Evliliği boyunca şiddet görmüş, bütün hayatı alt üst olmuş, boşanmaya kalkışmış, bu defa da hem yasalar hem boşanmamak için ayak direyen eski kocalarla uğraşmak zorunda kalan kadınlar, ellerinde evraklarla oradan oraya koşturup duruyor.
Bir adet uzaklaştırma kararı, iki adet darp raporu, son duruşmadan alınan mahkeme kararı ve derme çatma tutulan evlerin ikametgah belgesi...
Peki, bu evraklarla nereye gidiyor bu kadınlar?
Kendisinin ve çocuklarının canını zar zor kurtardığı, şiddet gördüğü o evden çıkmak bir kadın için kolay değil zaten. Çıksa bile bu sefer elinde onca evrak olmasına rağmen mahkemede boşanamıyor. Boşanma gerçekleşmediği için de kendisiyle kalmalarına rağmen çocuklarının ikametgahını üstüne alamıyor...
Yeni eğitim dönemi başladığından beri derneğimize bu sorunla gelen bir çok kadın oldu.
KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?
Onlardan biri de Gülcan. İki çocuğuyla şiddetten kurtulmaya çalışıyor. Elinde yukarıda saydığım koruma kararından, darp raporuna kadar –çocuklar da şiddet mağduru- bir sürü evrak olmasına rağmen kocası nafakanın miktarı üzerinden sorun çıkarttığı için mahkeme boşanmayı gerçekleştirmiyor. Böyle olunca çocuklar anneleriyle yaşadıkları için okula gidemiyor. Gülcan, okul müdürüne gidip derdini anlatıyor ama müdür ille de adres şartı koyuyor. “Ama ben ve çocuklarım şiddet mağduruyuz, mahkememiz sürüyor. Mahkeme bitinceye kadar çocuklar okula gitmesinler mi” diye sorduğunda, müdür, “O zaman adresleri neredeyse oraya gitsinler” diyor.Gülcan’a dayatılan kırk katır mı, kırk satır mı misali: Ya çocuklarını okula göndermeyecek ya da şiddet gördüğü yere geri dönecek!
Benzer durumda başka bir kadına başka bir okulun müdürü ise “O zaman özel okula gitsin” diyor. Hayatını zar zor kurtarmış, derme çatma bir ev bulmuş ve sosyal hizmetlerden aldığı yardımlarla yaşamaya çalışan bu kadına özel okulun yolunu gösteriyor okul müdürü.
Okul müdüründen devletin diğer kurumlarına bir çoğu sorumluluğu üstünden atmaya çalışıyor. Dernek olarak kadınlarla birlikte okullara gidip bu duruma müdahale etmek istediğimize karşımıza çıkan manzara bazı soruları ortaya çıkardı. Okul müdürünün elinde bunca evrak olan bir kadının çocuklarını geri çevirmesinin nedeni şiddet uygulan kocanın kendilerine musallat olmasından korkmaları olabilir mi? Bu kadar suç işlemiş bir erkeğin neden tutuklu olmadığını sorguluyor, “Karısına ve çocuklarına bunu yapan bana ne yapmaz” diye düşünüyor olabilir.
Buradaki yasal boşluğa dikkat çekmek için gündeme getiriyoruz elbette bu soruları; yoksa müdürün tavrını onayladığımızdan ya da gereksiz bir iyi niyet gösterdiğimizden değil.
ŞİDDETE GERİ DÖNMEK...
Zaten yaşanan başka örnekler de iyi niyetli düşünmeyi engelliyor. Yine mahallemizde bir okulun müdürü, şiddete karşı devlet koruması altında olan bir kadından “bağış” adı altında para talep edebiliyor.Biz dernek olarak bir kaç kez yaptığımız müdahaleler sonucunda bu durumdaki üç çocuğu okula yazdırabildik. Maalesef eğitim öğretim döneminin ikinci ayı olmasına rağmen halen okula başlayamayan çocuklar da var. Bunca şiddettin yanı sıra çocuklarını da okula gönderememek kadınları psikolojik olarak olumsuz etkiliyor, güçsüzleştiriyor. Bütün ısrarlarımıza rağmen bir kadın arkadaşımız, şiddet gördüğü eve, çocuğu için geri dönmek zorunda kaldı bile.
‘GEÇİCİ VELAYET’ TALEP EDİLEBİLİR
Av. Devrim AVCI
Boşanma davasını sonuçlanması üzerine, müşterek küçük çocukların velayeti, taraflara bağlanacak nafaka miktarı, eşlerin mal paylaşımı gibi hususlar da boşanmaya bağlı haklar olarak karara bağlanır. Ancak, henüz tam anlamı ile sonuçlanmamış bir davada, Esenyalı’daki örnekte görüldüğü gibi, çocukların velayeti başta olmak üzere sorunlar yaşanabiliyor.
Yine de, boşanma davası devam ederken Hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alabilir, almalıdır.
Bu düzenleme Medeni Kanun’un 169. maddesinde yer almaktadır. Nasıl boşanma davası devam ederken nasıl tedbir nafakası ödenmesine karar veriliyorsa, müşterek küçük çocukların velayetleri de dava devam ettiği müddetçe geçici olarak taraflardan birine verilebilir.
Bu durum, uygulamada “geçici velayet” olarak isimlendirilir. Boşanma davasında bir sonuca varılana kadar eşlerden birinin çocuğun geçici velayeti konusunda hakkı olacaktır. Her ne kadar Kanun, hakim re’sen yani kendiliğinden karar verir dese de, bu konu ile ilgili özel olarak talepte bulunmak uygulama açısından daha etkili olacaktır.
Ancak, velayeti geçici olarak anneye bırakılmış olsa da, çocukların okul kayıtları açısından kadınlar yine de sıkıntılar yaşıyor. Bu durumda yapılacak şeylerden biri okul kaydı babadan onay almak olabilir. Ancak zaten canını zor kurtarmış kadınların bunu yapmasını beklemek mümkün değil! Bu açıdan boşanma davasının davam ettiği mahkemeye başvurarak, hakimden ayrıca, çocuğun okul kaydının yapılması için izin ve yetki alınması da bir diğer yol. Böyle bir geçici velayet kararına veya hakimin iznine rağmen, bu kararı uygulamayan merciler ve kişiler, mahkeme kararını uygulamadığı gerekçesi ile şikayet edilebilir.
İlgili haberler
Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde...
Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanl...
Şiddete çözüm bulunmuyor, işsizlik büyük sorun...
Kadınlardan aldığı destekle muhtar seçilen Sevgi Akyıldız mahallenin dertlerini anlattı; 'Kadınlar g...
Yoksul okul masraflarını nasıl karşılasın?
Sincan’da konuştuğumuz kadınların birçoğu evine sadece asgari ücretle geçindirdiğini dile getiriyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.