DERGİMİZDEN
Üst solunum yolu enfeksiyonu insandan insana bulaşması çok kolay olan bir hastalıktır.
Annesiyle birlikte cezaevinde 40 gün kalması bile yetmişti Sarya’ya. Sarya’nın nezdinde anlatılanlar bugün yüzlerce çocuğun parmaklıklar ardındaki yaşam koşullarının en açık ifadesi oluyor bize.
Eşini kaybedince çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalan bir kadının sosyal yardım alabilme çilesi: Gizlice AKP’ye üye yapıldı.
Kadınlar cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kazanılmış haklarını bugün geldiğimiz bu noktada maalesef kaybetmek üzere.
‘Ne oluyor arkadaşlar torbacı mıyız, bıkmadınız mı kanamalarınızı saklamaktan!’
Sevgili kadınlar, kaderimizi bir erkeğin aşkına, sevgisine bırakmamalıyız. Çalışıp, üretip var olduğumuzu göstermeliyiz.
Kadınlar 103 korkmaz insan futbol turnuvasında... Barış ve eşitlik için sahaya çıktılar
Bu sayımızda krizin yıkıcı ve hayati etkilerini bizzat yaşayanların deneyimlerini aktarıyoruz sayfalarımızda; yazı ve mektupların her biri, bozuk mekanizmanın bize faturası gözler önüne seriyor.
Ve fakat iktidarın baskısıyla yarattığı her sessizlikten, kendi çürümesinin sesi yükselir oldu... Krizin bedelini krizi kim çıkardıysa o ödesin. Biz ödemiyoruz!
Kaybedecek sarayımız da yok, ejder suyumuz da. İster dış güç desinler, ister başka bir şey; Yoksulluk yüzünden intihar etmemek için, insanca yaşam için örgütlenmekten ve mücadeleden başka çaremiz yok!
1600 TL ile geçinemiyoruz, yüzümüz hiç gülmüyor. Bir arkadaşımız, “Asgari ücretlinin geçinebileceği tek yer Meclis lokantası” diye bir şey paylaşmış sosyal medyada. Ters orantı bu olsa gerek...
Ben açık bir kadınım, yan masamda çarşaflı bir kadın arkadaşım çalışıyor. Birlikte yiyor, birlikte iş yapıyor, günün bir kısmını birlikte geçiriyoruz. Hiçbir konuda da ayrı düşmüyoruz. Neden sizce?
O kadar kâr ediyorlar ki biz bir yıl depoda yatsak, sade maaş alsak bunlara bir şey olmaz! Hükümet bunu sağlamalı, işçi atılması olmamalı.
Domates biber alıp konserve yapacağım güya. Domatesin kilosu olmuş 5 lira, o da en ucuzu! Domatese baktım, sonra pazarcının yüzüne...
“Beni krizi bahane ederek işten attılar. Samimi olduğum dört kişiyi de çıkardılar. Sonradan duydum ki ustabaşı, ‘Önümüzde kötü günler var. Bunun gibi düzen bozucuları barındırmamız lazım’ demiş.”
Aşure dağıtan tüm kadınların yüzünde hep aynı gülümseyiş var. Bazen birbirimize selam dahi veremeden geçtiğimiz yollardan, bu kez paylaşmayı yeniden hatırlatarak geçmek gülümsetiyor kadınları.
Üniversite öğrencisi kadınlar barınma sorunu yaşıyor, harçlıklar giderlere yetmezken bir de zamlarla fiyatlar arttıkça artıyor.
Bant bant geziyoruz. Hangi bantta sipariş yoğunsa bizi ‘Siz haftaya gece vardiyasına geliyorsunuz’ diye oraya gönderiyorlar. Soruyorlar mı ev ne olacak? Hayır!
Eve ekmek götüremeyen babanın, ocağına yemek koyamayan annenin evinde kriz var; çantasına defteri koyamayan çocuğun evinde kriz var; kriz bizim patronun evinde değil.
Köylerine yapılmak istenen JES’e karşı direnen Aydın Kızılcaköylü kadınlar ‘Her şeyden tasarruf ettik bir de sağlığımızdan tasarruf yapmayacağız’ diyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN









































