Hepiniz bu hikayeyi biliyorsunuz ama görmezden geliyorsunuz; Eylül
Eylül, ‘Hepiniz bu hikayeyi biliyorsunuz ama görmezden geliyorsunuz’ cümlesi kadar net, ‘kaç kişi olduk’ sorusu kadar gerçek. Anlatılan hikaye bilmediğimiz bir hikaye değil...

“Sıfır Pozitif Tiyatro Kulübü”nün kurucularından Uğur Kanbay’ın yazdığı, yönettiği ve oynadığı Eylül oyunu, Cihangir Tatavla Sahne’de sahnelendi. Eylül 19. Direklerarası Ödülleri’nde Tek Kişilik Prodüksiyon ödülüne layık görüldü. 23. Afife Jale Tiyatro Ödülleri Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı adaylığı ve Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri Teşvik Ödülü adaylığı var.* Oyun bir ötekileştirme hikayesini trans birey üzerinden anlatıyor.

2015’in Ocak ayında sabaha karşı İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nden atlayan ve intiharı öncesi bir video yayınlayan 23 yaşındaki trans birey Eylül Cansın’dan yola çıkarak gerçek trans kadınların hikayelerinden kurgulanmış. Cinsiyet kimliğinden dolayı baskı, hakaret ve ötekileştirmeye maruz kalan Eylül’ün zorunlu seks işçiliğine uzanan zorlu yaşamı ve intihara sürüklenişi...

46. Sokak, İnfazcı Yokuşu’nda bir eve misafir ediyor Eylül seyirciyi. “Ortalama kaç yıl yaşar bir travesti?” sorusunu sorarak anlatmaya koyuluyor, Kasım ve Eylül arasında yaptığı yolculuğu ve İstanbul’da varolma mücadelesini, “ötekinin de ötekisi” bir trans kadının hikayesini... Çocukluğunu, ailesinin cinsiyet kimliğine verdiği tepkiyi, askerlik muayenesini, aşık oluşunu ve yalnız kalışını...

Eylül, oyunun tanıtım bülteninde yer alan “Hepiniz bu hikayeyi biliyorsunuz ama görmezden geliyorsunuz” cümlesi kadar net, “Kaç kişi olduk” sorusu kadar gerçek. O nedenle anlatılan hikaye bilmediğimiz bir hikaye değil pek çoğumuz için. Sorulan “Kaç kişi olduk” soru ise hiç yeni değil. Öldürülen, istismara, tacize, tecavüze, şiddete maruz bırakılanlarımızın çetelesi önümüzde duruyor.

“Bizden biri” gibi görülmeyen, utanç duyulan, dışlanan, hakarete uğrayan, istismara ve şiddete maruz kalan trans bir kadının ölümü ile yüzleşmeyi ve “bize” insan olduğumuzu hatırlatmaya çalışıyor.

“Aslında bu hikayeyi tanıyoruz. Biz bu hikayeyi; İstanbul Bakırköy’de evinde kesici aletle öldürülen trans kadın Buse’den,

Maltepe’de evinde önce kesilerek ardından bornoz ipiyle boğularak öldürülen trans kadın Nilay’dan, 23 yaşında İstanbul'da yakılarak öldürülen trans kadın Hande Kader’den,

İntihara sürüklenen ve kendini Boğaziçi köprüsünden atan Eylül Cansın’dan,

Mersin’de bindiği dolmuşun şoförü tarafından tecavüz edildikten sonra önce elleri kesilip sonra yakılarak öldürülen Özgecan’dan biliyoruz.”

Yalnız bir farkla!

Ne mi bu fark? Öldürülen ya da intihara sürüklenen trans birey ise görmezden gelerek ve tepkisiz kalarak.

Kaç kişi olduk?

* Bu yazı yazıldığında ödül sonuçları henüz açıklanmamıştı.

** Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneğinin 2016 yılında Mecliste yaptığı açıklamadan alıntı.

İlgili haberler
Hayatın gerçekliği: ‘Antabus’

Kadıköy’de tekstil işçisi, öğrenci, özel sektörde çalışan 21 kadın, Seray Şahiner’in yazdığı, Nihal...

Eşitsizlik, öfke ve cinayetin oyunu: Hizmetçiler

Hanımlarına olan nefretleri, bir taraftan da birbirleriyle olan çekişmeleri... Sürekli aynaların kar...

Gerçeklerin arasından haykıran Cinli Dirmit’in hik...

Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit oyunu, romanın okuyucuyu çektiği gibi çekiyor izleyiciyi içine. Kahkahası...