DERGİMİZDEN
İnsanca çalışma koşulları ve yaşanabilir bir ücret talebiyle sıfır zam dayatmasına karşı greve çıkan Bakırköy Belediyesi kadın işçileri Ekmek ve Gül aracılığıyla yeni yıl dileklerini iletti…
Sağlıklı bir şekilde yaşamak, bilimin bize sunduğu imkanlardan yararlanabilmek hepimizin hakkı. Ama her ne hakkımız varsa mücadeleyle kazananlar olarak HPV aşısı için de mücadele etmemiz gerekiyor.
Yaşamlarımızı çözülemez bir düğüm gibi sarmalayan şiddet yumağına, kadına yönelik şiddeti besleyen iktidara karşı, sıkı sıkı kenetlenen ellerimiz, birbirimize yasladığımız sırtlarımız cevap olacak.
Ne yalnızız, ne çaresiz. En büyük dayanağımız dayanışmamız ve kız kardeşliğimiz. Dayanışmamızı daha da büyüttüğümüz dirençli, umutlu, sağlıklı bir yıl olsun 2022.
Kadın mücadelesinin çeperini genişletmek zorunda bırakan ağır koşulların, aynı zamanda daha çok kadını bu mücadelenin etkin bir parçası, öznesi olmaya da meylettiren koşullar olduğunu unutmayalım.
Kemalpaşa Belediyesinde kısa bir süre önce örgütlenen Genel İş İzmir 7 Nolu Şube, 25 Kasım vesilesiyle İşçi Kadın Buluşması yaptı. Bir kadın işçi etkinlikten kendine kalanları Ekmek ve Gül’e yazdı.
Bizler sürekli şiddete mahkûm ediliyoruz, öldürülüyoruz. Hükümetin kadın düşmanı politikaları devam ettiği sürece ne fabrikada ne de ülkede koşullar düzelecek ne de biz kendimizi güvende hissedeceğiz.
5 Kasım günü işten eve dönerken Selçuk G. tarafından katledilen Lüleburgaz Belediyesi çalışanı İlknur Gökay Tuncel’in arkadaşı Şenay Ünlü, İlknur için yazdı.
Yaygın şiddet sorununu konuşurken karşımıza en çok çıkan argümanlardan biri bu. Şimdi bunun üstüne hep birlikte düşünelim, bu argüman neden yanlış cevap verelim.
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 25 Kasım vesilesiyle serbest kürsü etkinliği yaptı, şiddeti konuştu. Kadınların ağızlarından dökülen ortak şey ise güvenli yaşamak istedikleri oldu.
Emine Bulut’un katledilişini protesto etmek için bir araya geldiğimiz mahalle eylemi dernek ile tanışmamda vesile oldu. Yürüyüşüm bütün kadınların yürüyüşü oldu. Kısacası dernek gücüme güç kattı.
Korkuya, baskıya, yok sayılmaya karşı ancak yan yana gelirsek ‘iyi oluyoruz’. Bir kez daha hissettik ki ne çok ulaşacak sesimiz ne çok birbirimizden alacak gücümüz var.
Bu sene yine öfkemiz çok kez yükseldi, çok kez üzüldük, çok kez moralimiz bozuldu ancak hep umudu birbirimizde bulduk. Mücadelenin bir parçası olarak ilerlemenin kazanımlar getireceğine inanıyoruz.
Şiddet dolu evlilik, zorlu boşanma süreci, üç çocukla hayata tutunma çabası. Geçinemeyince lisedeki oğlu okulu bırakıp çalışmaya başlayan Nurcan’ın tüm bu zor içinde tek dayanağı ise kadın dayanışması
Bazı yavrular, masaldaki gibi bisküviden yapılmış bir evde semirtilmiyor da bir çalının dibinde cansız bulunuyor. Sesleri ovada yankılanıp duruyor: Tın tın kabacığım, beni dağlarda bırakan babacığım…
Unutmayalım, farkına varıp da gücümüzün neleri değiştirdiğini, neler yarattığını hatırlayalım diye bu yılın mücadele deneyimlerinden öne çıkanları hatırlatıyoruz.
Ekmek zammı önemli! Bir devri kapatan başka bir devir açan olaylara neden olan ekmek ayaklanmalarıyla dolu insanlık tarihi. Çoğuna kadınların öncülük ettiği…
Bir kantinde işçi olarak çalışan üç kadın birlikte kaleme aldı bu mektubu. İş kaygısı, çocukların gelecek kaygısı, geçim kaygısı, şiddet kaygısı… Soruyorlar: Nereye kadar korkuyla gidecek!
Geçinemiyoruz diyen süpürgeci kadın işçiler maaşlarının yüzde 50’sinin vergiye gittiğini, kaygıyla yaşayıp kaygıyla çalıştıklarını dile getirerek, genel grevin en doğru karar olduğunu söylüyor.
“Fabrikada kadınların çoğu ek iş yapıyor, çünkü geçinemiyoruz. Gündeme atılan 3500 gibi bir para hiç kimsenin karnını doyurmaz. Bizim nasıl geçineceğimizi milyon dolarlarla oynayanlar belirliyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.