Bol tartışmalı, şaibeli, tahammül sınırlarını zorlayan İstanbul seçimlerini geride bırakalı iki ay oldu, tartışmalar ise halen devam ediyor. Neler olacağını, nelerin değişeceğini elbette sabırsızlıkla bekliyoruz ve taleplerimizi dile getirmeye de devam ediyoruz. Henüz biz kadınların hayatında bir şey değişmiş değil. Peki neydi taleplerimiz ve verilen sözler?

Öncelikle demokrasi talebi ve kreş, bakımevi gibi taleplere karşı verilmiş sözler vardı. Biz de kadınlarla seçimlerden sonra geçen iki aylık süreci ve neler bekledikleri üzerine sohbetler ettik.

Sevgi; İstanbul seçimlerini İmamoğlu’nun kazanmış olmasından çok memnunum diyor. “Ama tabii önemli olan verilen sözlerin yerine getirilmesi” diye devam ediyor. En büyük talebi kreş. “Mahallemize kreş açılırsa ben de yeniden işe dönebilirim. Artık tek kişinin çalışmasıyla ev geçindirmek çok zor. Hem de çocuğumun güvenli bir kreşte ücretsiz kalması bana nefes aldırır” diyor.

Aynur, çalıştığı fabrikada en çok kreş konusunun gündem olduğunu anlatıyor; “Yaz tatilinin bitmesiyle birlikte kadınlarda ‘çocuğunu nereye bırakacağım’ telaşı başladı. Hadi yazın bir şekilde idare ediyoruz. Ama kışın kimseyi bulamıyoruz. Bu nedenle kadınlar ya işi bırakıyor ya da paralı kreşlere yazdırıyorlar. Çünkü burada aldığım ücretin hiçbir anlamı kalmıyor. Büyükşehir belediyesinden en büyük talebim kreş sözünü yerine getirmesi.”

VAKIFLARDAN KESİLEN PARALAR BİZİM İÇİN KULLANILSIN

Neslihan, “kadınların omuzlarında çok yük var” diye başlıyor söze ve şöyle devam ediyor: “Çocuk bakımından yaşlı bakımına her şey bizim yükümüz. Kreş ve ücretsiz günlük yaşlı bakımevleri olsun. Yani buna yetecek bütçe olduğunu yolsuzluklar ortaya çıkınca gördük. Bu ülke kadınlara çok şey borçlu. Şiddet bizim kaderimizmiş gibi yansıtıyorlar. Belediyelerin kadınlara yönelik çalışmalar yapmasını da bekliyorum.”