Üreten kadınların en uğrak durağı olan Mezitli kadın üretici pazarındayız. Kadınların narenciyeden yeşilliklere, kahvaltılıklardan baharatlara, el örgüsünden takılara kadar pek çok farklı ürünü kendi emeğiyle üretip tüketiciyle doğrudan buluşturduğu yer burası. Gıda ve el işi olmak üzere iki bölümden oluşuyor. El emeği ürünlerin olduğu bölüme giriyoruz. Pazarın eski canlılığının kalmadığını söylüyor üretici kadınlar. “Neden” diye sormadan onlar cevap veriyorlar: “Kriz”.
Yanına yaklaştığımız tezgahın üzerinde çeşit çeşit oyuncaklar ve aksesuarlar var. Üretici kadınlardan Berna sabah akşam demeden kendisi yapıyor hepsini. “Belki evin bir eksiğini giderebilir ümidiyle çalışıyor buradaki tüm kadınlar” diyor. Kriz konusu açılınca da “Bizim sıkıntılarımız 5 dakikalık röportaja sığmaz!” karşılığını veriyor.
‘BOĞAZIMIZI DOYURAMAZKEN BİR DE ÇOCUĞUN OYUNCAĞI MI KALDI?’
Dükkan açma düşünürken, krizden sonra bunun hayalini bile kuramadığını dile getiren Berna devam ediyor: “Kadın üretici pazarı, belediyenin bize sunduğu bir imkan. Evin eksiğini bir nebze giderebilmek amacıyla sabah akşam demeden duruyorum burada ama bugün siftah bile yapamadım. El emeği ve sağlıklı oyuncakları 5, 10 lira civarında satmama rağmen insanlar çocuklarına alamıyor. ‘Boğazımızı doyuramıyoruz bir de çocuğun oyuncağı mı kaldı?’ diyorlar. Haklılar da.”Kimsenin lüks şeyler istemediğini ama temel ihtiyaç olan gıdanın bile artık lüks haline geldiğini, krizin zaten zor olan koşulları daha da kötüleştirdiğini ve aile içindeki huzuru bile silip süpürdüğünü anlatan Berna, iktidarın halka insanca yaşamayı çok görüldüğünden dert yanıyor. Yine de dimdik ayaktayız diyor ve ekliyor: “Ekmeğini taştan çıkarmaya çalışan belki de 200 kadın sayabilirim size. Niye? Çocuklarımıza daha iyi bir yaşam daha iyi bir gelecek sunabilmek için.”
Söz yerel seçimlere geliyor. Berna “Her seçimden önce bize ne istediğimiz soruluyor seçimden sonra ise unutuluyoruz. Bunlardan bıktık. Yapmaları gereken şeyi de yaptıklarında hayır yapmış gibi reklam ediyorlar. Şu yaşıma kadar geldim daha hiçbir hükümetin üreticilerden yana olduğunu görmedim” diyor.
‘SEÇİMDEN DEĞİL HALKTAN UMUTLUYUM’
Bir başka tezgaha doğru ilerliyoruz. Emekli olan ve çeşitli örgüler yapıp satan Gülten de daha siftah yapmamış ve çok dolu:“Çocuk okutmuyor ve ev kirası vermiyorum ama eğer bunlar da olsaydı vay halime!” diye başlıyor sözlerine. “Elimize geçen para ancak gıda ve sağlık gibi acil ihtiyaçlara yetiyor. Ne insanlar alabiliyor ne de biz kazanabiliyoruz. Psikolojimiz bozuldu bozulacak.”
Sabah akşam haberlerde yer alan yerel seçimlerden de bir umudu yok Gülten’in. Devam ediyor: “Kriz mi çıktı? O zaman halkın üstüne yıkalım diyorlar ve yapıyorlar. Halk da susuyor, konuşsa sesi kesiliyor. Yine de umutluyum ama seçimden değil halktan umutluyum.” diye bitiriyor sözlerini.
‘KRİZİN CEMERESİNİ BİZ NİYE ÇEKİYORUZ’ DİYE SORMAMIZ LAZIM
Türlü türlü reçellerin, sebzelerin bulunduğu bir tezgah ilgimizi çekiyor. Aysel müşterisiyle ilgilenirken biz de rengarenk reçelleri inceliyoruz, sesleniyor aniden: “Şimdi konuşabiliriz.” Krizin tezgahına nasıl yansıdığını soruyoruz, cevaplıyor: “İnsanlar bir kilo alacağı şeyin fiyatını duyunca yarım kiloya indiriyor. Ardı ardına gelen zamlar iki tarafı da zor duruma sokuyor. Ürünü satabilmek ve insanların alabilmesini sağlamak için biraz fiyatı indireyim desem bu kez de kazancım olmuyor.”Krizin her alanda kendisini gösterdiğini, eşinin inşaat ustası olduğunu ve 4 aydır iş olmadığı için çalışamadığını söyleyen Aysel, “Art arda gelen zamlar, fahiş fiyatlardan bıktık. Krizden yararlanmaya çalışan fırsatçılar da var ama krizin asıl sebebi onlar değil. Kriz bu sistemin kanında var. Bir de başımıza tanzim satış noktaları diye bir şey çıktı. Baktılar ekonomi düzeltilemiyor seçime kadar halkı idare edebilmek için böyle bir şey geliştirdiler. Geçici çözüm bile değil bu” diye konuşuyor.
Seçimlerle ilgili “Partilerle düzelecek durumda değiliz. Çoğu aday sanki seçimden sonra bir mucize olacak da her şey düzelecek gibi davranıyor ama artık halkın buna kandığını düşünmüyorum.İnsanların durup düşünmesi lazım ‘Bu kriz niye çıktı, biz niye ceremesini çekiyoruz’ diye. Tanzimlerle, seçimlerle düzeleceğini beklersek daha çok bekleriz.” Diyor ve ekliyor: “Artık geleceğe güvenle bakmak istiyorum. Bir mucize olsun da şu kriz ortadan kalksın. Gençlerin önü açılsın. Barış ve huzur istiyorum, insanlar ötekileştirilmesin istiyorum.”
İlgili haberler
Krizi sermayenin krizine çevirelim!
Dışarı gezmelerinden feragat edip ev ziyaretlerine giderken birbirine patates soğan alan kadınlar......
Kriz 3 yaşındaki çocuğu bırakıp çalışmak zorunda k...
Plastik fabrikasında çalışan işçi Aygül, yaşadığı zorlukları anlatıyor: 4 çocuğuna zaman ayıramama,...
Geçim ilk kez bu kadar zorlaştı
Metal işçisi bir kadın anlatıyor; Krizle üzerimizdeki baskı arttı, bir kadın arkadaşımız sinir krizi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.