Yaşamın bütün faturası biz kadınlara kesildiği gibi krizin faturası da biz işçi kadınların sırtına yükleniyor. İşçi kadınlar hem işgücü olarak hem de hayatın zorluklarını yaşayanlar olarak ayakta kalma savaşı veriyor. Sabahın en erken saatinde çıkıp işçi duraklarına bir bakın; o duraklarda ne çok kadın işçi var göreceksiniz. Pek çoğunun ileri yaşlarda olduğuna dikkat edin. Emekli olmaları gereken yaşta hâlâ çalışmak zorunda olanlar ya da emekli olmasına rağmen çalışanlar... “Neden çalışıyorsun bu yaşta hâlâ” sorusuna, “Geçinemiyoruz” diye karşılık veren kadınlar.
Bir türlü kabul edilmeyen krizin yükü her gün katbekat artıyor. Faturalar her ay daha yüksek geliyor, çocukların okul ihtiyaçları artıyor... Tüm bunlarla boğuşurken yaşın ne önemi var ki o işçi kadınlar için. Bu sistemde aç kalmamak için sabahın en erken saatinde evden çıkmak zorunda.
Tekstilde çalışmanın ne demek olduğuna gelirsek, çalışma koşulları ağır. 12 saat çalışmak zorundasın, yaş sınırı yok. Ülke şartlarından etkilenmeyen işyeri de yok. Haliyle tekstil firmaları da etkileniyor bundan ve bir çare arıyor patronlar. Çareyi de bizim sırtımıza daha çok binmekte buluyorlar. Çalıştığım tekstil firmasında birçok arkadaşımız tek aylıkla geçinemiyor, bu durum da patronun işine geliyor. İşçilere teklifte bulunuyor “Çıkışını vereyim, hem İŞKUR’dan işsizlik maaşı al, hem ücretini al. Çift aylık alacaksın yani, ama bu sürüde de sigortasız çalışacaksın.” İşsizlik maaşı bitince de yeniden sigorta yapılacak, yapılırsa! Bu teklif özellikle genç işçilere cazip geliyor, kabul ediyorlar. Kabul etmeyenlere de “Siz bunda sonra emekli olamazsınız, sistem değişiyor. Alın paranızı tekrar çalışmaya devam edin” diyorlar.
Bu sistem, bu çark nasıl dönüyor biz işçiler gerçekten yetişemiyoruz. Her geçen gün daha çok çöküyorlar gırtlağımıza.
Sevgili Ekmek ve Gül. Her sayınızda biz tektil işçilerine ulaşıyor, sesimizi duyurmaya çalışıyorsunuz. Sizin aracılığınızla, ayakları şişip beli bükülene kadar çalıştırılan tekstil işçilerine sesleniyoruz: Artık buna “dur” demeliyiz. Bunun için birlikte hareket etmeliyiz. Ve birleşince ellerimiz, bu hayatı yeni baştan kuracağız.
İlgili haberler
Ne yoksulluk, ne sömürü, ne şiddet...
Bugün kadınların kendi hayatları üzerinde her türlü şiddetten azade olarak karar verebilme mücadeles...
İki çeşit yemek bile lükse giriyor!
Bu yaşıma kadar birkaç kez kriz gördüm. Ama böylesini ilk defa görüyorum. Şu an ülkemizde ne tarım n...
İşçi kadınların sırtındaki yük çok ağır
Hayatımızı, bizi mutlu kılan şeyleri de elimizden alıyorlar. Ailelerle, arkadaşlarımızla, sevdikleri...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.