DERGİMİZDEN

Kocam yanımdan kalkarken ‘Sanki sen çok laf dinliyorsun.’ dedi. Fotoğrafları toplarken arkasından seslendim, ‘Kızlar devamıdır annelerinin.’

Seçimlere kısa bir süre kala yayımlanan Haziran sayımızda birbirimizin ne düşündüğünü ve farklılıklarımız kadar ortaklıklarımızı da görme şansı bulacağız. Tüm kadınları bir ‘seçime’ davet ediyoruz...

Çağrımız; hayatlarımızı tek adamın eline bırakmama çağrısıdır. Biz bir’den büyüğüz. Birleşirsek birden bize dönüşürüz...

Milyonlarca kadına dayatılan seçenek bu ikisi arasında; Ölüm mü, sıtma mı? Seçim manifestolarında ve bildirgelerinde sunulan da bu; allanıp pullanmış ‘sıtma’lar.

Pazar tezgahı, belediyenin yardım kuyruğu, kışın defalarca kömür yardımı için başvuran kadının evine daha yeni gönderilen kömür... Bunlar seçimle geçimin nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.

Standının başında duran türbanlı bir kadın “Bütün kapalı bayanlar AKP’liymiş gibi bir algı var, bu çok yanlış” diyor. Haklı. Neden mi?

AKP iktidara geldiği günden bu yana eğitim sistemini kendi ideolojik ihtiyaçları üzerinden dizayn ederek, yeni nesli siyasal çıkarlarına uygun biçimde şekillendirmek istiyor.

‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar. Daha başkaca talepleri de var.

‘Çıkarlarımız ortak, ama iş siyasete gelince anlaşamıyoruz. Yanına bir de din faktörü eklenince iyice bölünüyoruz.’

‘Ülkede her şey güzel, açım diyen yalan söylüyor' diyen kadına yine kadınlar cevap veriyor. Sahi bu ülkede her şey kime güzel?

Daha önce AKP’ye oy veren ancak yaşadığı deneyimlerle bu karardan vazgeçen kadınlar anlatıyor.

Darbe ve türlü hilelerle Dominik Cumhuriyeti’nin başkanı olan Rafael Trujillo, seçmen sayısından daha çok oy alarak başkanlık koltuğuna oturdu . Ülkenin gelir getiren neyi varsa ya kendisinindi...

Halkın gerçek iradesinin her adımda kendini gösterebilmesi, bu iradenin ülkenin yönetiminin her kademesinde belirleyici olabilmesine zemin oluşturacak bir özgürlük ve eşitlik ortamı lazım.

Flormar’da gün geçtikçe büyüyen bir direniş var. Direniş gibi dayanışma da büyüyor. Ekmek ve Gül aracılığıyla işçi kadınlar Flormar işçilerine dayanışma mesajları yolladı.

Etrafa neşe saçan Nazan’ın yaşamı aslında hüzünle dolu. Çocuğu ve eşi için hastane koridorlarında süren mücadelesi umudunu söndürmüyor. Bizim de Nazan için yapabileceklerimiz var aslında…

Yeni mezun Üniversiteli bir kadın gelecek kaygısı ile dolu. Onu bu kaygıya iten ise hepimizin yakından tanıdığı bir tablo: İşsizlik, aile baskısı ve dahası...

Hiç bir çocuk skolyozla yaşamak, skolyozlu bir yetişkin olmak zorunda kalmasın diye doktorların dikkati kadar ailelerin de dikkati gerekiyor.

Yaşamı boyunca pek çok kadın gibi türlü haksızlıklara ve ayrımcılığa uğrayan Elif, ne kadar sorun yaşarsa yaşasın yaralarını sarıp tekrar ayağa kalkıyor, her zaman umudunu koruyor.

Başına gelen onca şeyden sonra ‘bunlar neden benim başıma geliyor’ diye düşünüp kendi kaderini kendi yazmaya başlayan Fatma’nın hikayesi. Tüm Fatma’lara umut olsun...

‘Bir çırpıda anlattı Suriyeli kadınlar: Sokakta bize hiç iyi davranmıyorlar, biz aslında sanıldığı gibi Türk vatandaşı değiliz, oy da kullanmayacağız. Neden bize kötü davranıyorlar?’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.