Ünaldı’da işçi olmak: Küfür, şiddet, taciz, kötü çalışma koşulları...
Ayşe ve Fatma Antep Ünaldı Mahallesi’ndeki konfeksiyon atölyelerinde çalışan, 17 yaşında iki genç işçi. Atölyelerde yaşadıkları ise fiziki şiddet, sözlü taciz, kötü çalışma koşulları...

Evdeki sıkıntılardan ve maddi yetersizlikten dolayı okulu bırakmak zorunda kalan, 17 yaşında iki genç işçi onlar. Hatta henüz çocuk işçi bile diyebiliriz. Antep Ünaldı Mahallesi’nde önceki çalıştıkları konfeksiyon atölyesinde şiddet, taciz, kötü çalışma koşullarına maruz kaldıklarını anlatıyorlar. Şimdi o çalıştıkları atölyeden ayrılıp başka bir atölyeye girmişler. İsimlerini vermek istemeyen, benim de Ayşe ve Fatma olarak yazacağım bu iki işçiye bırakıyorum sözü.

Yaklaşık beş senedir işçi olarak çalışan Ayşe söz alıyor önce: “İşe yayan gidiyoruz. Günde 12 saat çalışıyoruz. 1 saatlik molamız var. Haftalık 250 lira yevmiye alıyoruz.” Ara sıra öksürüyor. Atölyenin havasız ve toz içinde olduğundan bahsediyor.

“İşe gitmediğimiz gün haftalığımızdan kesinti yapılıyor” diyen Fatma ise ustaların fazla mesai ile açığı kapattığını söyleyerek devam ediyor: “Kazanlı press, çay servisi, atölyedeki getir-götür işleri, temizlik... Her işi neredeyse biz yapıyoruz. İşimiz bittikten sonra diğer işçilere yardım etmek zorundayız, makineci ve halfeler ise işleri bittikten sonra evlerine gider. Bizler mesai bitimine kadar atölyede oluruz.”

‘10 YAŞINDAKİ İŞÇİLER İŞE YETİŞEMEYİNCE USTADAN DAYAK YİYOR’
Atölyede yaşları 10 civarında işçilerin de olduğunu söylüyorlar. Ayşe, “5 makine var diyelim, birine yetişemedikleri takdirde dayak yiyorlar ustalardan. Yetişkin biri olsa dahi yetişemez bu işlere” diyor. Ayşe, şiddetin yalnızca çocuklara değil işi yetiştiremeyen çıraklara da uygulandığını söylüyor ve sık sık “Sırtına kırbacı yersin” sözünü işittiklerini aktarıyor. Ustalarının kızgın veya canının sıkkın olduğu zamanlarda çocukları dövebildiğine de şahit olmuşlar, hatta patronun ustalara “İstediğini yapmazsa döv” dediğine...

“Ezilmenin ne olduğunu işe başlayınca anladım” diyen Ayşe, bugüne kadar hiç duymadığı hakaretlere, küfürlere ve şiddete maruz kalmış.

REGL DÖNEMİNDE BİLE TUVALET MOLASI 5 DAKİKA
Ayda bir menstürasyon dönemlerinde ağrı çektiklerini dile getiren Ayşe, “Ustaya ‘Rahatsızım, gidip dinleneyim’ diyorum, nedenini sorunca “Kadınsal sorun” diyorum. “Elini yüzünü yıka, hap kullan” diyerek işimin başına dönmem gerektiğini söylüyor. Fatma sözü alıyor: “Kardeşim regl dönemindeydi. Sorununu anlattı ustaya, ‘İş yoğun, gidemezsin’ dedi. O da kaçtı. Ertesi sabah işe geldiğinde dövdüler.” Fatma “Regl dönemlerinde dahi tuvalet molası 5 dakika” diye ekliyor.

Fatma kız kardeşinin uğradığı başka bir şiddet olayını daha paylaşıyor. 45, 50 yaşlarında bir adamın kardeşini rahatsız edici davranış ve ifadelerde bulunduğunu, kız kardeşinin patrona durumu bildirmesi üzerine patronun “Bir şey olmaz” dediğini ekliyor sözlerine: “Çayları kardeşim dağıtıyordu, o adama vermek istemedi. Mecbur çay götürecekmişiz, fakat götürmediği için dayağı yemişti.”

Şimdi çalışmaya başladıkları atölyeye aynı durumlarla karşılaşmamak umuduyla girdiklerini ancak oranın da aynı olduğunu şu son sözlerle aktarıyorlar: “Bize gelip vurduklarında sesimizi çıkaramıyoruz, ama arkamda duran olsa hakkımı ararım.” Ayşe, birçok Ünaldı işçisi kadının ve çocuğun aynı sıkıntıları yaşadığını dile getiriyor.

İlgili haberler
‘Seçme hakkını’ seçmek... Zora, zorbalığa rağmen.....

Görüyor ve biliyoruz ki bu seçimler yalnızca “Belediyeyi kim yönetecek?” seçimi değildi, şimdi artık...

Kriz derinleşiyor, kadın işsizliği artıyor

Normalde ve kriz dönemlerinde neden ilk kadınlar işsiz kalıyor, neden kadın işsizliği daha yüksek? D...

Sözleşmelerde kadın işçilerin talepleri neden yer...

İşkolunda 130 bini aşkın işçiyi ve ailelerini doğrudan ilgilendiren sözleşme görüşmeleri, bu yıl met...