Zorunlu BES + Kıdem Tazminatı Fonu = Emekçiye Hak Kaybı, Sermayeye Ucuz Kredi
Bakan Albayrak, BES’i överken “Artık vatandaşlarımız emekli olduklarında nasıl geçinirim kaygısı taşımayacak” dedi. Aslında Bakan, emeklilerin geçim sıkıntısı yaşadığını da itiraf etmiş oldu...

İktidar, 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından, “reform” adı altında açıkladığı paketle, emekçilerin haklarına gözünü dikti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, zorunlu bireysel emeklilik sisteminin (BES) yeniden yapılandırılacağını, kıdem tazminatının fona devredileceğini, BES’te ve fonda birikecek kaynakların şirketlere ucuz kredi olarak verileceğini söyledi.
Gelin zorunlu BES ve kıdemde fon sistemine daha yakından bakalım.

BES ŞİRKETLERİNİN HESABI TUTMADI

Aslında Zorunlu BES 1 Ocak 2017’de uygulamaya konuldu. 45 yaşın altındaki işçiler ve kamu çalışanları kademeli olarak sisteme dâhil edildi. Ancak 2019 yılı Nisan ayı itibariyle sisteme giren 15 milyondan fazla emekçinin 3’te 2’si sistemden ayrıldı. Önümüzdeki dönemde sistemden çıkacaklar da dâhil edildiğinde bu oran daha da yükselecek. Yani iktidarın ve BES şirketlerinin hesabı tutmadı; sistemden çıkış oranı, beklenilen düzeyin çok üzerinde gerçekleşti.
Mevcut düzenlemeye göre sisteme dâhil edilenler ilk iki ay içinde “cayma hakkı”nı kullanarak herhangi bir kayıp yaşamadan sistemden alabiliyor. İki aylık cayma hakkı süresi dolduktan sonra da sistemden ayrılmak mümkün. Ancak bu durumda çeşitli kesintiler devreye giriyor. Tam da bu nedenle sistemden ayrılan yaklaşık 10 milyon emekçinin 8 milyonu, ilk iki ay içinde cayma haklarını kullanarak sistemi terk etti.

GİRMESİ ZORUNLU, ÇIKIŞI YOK!

Bakan Albayrak detay vermedi ama hem basına yansıyan haberler hem de Albayrak’ın sistemde toplanacak kaynak hesabından çıkan sonuçlar şunlar:
- Sistemden ayrılmış olan emekçiler yeniden sisteme dâhil edilecek. Bunun yasal dayanağı hâlihazırda mevcut.
- Cayma hakkı kaldırılacak. Böylece sistemden kayıpsız ayrılma hakkı son bulacak.
- Sistemden çıkma hakkı ya tümüyle kaldırılacak ya da asgari bir süre sistemde kalma zorunluluğu gelecek. Örneğin ilk 5 yıl sistemden çıkmak tümüyle mümkün olmayacak.
- Asgari süre bitse bile 56 yaşını doldurmadan önce sistemden ayrılanlar çeşitli kesintilerle karşı karşıya kalacak.
- Böylece zorunlu BES fonunda ciddi tutarların birikmesi garanti altına alınacak ve 15 milyondan fazla işçi ve kamu emekçisinden zorla kesilen primler şirketlere düşük faizli kredi olarak verilebilecek.


ALİ CENGİZ OYUNU
Zorunlu BES sistemi özetle şöyle işliyor: İşçi ya da kamu çalışanı, işverenin seçtiği BES şirketinde BES planına dâhil ediliyor. Her ay prime esas kazancın yüzde 3’ü oranında BES primi kesiliyor ve emekçinin BES hesabına aktarılıyor. Örneğin asgari ücretli bir işçinin ücretinden her ay 76,7 TL’lik BES primi kesiliyor. Sisteme ilk girişte 1.000 TL devlet katkısı yapılıyor. Hesaba yatırılan primlerin yüzde 25’i kadar da devlet katkısı yapılıyor. Sisteme yatırılan primler farklı yatırım araçlarında işletiliyor ve böylece getiri sağlanıyor. BES’ten “emekli” olmak için ise en az 10 yıl prim ödemek ve 56 yaşını doldurmak gerekiyor.
Bir örnek üzerinden gidelim. 2019 yılı başında sisteme dâhil edilen asgari ücretli işçi yıl sonunda BES hesabında toplamda çok ciddi tutarlar görebiliyor: 920,4 TL (prim) + 110,4 TL (prim getirisi) + 1.000 TL (ilk devlet katkısı) + 230 TL (yüzde 25 devlet katkısı) = 2.260.8 TL.
Böylece işçi şunu düşünebiliyor: “Sisteme 920,4 TL primi ödedim ama hesabımda bunun 2,5 katı para var. O halde BES sistemi bana kazandırıyor!”
Oysa işin aslı bambaşka. Televizyon reklamlarında altyazıda hızla geçen koşullar vardır ya, bir türlü okumak mümkün olmaz ama işin aslı bu koşullardadır. Aynı durum zorunlu BES için de geçerli! Çünkü devlet katkıları koşullu! Devlet katkılarından tam yararlanmak için en az 10 yıl boyunca BES primi ödemek ve 56 yaşını doldurana kadar sistemde kalmak gerekiyor. Aksi takdirde devlet katkısının ya tümü ya da büyük bölümü geri alınıyor. Bir de üzerine bireysel emeklilik şirketi bir dizi kesinti yapıyor.
920 TL PRİM ÖDE, 797 TL GERİ AL!

