Hem TÜSİAD’ın hem de 31 Mart yerel seçimlerinde adayların kadınlara vaatlerinden olan kreşi İkitelli’de kadınlara sorduk. İkitelli’de kadınlarla kreşi konuşmak için yan yana geldiğimiz günlerde ilçemiz sınırları içerisinde bir çocuğa yönelik istismar haberi ile sarsıldık. Böylesi bir gündemde konumuz her ne kadar kreş olsa da kadınların içini yakan çocuk istismarına değinmeden geçemedik. Bu yaşanan olaylarda hükümete duyulan öfkenin yanında Suriyelilere dönük de ırkçı söylemler de vardı. Bu duruma ilişkin Suriyeli Sinem’in söyleyecekleri var elbette: “Biz kaynanamlarla birlikte yaşıyoruz. Ben çalışmıyorum. Eşim çalışmamı istemiyor. Yaşadığımız mahallede çocukların oynayacağı hiçbir alan yok. Biz Suriyelilerin çocukları için de sokaklar çok tehlikeli. Yaşanan istismarı ‘Suriyeliler yapmış’ diyorlarmış. Birkaç gün diken üzerindeydik. Zaten her yerde bize hakaret ediyorlar, bizi hor görüyorlar. Ben çok üzüldüm küçük kız için. Benim de iki kızım var. Hiçbir çocuğun başına bunun gelmesini istemem. Bunu yapan hangi milliyetten olursa olsun insan değil. Ama bu memlekette ne olursa olsun hep bizden biliyorlar. Ya bizlerin başına gelenler? Sürekli hakarete maruz kalıyoruz. Birde bizim çocuklarımızda sokaklarda istismara uğruyor. Bizlerin şikâyet edecek bir devleti bile yok. Biz Suriyeli kadınlar Türk erkeklerine ikinci eş olarak veriliyoruz. Çocuklarımızı erken yaşlarda evlendiriyoruz başlarına bir şey gelmesin diye. Ben sizin aracılığınızla Türkiyelilere bir şey demek istiyorum; Biz buraya güllük gülistanlık bir ortamda gelmedik ve güllük gülistanlık yaşamıyoruz. Türkiye devleti bütün çocukların güvenli olacağı yerler yapmalı ve çocukları korumalı. Irkı, ülkesi ne olursa olsun.”
KREŞ VAADEDENLER SÖZÜNÜ TUTSUN!
26 yaşındaki bir kız çocuğu annesi Leyla’da kız çocuklarına yapılan baskılara öfke duyuyor “Ben çocuğumun bizim yetiştirildiğimiz gibi baskı altında yetişmesini istemiyorum. Kızlar daha baskı altında yetiştiği için daha çok sesiz kalıyor. Birçok şeyi yaparken korkuyor. Yaşadıklarını korktuğu için söylemiyor.” Bir yandan da yaşanan istismara öfkesini dile getirerek devam ediyor.
Kreş konusuna değiniyoruz Leyla ile. “Eşim alıyor 2500 TL. kiramız 900 TL. 600 TL kredi borcu. Geriye 1000 TL kalıyor bununla çocuğun bezine, kıyafetine, oyuncağına mı yettireyim? Mutfak ve faturalar başka dert. Böyle nereye kadar gidecek? Mecburen benim çalışmam gerekiyor. Çocuğu kreşe vermeliyim. Hem çalışabilmem için hem de çocuğumun daha güvenli ve sosyalleşebilmesi için. Ama özel kreşler pahalı. Çalışıp aldığımı kreşe verirsem de geçinemeyiz. Bu belediye seçimlerinde ilk kez sırf “ücretsiz kreş açacağız” diyorlar diye CHP’ye oy verdim. Kadınlara verdikleri sözü tutsunlar. Memleketin her mahallesinde sırf çocukların güvenli ortamlarda olması için bile ücretsiz, herkesin rahatlıkla çocuklarını bırakabileceği güvenli kreşler açılmalı!”
O KADAR EMEK VERİYORUZ AMA BİR KREŞİMİZ BİLE YOK
28 yaşında ve 11 yıldır çeşitli fabrikalarda işçilik yapan Olca’da yaşamın çok zor olduğunu söyleyerek bu sebeple henüz çocuk yapmak istemediğini söylüyor. “Şu an eşimde bende çalışıyoruz. Ama yinede zar zor geçiniyoruz. Çocuk olsa nasıl geçineceğiz? Çocuk olduğunda benim çalışmamam gerekiyor. Ben bir çocuk doğurmak istesem ona bir gelecek hazırlamak zorundayım. Çalıştığımda çocuğu kreşe vermem gerekiyor. Özel bir kreşe versek gücümüz yetmez. Devlet kreşleri yok. Mahallelerde belediyelerin kreşleri de yok. İşyerleri desen hak getire.
Biz çalıştığımız işyerlerine onca emek veriyoruz. Ama onlar bizlerin hayatını kolaylaştıracak hiçbir şey yapmıyorlar. Ne benim ne de eşimin işyerinde kreş yok. Çocukların bakımı sağlıklı ortamlarda büyümesi sadece kadınların sorunu da değil. Mahalle aralarında sübyan mektepleri adı altında ne olduğu belli olmayan yerler var. Çevremde çocuğu olan ve çalışmak zorunda olan kadınlar var. Nasıl güvenip oralara bırakabiliyorlar anlamıyorum. Ama mecbur kaldıklarını da görebiliyorum. Bakacak kimsesi olmayınca geçim de zor olunca mecbur kalıyorlar.”
KREŞ KADINLAR İÇİN OLMAZSA OLMAZ
Sevinç eltisinin çalıştığı yerde kreşin olmasını eltisini nasıl rahatlattığını anlatarak başlıyor konuşmaya. “Mahallelerde de işyerlerinde de ücretsiz kreş yapmasalar da düşük ücretlerle açılsa bile razıyız. En azından sokaktan daha güvenli ortamda ve sağlıklı eğitim alacakları bir yerde olmaları bizim için iyi olur. Ben de tekstil atölyesinde çalışıyorum. Çocuğuma annem bakıyor. Annemin başına bir şey gelse ben ne yaparım? O nedenle kreş biz çalışan kadınlar için olmazsa olmaz.”
İlgili haberler
Kreş hakkı ve Anayasa değişikliği
Patronların kreş açma zorunluluğu kağıt üstünde. Gözümüzün arkada kalmayacağı kreşler ateş pahası.
Nerede ücretsiz, nitelikli kamu kreşleri?
Aslında kreş bir haktır. Devlet açmalıdır, denetlemelidir, niteliğini artırmalıdır. Hem bunu yapmıyo...
TÜSİAD’ın ve kadınların ‘kreş talebi’ uzlaşabilir...
TÜSİAD’ın 8 Mart öncesinde açıkladığı rapor ‘kreş hakkı’nı bir kez daha gündeme getirdi. Ama ‘patron...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.