DERGİMİZDEN

Hükümet, patronlar, medya…8 Mart’ta hepsi eşitlikçi oldu. Gerçek olan emeği sömürülen, bedeni kuşatılan kadınların mücadeleyi sokaklara taşıdığı 8 Mart’tı. Şimdi aynı performansla 1 Mayıs’ta görüşelim

8 Mart’ta kadınların talebi; güvenceli iş, insanca yaşanacak ücret, ücretsiz kreş, çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinde önlem alınmasıydı. 8 Mart’ta nasıl yan yana isek 1 Mayıs’ta da öyle olacağız

Migros işçisi bir kadın çalışma koşullarını anlatıyor: ‘Migros çığ gibi büyürken, biz işçilerinin yaşamı kar tanesi gibi küçülüyor. Sendika da sorunlarımızı geçiştiriyor.’

Toplantıya katıldığım günden beri düşünüyorum. Ezilen büzülen, hor görülen bir işçiyim ben. Bu ülkede emekçiler, üretenler neden hep eziliyor?

Fabrikamız yedi yirmi dört çalışıyor. Vardiya her hafta değişiyor. Sosyal yaşantımız, uyku düzenimiz yok. Evden işe işten eve... Çocuğu olan için daha zor; Çocuğu sevmeye vakit kalmıyor...

Kaynanam da öyle kolay bir insan değil, ama ne yapayım, susup oturacaktık. Bin bir emekle kurduğumuz evi kapattık, eşyaları bir depoya kilitledik. Kaynanamın gösterdiği bir odaya yerleştik.

Pittston madencilerinin grevinde iki destek grubu kurdu; Jones Ana’nın Kızları ve Özgürlük Savaşçıları...

‘Çalışan kadınlar yüksek kreş ücretlerini karşılayamayacağı için ya işini bırakıp evde çocuğuna bakacak ya da yarı zamanlı çalışmayla düşük ücretlere, esnek çalışmaya mahkum edilecek.’

Bir işçi olarak, çocukları güvenle emanet edebilecek bir yerin olması, hele ki vardiyaya kaldığınızda, ne büyük kolaylık ve rahatlıktır çok iyi biliyorum.

Kadın çalışanların hamileliği, doğum yapması, çocuğunu emzirmesi vb. durumlar, iş gücü kaybı olarak değerlendirilecek ve performans notu da düşürülecek.

KHK ile yaşamları altüst edilen kadınlar, ihraç edildikten sonraki yaşamlarını anlatıyor. Hepsinin başka hikayeleri var, ortak görüşleri ise ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmenin çok ağır olduğu.

Nevin Yıldırım, yıllarca kendisine tecavüz eden kişiyi öldürdüğü için ikinci kez müebbet cezası aldı, Hindistanlı Kıranjit Ahluwaliaadlı yıllarca şiddete uğradığı kocasını öldürdü.

Çocukluğunda eniştesinin istismarına uğrayan, aile baskısıyla şikayetini geri çekmek zorunda kalan bir kadın o. Bugün kadın dayanışması onu güçlendiriyor, ve o kadınlara ‘Susmayın’ diye sesleniyor.

‘Çocuğunu erken evlendirmesin kimse. Ne olacak evlenince, başı göğe mi değecek? Diyelim evlendirdi devlet el koysun çocuğa. Baba, baba olsa; ana, ana olsa vermez yavrusunu o yaşta el kapısına.’

Çocuk İstismarını Aklatmayacağız Kampanyasından notlar: Kadınlar adalete güvenmiyor, idam ve hadım isteyenler öfkeden istiyorlar. Kadınlar istismar yaşanmadan önlenmesi gerektiğini vurguluyor.

Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliyor.

Kampanyamız sadece stant başında imza toplamakla kalmayacak. Asıl çözümün ne olması gerektiği ve neler yapabileceğimizi kapı kapı gezerek kadınlara anlatacağız; kadınlarla birlikte konuşacağız.

Tuzluçayır’da kadınları bilgilendirmek, kadınlardan bilgilenmek, istismarı, şiddeti kadınlar ve çocuklara dair her tür konuyu tartışmak konuşmak için atölye çalışması başlattı.

‘İdam çözüm mü? Hadım cezası getirilmeli mi? Aile mi bilinçlendirilmeli yoksa çocuk mu? Toplum bu konuda ne yapmalı? Devletin sorumluluğu neler?’ Pazarda kadınlara sorduk.

2 çocuk annesi Levin yetkililere sesleniyor: ‘İstismar eden kişiye artık gereken yapılmalı. Ben bir anne olarak çocuklarımın evde, okulda, parkta, sokakta güvende olmasını her şeyden çok istiyorum.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.