DERGİMİZDEN

Biz ölüyoruz, ENTES patronu zenginleşiyor

Bedenlerimiz kaldırmıyor artık. Çocuklarımızı göremiyor, evliliklerimiz sonlanıyor, yaşadığımız depresyon nedeniyle intiharın eşiğine getirilmiş durumdayız.

‘Uygun fiyatlı bez için market market dolaşıyor, indirim kovalıyoruz’

Bebeği 1 yaşındaki bir anne: Tasarruf yapmak için bezini özelikle gece hiç değiştirmiyorum, gündüz de kaka yapmadıysa saatlerce kalıyor.

‘Helal olsun diyemeyecek kadar çok hak ihlal ettiniz’

Mamaklı esnaf kadınlar Erdoğan’ın ‘Hakkınızı helal edin’ sözüne çok öfkeli. Borç batağı ve geçim derdinin yanı sıra, pandemi sürecinde insanların ölümüne neden olan yanlış politikalar bu öfkede etkili

‘Yaktığımız meşale diğer fabrikaları da aydınlatacak’

Bursa’daki Atılım Tekstilde daha iyi koşullarda çalışmak için sendikalaşan 27 işçi işten atıldı. Direnişteki işçilerden Serap, ‘Yaktığımız meşale diğer fabrikaları da aydınlatacak’ diyor.

Tekstil sektöründe görülen meslek hastalıklarına genel bir bakış

İş Güvenliği Uzmanı Özge Akkaya, tekstil işçilerinde çalışma koşullarına bağlı -aslında önlenebilir olan- meslek hastalıklarını yazdı.

Hayatımız, haklarımız, İstanbul Sözleşmesi bizim! Vazgeçmiyoruz

Şimdi bütün öfkemizi, direncimizi, sözümüzü, gücümüzü birleştirip ‘Dur’ deme zamanı! Şimdi ‘Haklarımızın bir tekinden bile vazgeçmiyoruz’ demek için yan yana gelme zamanı!

Genç kadınlar kaygılı: Sözleşmeden vazgeçilemez!

İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkıyor olması genç kadınlar içindeki endişeyi artırıyor. Genç kadınlar Sözleşmeden çekilme kararının yansımalarını kendi hayatlarından örnekler vererek anlatıyor.

Biz bu dünyaya yaşamaya geldik, dayak yemeye değil!

‘Cennet biz kadınların ayaklarının altındaysa peki biz niye erkeklerin ayakları altındayız? Ben dayak yemek için, yaşama hakkımı elimden almaları için gelmedim bu dünyaya.’

Güneşli balkonlar hepimizin hakkı…

İkitelli’de yaşayan Betül ve Bedriye de ayrımcılıklara maruz kalan mülteci kadınlardan…Yaşadıklarını anlatırken ülkedeki emekçi kadınların yaşadığı sorunların ortaklığı gün yüzüne çıkıyor…

Evden atölyeye şiddet sarmalı

Tekstil işçisi Ruşen, zorluklarla boşandı şiddet gördüğü kocasından. Evdeki şiddetten kurtuldu ancak çalıştığı yerde baskı, sömürü, güvencesizlik, şiddet sürüyor...

Muzaffer

Kendi emeğini ekonomik özgürlüğüne dönüştürmeyi başarır. Artık minnetsiz, başı dik, varlığını her ortamda haktan adaletten yana hissettiren direngen bir kadın olmuştur. İyi ki tanımışız seni Muzaffer…

Dünya yerinden oynar, tarihi kadınlar yazsa…

İstanbullu Amazonlar okura tuzaklar kuran, yanıltan, şaşırtan bir roman. Şebnem İşigüzel ‘okurunu içine iteceği derin bir kuyu, bir harikalar tüneli kazmaya çalışmış’ ve bunu da tam olarak başarmış.

Ekmeği kazanmak zor, ama ekmeği yapmak da zor

Geçim derdiyle açtıkları fırında Havva’nın eşi yorgunluktan yakınmaya başlayınca Havva devralmış işleri. Tüm çalışanları kadın olan fırında ekmeklerini kazanan kadınların sesi oluyor Havva…

Terzi Filiz’in sıktığı dişin ahı

Pandemi döneminde borç batağına batanlardan Filiz. İzmir’de terzilik yapıyor. Cumhurbaşkanının helallik isteyen sözlerine şu cevabı veriyor: İnançlarımızın istismarından bıktık, helal etmiyoruz!

Muhtardan al haberi

İstanbul’un Ataşehir ilçesinde, Barbaros Mahallesi muhtarı Kezban Üreyil, mahallelinin yaşadığı sorunları anlattı.

‘Çalışan bir anne olarak ücretsiz, nitelikli kreşler istiyorum’

Özel sektörde çalışan ve çocuğuna bakacak kimseyi bulamayan pek çok kadın işten ayrılmaya mecbur bırakılıyor. Çayan da bu kadınlardan biri. Talebi ise açık: Ücretsiz, nitelikli kreşler.

Sanal harcama limitimiz kadar zenginiz: Kredi kartları

‘Yanımda kredi kartım olmayınca kendimi neredeyse yoksul hissediyorum ben. Sanal olarak da harcama limitimiz kadar zenginiz oradan bakarsanız.’

‘Pandemide eğitim gecekondu gibiydi’

Çocuğu olan kadınlar pandemide eğitimin tüm yükünün üstlerine yıkıldığını, çocukların eğitimden uzak kaldığını söyledi.

Gerici ve piyasacı eğitim için pandemiyi fırsat bildiler

Çocuklarımızın yaşamlarından bir buçuk yıl alarak, okullarından ve arkadaşlarından mahrum bırakarak onları yalnızlığa ve mutsuzluğa sürüklemek istiyorlar. Biz umutsuzluğu ve mutsuzluğu söküp atacağız.

Pandemi, kısıtlamalar ve çocuklar: Oyunla aşılan sınırları keşfedelim!

‘Çocuklarımızdan sağlıklı birer yetişkine dönüşmesini bekliyorsak bugünün yetişkinleri olarak elimizi taşın altına koymamız gerekiyor.’