Örneğin ilk 3 yıl içinde sistemden çıkanlardan tüm devlet katkıları geri alınıyor. Az evvelki örneğimizdeki işçi 1. yılın sonunda sistemden çıkmak isterse hem 1.000 TL’lik devlet katkısından hem yüzde 25’lik devlet katkısından oluyor. Bu yetmezmiş gibi bireysel emeklilik şirketi, ertelenmiş giriş aidatı adı altında kesinti yapabiliyor. Bu kesinti her yıl için brüt asgari ücretin yüzde 8,5’ine kadar ulaşabiliyor. Yani şirket 2019 yılı itibariyle sistemde kalınan her yıl için 217,5 TL kesebiliyor. Bir de getiri tutarının yüzde 15’i kadar stopaj kesiliyor. Örneğimizdeki getiri tutarı 110,4 TL, bu tutarın yüzde 15’i ise 16,5 TL’ye denk geliyor.
Sonuç olarak 1. yılın sonunda sistemden ayrılan işçi hiç devlet katkısı almadığı gibi, 217,5 TL aidat kesintisi ve 16,5 TL stopaj kesintisi ile karşı karşıya kalıyor. Hal böyle olunca 920,4 TL prim ödeyen işçiye 797 TL geri ödeniyor. Anaparadan ciddi kayıp yaşandığı gibi bir de işçinin parası enflasyon karşısında değer kaybediyor!

BES ENFLASYON KARŞISINDA EZİLİYOR

Diyelim ki işçi sistemden erken ayrılmak yerine, en az 10 yıl BES primi ödemeyi ve 56 yaşını doldurana kadar beklemeyi tercih etti. Böylece devlet katkılarından da tam olarak yararlandı ve şirket kesinti yapamadı. Bu durumda işçi kazançlı çıkar mı? Kocaman bir hayır!
Çünkü “risk” esasına dayanan BES, getiri garantisi vermediği gibi anaparayı koruma garantisi de vermiyor. İşçinin primleri enflasyonun altında değer kazandığı için devasa bir kayıp oluşuyor ve devlet katkıları da bu kaybı telafi etmeye yetmiyor.
Somut rakamlar üzerinden gidelim. Bir BES şirketinin hesap motorunu kullanarak ve 2019 yılı Nisan ayından 1 yıl geriye giderek yaptığımız hesaplamaya göre oluşan tablo şu: Enflasyon oranı; yüzde 19,7. BES ortalama getiri oranı; yüzde 11,2. Görüldüğü üzere BES’in getiri performansı, enflasyonun çok gerisinde. Bir de son 5 yıla bakalım. Enflasyon oranı; yüzde 70. BES ortalama getiri oranı; yüzde 49,1. Yani süre uzadıkça enflasyon ile BES getiri oranı arasındaki fark da büyüyor. İşçinin birikimi bırakalım değer kazanmayı değer kaybediyor, devlet katkıları da bu kaybı yerine koymaya yetmiyor.

21 YIL PRİM ÖDE 125 TL AYLIK AL

Bugün 35 yaşında olan asgari ücretli bir işçi hiç ara vermeden 21 yıl boyunca prim öderse, 56 yaşını doldurduğunda 125-160 TL arasında değişen tutarlarda BES aylığı alabilecektir. Bu tutarlara BES’in yıllık en az yüzde 2 ila yüzde 4 oranında reel getiri, yani enflasyonun üzerinde getiri sağlayacağı varsayılarak ulaşılmaktadır. Bir an için gerçekleri, yani BES’in reel getiri sağlamak yerine reel götürüye yol açtığını bir kenara koyalım. En iyimser tahminle bile 21 yıl boyunca prim ödeyen bir işçinin eline aylık geçecek tutar 125-160 TL arasında değişecektir.
Bakan Albayrak, BES’i överken “Artık vatandaşlarımız emekli olduklarında nasıl geçinirim kaygısı taşımayacak” dedi. Aslında Bakan, emeklilerin geçim sıkıntısı yaşadığını da itiraf etmiş oldu. Ancak bu sıkıntıyı BES de çözmeyecek. Çünkü AKP iktidarı 2008 yılında emekli aylığı bağlama oranını daha da düşürdü. Bu nedenle 2008’den sonra işe başlayan ve AGİ dâhil eline 2.150 TL civarında geçen asgari ücretli bir işçiye bağlanacak emekli aylığı 903 TL’ye kadar düşüyor. Hal böyleyken işçi cebinden ayrıca prim ödeyip BES aylığı bağlatsa bile işçinin eline geçecek toplam tutar, emeklilikten önce aldığı ücretin ancak yarısı ediyor.

