Patronların kriz fırsatçılığı: Az işçi, yoğun iş, ücret düşük
Esenyurt’da depo işçisi kadınlar ekonomiyi, krizi, asgari ücreti konuştu. Fabrikalarında çalışma koşullarının zorluğundan bahseden kadınlar işten atmaların sudan sebeplerle olduğunu anlattı.

Esenyurt’daki tekstil ürünlerinin depolanıp Türkiye’de ve çeşitli ülkelerde bulunan mağazalara dağıtımın yapıldığı bir işyerinden kadın işçi arkadaşlarla sohbet ettik. Yaşamlarına ve ülke ekonomisine dair söyleyecekleri vardı kadınların. Sohbet ettiğimiz kadınlar içerisinde bu zamana kadar hep AKP’ye oy vermiş kadınlar da vardı. Daha biz sormadan başladılar, canlarını yakan meseleleri anlatmaya...

Kadınlar öncelikle ekonomiden şikâyetçi. Özellikle gıda ürünlerini alamadıklarını söylüyor birçoğu. Bazıları evlerinde doğalgaz olmasına rağmen kömür sobası kullanıyor. İşçilerden Ayşe, geçtiğimiz günlerde salata malzemesi almak için markete gidişini şöyle anlatıyor; “Tezgahta iki çeşit vardı biri daha pahalı diğeri çürük ve biraz daha ucuzdu. Ben de ucuz olanı aldım yarısını çöpe atacağımı bile bile. Üç çocuk okutuyorum. Ne yaparsam yapayım bir şeyler hep eksik kalıyor.”

“Bu halimize de şükür” diyen kadınlar da vardı sohbet ettiklerimiz içerisinde ancak memleket halini, yaşadığımız durumları konuştukça şükretmek zorlaşıyor. Sohbetin ilerleyen dakikalarında söz alan Nergis adlı işçi, “Bizim işyerinde asgari ücrete gelen zam çok tartışıldı. Bir taraftan ‘fena yapmadılar hani’ deyip bir taraftan da ‘bu maaşla da ay sonu gelir mi’ diye çok konuştuk. ‘Hükümet iyi yaptı ama işveren artı 400-500 daha yapmalı’ diye bolca konuşuldu. Ama işyeri ek zam yapsa bile yapılan zamla geçinebilecek miyiz?” diyor.

SUDAN SEBEPLERLE TUTANAK TUTUYORLAR
Kadınlar çalışma koşullarının ağırlığından da bahsediyor. Leyla giriyor bu sefer söze; “Benim çalıştığım bölümde ağırlıklı olarak kadınlar çalışıyor ve işimiz gereği kolileri paletlerden masamıza alarak çalışmak zorundayız. Genelde koliler taşıyamayacağımız kadar ağır oluyor. Birçok kadın arkadaşımızın bel fıtığı gibi rahatsızlıkları oluyor. Bir tane kadın arkadaş işyerinin sunduğu anlaşmalı çıkış hakkını kullanmak istedi ancak işyeri bunu kabul etmedi. Gerekçe de ilk olarak sağlık problemi olanları yani bel fıtığı olanları çıkarmayı tercih etmeleriydi ve bu yüzden de çıkışını onaylamadılar. Anlaşmalı iş çıkışı yapan arkadaşlarımızla hala görüşüyoruz. Üç aydır işten çıkmış olmalarına rağmen hala iş bulamadılar ve bu zaman zarfında çalışamadıkları için daha çok borçlandılar. Sekiz saat çalışmamıza rağmen çalışma tempomuz on iki saate denk geliyor. Bu yoğun tempoyu kabul etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü tutanaklarla bizi korkutuyorlar. Her tutanak primlerimizden kesilen ücret anlamına geliyor. Bu nedenle de çoğumuz ses çıkaramıyoruz. Bizim depoda tutanak yediği için işten atılan işçiler de oldu. Kriz dönemi birçok işyerinde işten çıkarmaların olduğu, bizim işyerinde de tutanaklarla birlikte işçilere işten çıkmak isterseniz tazminatınızı verelim çıkın uygulamasının patron tarafından dayatıldığı bir süreç. Sudan sebeplere geri bildirim alan arkadaşlarımız var. ‘Sebilden su içtin’ denilip tutanak tutulan arkadaşlarımız var. Su içmek insani bir ihtiyaç olmasına rağmen ‘çalışırken su içip kaytarıyorsun’ diye tutanak tutuluyor. Çalışanlar işten çıkmaya zorlanıyor ve bu şekilde kendileri çıkartmamış da biz çıkmışız şeklinde ifade ediliyor. Kriz süreçlerinde daha az insanla daha fazla iş yapmak ve de işlerin yoğun olmamasından kaynaklı daha az işçi barındırmak kaygısıyla bu uygulamalar yapılıyor.”

BORCU OLAN İŞÇİLER KIDEM TAZMİNATINI SIFIRLIYOR
Leyla’nın ardından Meryem devam ediyor; “Bizim işyerinde kıdem sıfırlama diye bir uygulama var. Yedi senedir çalışan bir arkadaş borcu olduğundan kaynaklı kıdem sıfırlama talep etti. Bu arkadaşın kıdemi sıfırlanarak tazminatı verildikten sonra, bir gün iş yokken palete oturduğu için hakkında tutanak tutuldu ve işten çıkartıldı. Benim de borçlarım var. Altı yıldır çalışıyorum burada. Ben de kıdem sıfırlayayım diyordum, bu olayı duyunca vazgeçtim.”

İlgili haberler
‘Ekonomik kriz demek kadınları erkeğe bağımlı kılm...

‘Ekonomik kriz, kadının istihdamda yer bulamaması, kadını eve, erkeğe bağımlı kılarak emeğinin sömür...

Patronların kriz fırsatçılığına karşı kadın işçile...

Patronlar krizi gerekçe göstererek fırsatçılık yapıyor. Yine en fazla kadın işçilerin hakkı gasbedil...

Kriz döneminde kadınlar: Sürekli hak kayıpları ve...

Doç. Dr. Emel Memiş kriz koşullarında kadınların yaşam koşullarının erkeklere göre daha da zorlaştığ...