DERGİMİZDEN
Krizi yaratan koşullara ve kesimlere karşı mücadelenin en önemli öznesi olan kadınların ülke ülke mücadele deneyimleri...
Grev meydanında bir araya gelen binlerce işçinin bir grev komitesi kurması gerekiyordu. Tamamı kadınlardan oluşan 13 kişilik bir ‘Dokumacı Komitesi’ seçildi, 50 fabrikadaki 25 bin işçiyi temsilen.
Kaybettiklerimizin hesabını sormak, biz geride kalanların boynunun borcudur artık. Ve o borcu ödemeden düşmek de, susmak da, küsmek de, gitmek de yok!
Kimse bir diğerinin hikâyesini dinlemek dahi istemiyor ama anlatmak da istiyor, durmadan konuşmak ve rahatlamak... Sanki anlatınca bitecek, kendine sığınacak bir yuva bulacak gibi... Bitmiyor...
Öğrenci Velileri Derneğinden Aysel Eyi, karma eğitimin adım adım nasıl tartışmaya açıldığını ve neden vazgeçilmez olduğunu anlatıyor. Velilere de çağrısı var: Susarsak sıra hepimiz çocuğuna gelecek.
Eğitim yap-boz tahtası değildir, en küçük bir değişikliğin bile sonuçları bilimsel yöntemlere dayandırılarak yapılmalı. Çünkü birisini bile feda edecek kadar değersiz değildir bu ülkenin çocukları.
Şiir çevirileri yapan, politikaya söyleyecek sözü olan, doğa bilimine yön veren, yeni teori ve önermelere imza atan bir bilim kadını; Lynn Margulis. Bilimci değil, tam hizmet veren entelektüel adeta!
“Ben kocama ‘evde bir şey yok’ diyemiyorum. O kadar canına kıyan oluyor. Korkuyorum ben de. Sesimi çıkarmıyorum, içime atıyorum, sabrediyorum...”
Yerel yönetim seçimleri neden kadınların yaşamını etkiler? İşte yanıtı: Aydınlatmasız sokaklar, kalabalık otobüsler, toplanmayan çöplerin, çocukları götüremediğimiz parklar...
Yerel seçim tartışmaları sürerken kadınlar için bir deneyim: Kadın muhtar adayını destekleyen kadınlar, sokak lambalarını yaktırdı, sağlık ocağı açtırdı. Şimdi sıra kreşte.
Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterir.
Sağlıklı bireyler yetiştirmemiz gerektiğinin farkındayım, ancak bizler sağlıklı ülke ortamında yaşayamadığımız ve gerek iş gerek eğitim anlamında yeterli bilince ulaşmadığımız sürece bu nasıl olacak?
Bu yaz kırdık zincilerimizi, fabrikadan kızlarla tatile gittik. Çocukları da aldık ama kocaları bıraktık. Her zaman erkenden uyuyoruz diye gece gezmeleri yaptık. İlk defa birlikte kafa çektik.
Sabahtan akşama bir maraton, sürekli bir koşturmaca, bekleyen çok, kendime vakitse neredeyse yok... İşte benim güncem...
Adile Doğan, tatil için gittiği Altınoluk’ta köylü kadınların yaşamlarını yazdı: ‘Herkesin tatil diye geldiği yerde yaz bitecek, daha doğru dürüst denize girmedik.’
Bir yandan yaşamımız gittikçe zorlaşırken bir yandan da eğitimin kalitesi düşüyor.
Küçük yaşlarda istismara uğrayan, çocukları için ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın o. Tanıştığı insanlar ve yolunun kesiştiği kadın derneği sayesinde güçlenmiş. Şimdi o güç veriyor başka kadınlara
‘Bir buçuk yıldır dergiyi takip ediyorum ve içeriğinden de oldukça faydalanıyorum hele kapak resimlerine bayılıyorum’
Sabahın erken saatlerinde başlayan aşure telaşı... Aslında aşure biraz işin bahanesi, en doğrusunu kadınlar söylüyor: “Herkes kendisi için yaşar hale geldi ama hayat zorlaşıyor yan yana olmak lazım.”
Sendikaya üye olduk diye kapı önüne konduk. Bize bu hakkı veren devlet 138 gündür nerede? Maalesef devlet de işverenden yana, hatta kolluk güçlerini üzerimize salacak kadar.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN