DERGİMİZDEN
‘Bu insani kriz, Türkiye’deki sağlık sisteminin tamamen piyasa koşullarına terk edildiği, sağlığın kendisinin para haline getirildiği bir döneme denk geldi.’
Sosyal medyanın etkilerine bir bakalım mı? Instagram’ın genç kadınlar arasında kendilerini “gerçekçi olmayan, düzenlenmiş, filtrelenmiş kopyaları ile karşılaştırma” eğilimi olduğu belirtiliyor.
Kadınların hamilelikleri sırasında proteinsizlik yüzünden yaşamını yitirdiği Hindistan’da hükümet, kadınlardan et, yumurta yemekten ve sevişmekten kaçınmalarını istiyor.
Amerika’da 1.3 trilyon dolar okul borcunun üçte ikisi kadınların borcu. Erkek mezunlara göre bir adım geride başlayan kadın mezunların borçları nedeniyle en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.
İşsizlik sarmalında bir aile... Yetmeyeni yetirme kaygısında bir anne... Bu yoksullukla nasıl büyüyeceğinden kaygı duyulan bir bebek. Size de tanıdık geldi mi?
Her tatil zamanı çalışan annelerin en büyük derdi ‘Çocuğu nereye bırakacağım’ sorusu oluyor. Bu soru(n) sadece kadınlar için mi geçerli? Tabii ki değil. Cevabı bu yazıda.
Eğer Esenyalı’da yaşamasaydım yaz boyunca kızımı ya memlekete anneannesinin yanına gönderecektim ya da her gün bir komşuyu, arkadaşı arayıp “Bugün kızımı size bırakabilir miyim?” diyecektim...
Sincan’da çalışan, çalışmayan bütün kadınlar kıdem tazminatı tartışmalarına erkeklerden daha ilgili. Gelecekleri için tazminatın olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorlar.
İşçi mi işten çıkarılacak, ilk önce kadınlar! Kıdem tazminatında da yine kadınların iş güvencesi topun ağzında. Sincan OSB’de metal fabrikasında çalışan Sibel de tam olarak bunları anlatıyor.
Esenyurt’ta farklı iş kollarından işçi kadınlar hem AKP’nin işçiler için bugüne kadar ne yapıp yapmadığını tartışıyor hem de kıdem tazminatının fona devredilmesini.
Tuzla’dan metal işçisi bir kadının hak arama ve alma öyküsü bu. Fabrikadaki çay sohbetlerinden geleceğe dair umut fışkıran bir öykü...
Cinsiyet belirlemeyi bulan Nettie Stevens, milyonlarca kadını “erkek evlat doğuramadı” suçlamasından kurtardı. Ama DNA’sında bir Y kromozomu olmaması çalışmalarına 40 yaşında başlamasına neden oldu.
Gündelikçi, temizlikçi hatta bazen sadece “kadın”... Onlar böyle adlandırılırken bir varlık mücadelesi ile “ev işçileri” olduklarını artık hem kendilerine hem de topluma kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Sevgi bir emlak dükkanı sahibiyken eşinin iflas etmesiyle maddi sıkıntılar içine girmiş, ev işçiliği yapmaya başlamış. Uzun süre kimseye söylemediği işi bugün hayata bakışını değiştirmiş.
Küçük bir tezgahla başladım sahaflığa. İlk sattığım kitaplar, kendi kütüphanemdeki kitaplardı. Gözüm gibi baktığım, sakındığım kitaplarım... Uzun bir süre zabıtalarla, belediyeyle cebelleştim.
‘Zeytin olmazsa biz aç kalırız. Çöpü bile kıymetli. Zeytin ağacı hastalansa evde çocuğumuz hastalanmış gibi üzülürüz. Kestirmeyiz zeytini. Ha bizi öldürmüş, ha ağacımızı kesmiş.’
“Belgüzar tek başına yaşamayı sürdürür evinde. Gözleri sevinçle parlayarak ağırlıyor bizi. Pir Sultan’ın torunlarıyık biz. Acıyı bal eyledik de yedik.”
Kocaeli’den Fatma şahin tesadüfi bulduğu bir karneyi inceliyor ve öğrencilerin yeteneklerinin görmezden gelindiğini, eğitim yönteminin onları bir çerçeveye sokuşturduğunu anlatıyor...
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’nin güç kattığı kadınlardan Sevgi’nin dernekle ilgili fikri çalışmalara katıldığı ve görev aldığı zaman değişmiş. Değişen neydi, Sevgi’nin kaleminden okuyun.
Bunca ayrı vagon tantanası varken şuraya bir parantez açalım, kadınlar toplumdan soyutlanmayı, vazgeçmeyi değil mücadeleyi seçti, seçiyor. Tıpkı Mısır’daki gibi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.