SOYGUNA DUR DİYEBİLİRİZ!
İktidar yalnızca zorunlu BES sistemini yeniden dayatmayı değil, kıdem tazminatı hakkını da fona devrederek yok etmeyi amaçlıyor. BES ile kıdem tazminatı fon sistemi birbirine çok benziyor ve risk esasına dayanıyor. Kıdem tazminatı fona devredilirse, BES’te yaşanan tüm kayıplar kıdem tazminatı için de söz konusu olacak. Bunun yanı sıra bir dizi kayıp daha yaşanacak. İşçinin emeğinin karşılığı BES ve kıdem fonuna aktarılacak ama işçi belli bir süre boyunca bunlara dokunamayacak. İşçinin, dokunamadığı birikimi, şirketlere ucuz kredi olarak peşkeş çekilecek. Bu çifte soyguna dur diyebiliriz! 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yükselen itirazlar, birleşik bir mücadelenin hak gasplarını durdurabileceğini müjdeliyor...


KIDEMDE FON SİSTEMİ NASIL OLACAK?

Kıdem tazminatı ile ilgili henüz bir taslak yok. Ancak Bakanın açıklamaları ve basında yer alan haberlere göre üç aşağı beş yukarı şöyle bir sistem oluşturulacak:
1) Kıdem tazminatı fonu kurulacak. Zorunlu BES’te olduğu gibi kıdem tazminatı fonunda da işçilerin ayrı ayrı bireysel hesapları olacak.
2) Bireysel emeklilik hesabı ile kıdem tazminatı hesabı bütünleştirilecek. Yani bu iki hesap ya tek bir hesapta toplanacak ya da birbiri ile ilişkilendirilecek.
3) İşverenler her ay işçinin kıdem hesabına kıdem tazminatı primi yatıracak. BES’te primi işçi öderken, kıdem tazminatı fonunda primi işveren kendi kasasından ödeyecek.
4) Ancak aynı BES sisteminde olduğu gibi kıdem tazminatı fon sisteminde de işçi canı istediği zaman parasını çekemeyecek. İşçi asgari bir süre (örneğin 15 yıl) beklemek zorunda olacak ve bu süre içinde işten çıkarılsa ya da ayrılsa bile kıdem fonuna dokunamayacak.
5) Bu asgari süreden sonra ancak emeklilik tarihinden önce fondaki parasını almak isteyen işçi yine ciddi kesintiler ve kayıplar yaşayabilecek.

FON SİSTEMİNDE YAŞANACAK KAYIPLAR

1) Kıdem tazminatının iş güvencesi boyutu yok olacak. Küçük işyerlerinde çalışan işçilerin tek güvencesi olan kıdem tazminatı hakkı ortadan kalkacak.
2) İşverenler artık kıdem tazminatı ödeme kaygısı olmadan işçi çıkarabilecek. İşten çıkarma maliyetleri düşecek, işçi çıkarma kolaylaşacak.
3) Kıdem tazminatı kara gün dostu olmaktan çıkacak. İşten çıkarılan ya da ayrılan işçi, asgari süre dolmadıysa kıdem tazminatını alamayacak.
4) Evlenen kadın işçi, asgari süreyi doldurmamışsa, evlendikten sonraki 1 yıl içinde işten ayrılsa bile kıdem tazminatını alamayacak.
5) Hakları ihlal edilen işçi artık “hakkımı vermezsen, kıdemimi alır giderim” diyemeyecek. İşverenler işçi haklarını daha kolay ihlal edebilecek.
6) Kıdem tazminatı son ücret üzerinden hesaplanmayacak. İşçinin yıllar içinde elde ettiği ücret ve hak artışları kıdem tazminatına yansımayacak.
7) Sigorta primi gerçek ücretinden ödenmeyen ve düşük gösterilen işçinin kıdem tazminatı da düşük tutardan hesaplanacak.
8) Yol ve yemek gibi ayni haklar ile kasa tazminatı, aile ve çocuk zammı gibi bazı yan haklar kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmeyecek.
9) Aynı zorunlu BES sisteminde olduğu gibi kıdem tazminatı fon sisteminde de işçinin fonda biriken parası enflasyon karşısında değer kaybedecek.
10) Her 1 yıl için 30 günlük ücret tutarında hesaplanan kıdem tazminatı, 30 günden 15 güne hatta 12 güne kadar düşebilecek.

İlgili haberler
Kıdem tazminatı en çok bize lazım!

Bir mücadele ağı kurmak ve en önde de işine, geleceğine sahip çıkmak isteyen kadın işçilerin durması...

İşçi anneme kıdem tazminatını anlatmak

İşçi bir anne ile kızının kıdem tazminatı sohbeti...

Renta işçileri kıdem tazminatı için fabrika bahçes...

Eskişehir’de bulunan Renta Elektrikli Ev Aletleri Fabrikasında çalışan işçiler, hükümetin yeni 'refo...