriz karşısında nasıl mücadele ettiklerine ve neler yaptıklarına bakacağız.
Osmanlı döneminin bilinen ilk kadın divan şairidir Mihrî Hatun. Şiirdeki ustalığı, cesareti, içtenliği ile dikkat çekmiş, döneminin usta divan şairleri ile atışmaktan geri durmamış bir kadın ozan.
Ne kadar acıdır ki bir yerlerde tutulan gizli sesler var… Kimsenin duyamadığı o anlatılar var. Bir tarih söyleminin kadın tarafından aktarılanları, gizli kalmak durumunda kalıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN









































