31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerle ilgili, Sincan’da işçi kadınlara ve ev kadınlarına kimi, neden destekleyeceklerini sorduk. Yanıtlar, krizin ve artan geçim sıkıntısının sandığa yansıyacağını gösteriyor.

Genç bir metal işçisi olan Ayşe, Rahip Brunson olayı nedeniyle kızgın olduğunu ve AKP’ye oy vermeyeceğini söylüyor. “O kadar attılar tuttular, güya onun yüzünden dolar arttı, ülke krize girdi. Her şeye zam yapıldı, her şey ateş pahası. Krizi bize yaşattılar. Şimdi de adam serbest. Böyle politika olmaz” diyor.

Selma da Sincan Organize’de bir metal fabrikasında çalışıyor. Geçmişte AKP’ye destek vermesine rağmen, o da şimdi tepkili: “Sincan merkezdeki alt geçitte yenileme çalışması yapıldı. Altı ay sürdü nerdeyse. Faturasını da asmışlar, ben rakamı aklımda bile tutamadım, o kadar fazla yani. Artık yeter! Çalmayan çırpmayan kimse yok mu bu ülkede? Zaten krizin acısını bizden çıkarıyorlar. Dolar 5 küsura düştü ama hiçbir zam geri çekilmedi.”

Aslı 32 yaşında, metal işçisi, bir çocuk annesi. Ekonomik kriz onun da temel meselesi. “Kriz bizi vurdu. Oy istemek için evimize nasıl, hangi yüzle gelecekler, bilmiyorum!” diyor. Şikayetlerinden biri de oturduğu cadde üzerindeki üst geçidin kaldırılması. Sincan’ın büyük caddelerinden 12. Cadde’deki hastanenin yakınlarında oturuyor. Yaklaşık üç ay önce hastanenin önündeki üst geçidin kaldırıldığını, ancak bir trafik lambası dahi konulmadığını belirterek, “Hastaneye gelenler, sabah işe gitmek için servis bekleyenler, çok fazla insan oluyor. Daha geçen kaza oldu. Kimsenin umurunda değil!” diyor.

EMEKLİLİK HAYAL OLDU

Safiye de metal işçisi, iki çocuk annesi, eşi de asgari ücretli bir işçi. Doğal olarak hayat pahalılığı onun da temel şikayetlerinden. Safiye, emeklilikte yaşa takılanlardan... Bu sorunu çözecek düzenlemeyi dört gözle bekliyor. Yıllardır desteklediği AKP’nin bu konudaki tutumuna tepkili. Tepkisini “Eleştirdiğimiz bir çok konu vardı, ‘Reis yapar, halleder’ dedik. Yaptırmıyorlar diye düşünüyordum, ama bu emeklilik yasasını reddetmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Gerekirse oy kullanmam” sözleriyle dile getiriyor.

CEBİMİZİ SARSANLARI SARSMA ZAMANI

Emine ev hanımı, iki çocuğu var. O da pahalılıktan şikayetçi, bugüne kadar tüm seçimlerde AKP’ye neden oy verdiğini anlatıyor uzun uzun: “İnançlı oldukları için, daha önemlisi ilçemize iyi şeyler yapacaklarını düşündüğümüz için oy verdik. Çocukların okulu açıldı, para yetiştiremiyoruz. Meslek lisesine giden oğlum var. Günde 15 lira harçlık versem ayda 450 lira ediyor. Eşim organizede işçi. Artık bu gidişata, pahalılığa dur demek lazım. Ak Parti’ye artık bizden oy yok. Bugüne kadar anlamamışız, yanlış yapmışız.”

Sincan’da bilinen bir marketin pastane bölümünde çalışan Ayşe, üç çocuk annesi. Eşi uzun yol şoförü. Çalıştığı marketten örnekler vererek anlatıyor ekonomik krizin etkilerini: “Müşterilerin sayısı azaldı. Çoğu müşteri aldıklarının bazılarını kasada bırakıyor. Neden? Çünkü evdeki hesap çarşıya uymuyor. Doların yükseldiği hafta üç kez etiket değiştirdik. Her şeye A’dan Z’ye zam geldi. Yerel seçimlerde Ak Parti’yi desteklemeyeceğim, isterse aday çok iyi olsun. Onlar bizim cebimizi sarstı, şimdi bizim de onları sarsmamızın zamanı.”

Melike de AKP’ye tepkili ama kararsız; “Bakacağız, dört oyumuz var. Ailecek halkı düşünen partinin adayını destekleyeceğiz. Eskiden ‘iş yapar mı’ diye düşünüyorduk. Şimdi hem adaya hem partisine bakacağız.”

BÜTÜN HAYATI MAHALLEDE GEÇİYOR

Yeliz ve ailesi ise bugüne kadar CHP’ye oy vermişler. Yerel seçimlerde kadınların hayatını kolaylaştıracak adayı destekleyeceğini söylüyor: “Adaylara bakacağım. Kim kadınların hayatını daha kolaylaştıracak; kim kreş, sağlık ocağı, sığınmaevi açacak? Bunlar önemli. Belediyede adayın kadın ya da erkek olması çok önemli değil ama muhtarlıkta kadın adayı desteklerim.”

Şeyda da çıkarsa kadın muhtar adayını destekleyecek. “Eşim işçi, ben ev hanımıyım. Bütün hayatım mahallede geçiyor. Kızılay’a en son ne zaman gittim hatırlamıyorum bile. Sincan’a da belki iki üç ayda bir gidiyorum, ihtiyaç olursa. Muhtar kadın olursa beni daha iyi anlar, yanına daha rahat giderim. Ama parti tutmayacak, herkese aynı davranacak...”