Ekmek ve Gül Mayıs 2019 sayısı
Bu soruyu yanıtlamaya çalışıyoruz bu ay dergimizde; ‘Bunca ortaklık içinde nasıl olur bu kadar bölünmüşlük? Bu bölünmüşlüğü aşıp birlikte mücadelenin, ortak dertleri çözmenin yolunu nasıl bulacağız?’

Dergimiz 1 Mayıs tablosunun ön günlerinde memleketin dört bir köşesinde kadın işçi ve emekçilerle yaptığımız buluşmaların izlerini taşıyor. Tam da bu nedenle daha önceki aylardan daha fazla işçi mektubu, röportajı, yazısı içeriyor. Bu, bir tesadüften öte, bu buluşmaların verimliliğinin bir göstergesi. Mersin’den, İzmir’den, İstanbul’dan, Eskişehir’den, Antalya’dan, her biri biricik yaşamını insanca sürdürme mücadelesi veren onlarca kadının anlattıklarından ortak paydalarımızı süzmeye, bu ortak paydaların önümüze koyduğu sorulara birlikte yanıt vermeye çalıştık dergimizde: “Bunca ortaklık içinde nasıl olur bu kadar bölünmüşlük? Bu bölünmüşlüğü aşıp birlikte mücadelenin, ortak dertleri çözmenin yolunu nasıl bulacağız?”

Dergimiz bir bakıma “yeni hayatta” olmasını istemediklerimizin bir özeti gibi. Farklı iş kollarında çalışan kadınların anlattıkları, yalnızca ekmeğimizi kazanırken değil, bir kadın olarak bu ülkede yaşadığımız şiddet, taciz, aşağılanma, ikincil görülme, baskılanma gibi temel dertlere de ışık tutuyor. Gündemde olan zorunlu BES uygulamasının kadınlar için ne anlama geldiğini orta sayfamızda anlatıyoruz. Tarihin defterlerini ise Flormar işçisi Sultan’ın direnişinden çıkardığı dersler açtırdı bize. Sultan’la Rosina arasındaki bağ “Dil farkı bilmeyiz, din farkı bilmeyiz...” diyen 1 Mayıs şarkısında tınlayan o güzel birliği seriyor ortaya.

Sağlık, tiyatro, kitap, sinema köşelerimiz kadınlık hallerimizin farklı boyutlarını sunuyor yine. Bu ay çoğumuzun derdi alerjik hastalıklara odaklandık. Tiyatro köşesinde ise bir ötekileştirme hikayesini trans birey üzerinden anlatan Eylül oyununu tanıtıyoruz. 8 Mayıs faşizmin yenildiği gün olarak tarihte özel bir yer tutuyor; bu özel tarihi Yenilgiden Zafere kitabıyla hatırlatıyoruz. Sinema köşemizde ise Etiyopya’dan bir mücadele öyküsü var: Difret. Cesaretin neleri değiştirebildiğini gösteren bu hikaye size de feyz versin isteriz...

Gelecek ay görüşmek üzere! Mektuplarınızı ve yazılarınızı bekliyoruz, siz mektup ve yazı gönderdikçe biz kapağımızdaki gibi çiçekler açıyoruz. :)

****
Ekmek ve Gül Dergisi Mayıs sayısının tüm yazılarını okumak için TIKLAYIN
Ekmek ve Gül Dergisi Mayıs sayısının PDF halini indirmek için TIKLAYIN

Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte...
Köleliğe isyan... Başka bir dünyaya özlem...
Yan yana geldikçe ortaklaşıyoruz
Onlar aklımıza hakaret ettiğinden beri işler değişti
İş ağır, ücret asgari, hiçbir hak yok, sürekli aşağılama
Ne var ki merdiven temizliğinde diyordum
Karnımız da ruhumuz da aç
Mecbur olmasam katlanmazdım
‘Sigorta var’ diye koşa koşa gittim ama...
Köleden hiçbir farkımız yok
Çalışmaya başlayınca hepimiz değiştik
Sendikalı olmak güvenimi artırdı
Mesleğimizle ilgili kimlik problemi yaşıyoruz
Yaşatmak ve yaşamak istiyoruz
Hastanede hem çalışan hem sendikacı olmak
Ya ‘bayan’ olacaksın ya da erkek gibi!
Yorgun, tükenmiş, sağlıksız
TARİH: Rosina Corrothers Tucker
Zorunlu BES ve Kıdem Tazminatı: Çifte soyguna hayır!
Bize kreş vadedenler sözünü tutsun
Canımızı koruyamayacaksa ne işe yarıyor devlet?
Başkaldırdım, şimdi iyiyim...
İranlı Derya dayanışma ve mücadele ile hayallerine kavuştu
FİLM: Difret (Cesaret)
TİYATRO: Eylül
KİTAP: Yenilgiden Zafere
İÇİMİZDEN BİRİ: Aylin
SINIRLARIN ÖTESİNDE: Kaçak Çalışma
SAĞLIK: Alerji
Bir okumanın ardından
Ayağa kalkın ve haykırın
Bize bunları yaşatanlar utanacak, biz değil!

İlgili haberler
Ekmek ve Gül Şubat 2019 sayısı

Kriz fırsatçıları, geçim derdimiz, tatil demeden dinlenme demeden çalışıp duran işçi kadınlar… Peki...

Ekmek ve Gül Mart 2019 sayısı

Çağrımız tüm kadınlara: Korku salıp kendi kumaşını yaratmak için canımızı isteyenlere karşı, cesur o...

Ekmek ve Gül Nisan 2019 sayısı

Biliyoruz ki kadınlar baharlarını kendi elleriyle yaratacak. İnatla ektiğimiz tohumların tüm zorlu k...