DERGİMİZDEN

Suriye’deki kadınların Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşları adına görev yapan erkekler tarafından yiyecek karşılığında cinsel ilişkiye girmeye zorlandıkları ortaya çıktı.

Bardaklarımızda bekleyen yarım kalan çaylar, etraftaki her şey gibi sessiz, mahzun dinliyor Gülsüm’ü... O ise, odanın her köşesinde, yavrusundan bir iz bulma telaşıyla devam ediyor sözlerine.

Her türlü olumsuzlukla kendimi var ettiğim emektar dükkanıma veda etmek zorunda kaldım. 12 yılın ödenmemiş güvencesi ile, bitmeyen ekonomik kaygılarımı çantama koyarak, arkama bile dönüp bakmadan...

“Benim dedem, babam ve ağabeyim taksici. Şoförlük bizim aile mesleği, küçüklüğümden beri taksilerin içinde büyüdüğüm için sarıya karşı bir aşk oluştu bende”

‘Her Kadının Bilmesi Gereken 20 Görgü Kuralı’ diye bir video gördüm. Merak edip açtım, ağzım açık izledim ve birkaç şey yazamadan geçemedim.

Kadın, hayatının her evresinde, sadece kadın olduğu için bir takım sağlık sorunları yaşar. Bu yazıda kadın cinsel hastalıkları ve kadına özgü kanserleri kaleme almaya çalıştık.

“Mücadele etmeliyiz, çalışmalıyız, üretmeliyiz. Toplumun her alanında olmalı ve kendimizi ifade edebilmeliyiz. Düzene boyun eğmemeli ve haklarımızı bilmeliyiz.”

Bir solukta okuyacağınız Böğürtlen Kışı kitabında oğlunu kaybeden Vera’nın hikayesinin izini süreceksiniz.

Koridora çıkınca “Hey özgürlük” diye bağırdım. Barışı savunmak, insanca yaşamı savunmak, taa yüreğimde hissederek savunmak...

Birkaç saniye hayalini kurun, bir savaşın içindesiniz. Korkunç bir çığlık, silah ve bomba sesleri, insanlar ölüyor yanı başınızda. Biri belki en yakınınız, sevdiğiniz. Ne hissedersiniz?

Esenyurt’ta depo işçisi kadınların barış mesajını getirdik sizlere, “Fidanlar kırılmasın, güllerimiz solmasın, analar ağlamasın. Sevgi ortak dilimiz, dünya bizim ülkemiz.”

Çocuklarımıza açlığın, sefaletin olmadığı korkuyla yaşamın sürmediği, kendilerini özgürce ifade edebilen bireyler olarak yetiştirmek için barış ve huzur dolu bir dünya istiyoruz.

Başlığı görünce bile mis gibi lavanta kokuları geldi mi burnunuza? Bir de yazıyı okuyun. Kendinizi lavanta tarlalarında bulacaksınız.

Her bir yazımız, bize ne kadar da çok olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor. Ve o çokluk duygusuna ne kadar da ihtiyacımız olduğunu... İyi okumalar...

Yaşamın ölüme, barışın savaşa, umudun korkuya, gerçeğin yalana hep galip geleceğini bilerek, kimin sesi çok çıkarsa çıksın yaşamdan, barıştan, umuttan, gerçekten yana olarak geçeceğiz bu eşiklerden

Ama biz insan kalanlar, ölümü değil, hayatı o kadar severiz ki, şairin dediği gibi yetmiş yaşımızda bile zeytin ağacı dikmek isteriz. O zeytin ağacı geleceğin insanlarına barış şarkılarımızı iletsin.

Bursa’da kadınlar neden barış istediklerini anlatıyor: “Bu savaş bizim savaşımız değil, ama barış hepimizin olacak. Hiçbir vatan bir insanın canından daha değerli değildir.”

Savaşı konuşuyoruz kadınlarla, yaşananların en çok kadınları etkileyeceğini biliyorlar ve söylüyorlar. Ama çok dikkat çeken yaşadıkları kaygı; düşündüklerini söylemekten çekiniyor, endişeleniyorlar...

Sincan’da AKP’ye oy vermiş kadınlarla savaşı konuştuk. Suriye’de yaşananlardan tedirgin kadınlar ve geçim telaşı sarmış herkesi.

Geçen yılki uluslararası eylemlilik halinden bu yıla kadın mücadeleleri ne durumda, gündemler neler? şöyle bir bakalım...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.